Eylül ayı basın özgürlüğü raporu: 30 günün 10’unda ekranlar karartıldı
Eylül ayı basın özgürlüğü raporuna göre 60 gazeteci hakim karşısına çıktı, 30 günün 10’unda televizyon ekranları karartıldı. 14 gazeteci için 54 yıl hapis cezası istendi. 2 gazeteci tutuklandı.
Fotoğraf: Eylem Nazlıer / Evrensel
CHP’nin gazeteci kökenli Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, "Eylül ayı basın özgürlüğü raporu"nu açıkladı. Gazeteciler eylül ayını mahkeme salonlarında haberlerini savunarak geçirmek zorunda bırakıldı. Farklı şehirlerde 60’ın üzerinde gazeteci yeni başlayan ya da sürmekte olan davalarda hakim karşısına çıktı. Duruşmaların önemli bölümü ertelenirken, 14 gazeteci için toplamda 54 yıl hapis cezası istendi. 2 gazeteci tutuklandı, 6 gazeteci gözaltına alındı. 30 günün 10’unda televizyon ekranları karartıldı. 4 televizyona idari para cezaları verildi.
EN KARANLIK AY
TELE 1 ve Halk TV, RTÜK kararlarıyla 5’er gün karartıldı. Ayrıca Meltem TV, Haber Global, TELE 1 ve Fox TV’ye idari para cezaları verdi. Çakırözer, “Televizyon ekranlarının 1 ay içinde 10 gün boyunca karartılması sansürdür. Bu ceza basın kuruluşlarının ve gazetecilerin basın ve ifade özgürlüğünü engellerken, halkın da haber alma hakkını elinden almakta. Gerçekleri öğrenme, haber alma hakkımıza yapılan bir darbedir. RTÜK artık televizyon kanalları, gazeteler ve gazeteciler üzerindeki iktidar sopalığından vazgeçmelidir” dedi.
Eylül ayında internet sitelerine ve dijital mecralardaki haberlere yönelik erişim yasakları sürerken, TBMM’den temmuz sonunda çıkan dijital mecralar düzenlemesi kapsamında içerik kaldırma talepleri de artık basın kuruluşları tarafından yerine getirilmeye başlandı. Özellikle siyasetçilerin kendileriyle ilgili yolsuzluk, taciz, tecavüz, torpil iddialarını konu alan haberlere yönelik ‘İçerik kaldırma’ taleplerindeki artışa raporda dikkat çekildi.
DÜNYA ARAŞTIRDI, TÜRKİYE YASAKLADI
Tüm dünyada yüzlerce gazetecinin ortaya çıkardığı yolsuzluk haberlerinin Türkiye’de erişimine engel getirildi. Ülkeler arasındaki kara para trafiği ve bankaların bu trafikteki rolünü ortaya çıkaran ABD Hazinesine bağlı Mali Suçları Araştırma Ağına (FinCEN) ait belgelerin Türkiye ile ilgili bölümlerini yayımlayan DW Türkçe, TELE 1 ve Courthouse News Service’e erişim engeli getirildi. Çakırözer, “Tüm dünyanın konuştuğu skandalı Türkiye’de konuşamaz hale geldik. Bu da Türkiye’nin demokrasinin, hukuk devletinin ve yolsuzlukları sorgulama yeteneğinin ne kadar düşük olduğunu ortala koymakta” dedi.
GAZETECİLER SİYASİLERİN HEDEFİNDE
Gazeteciler yaptıkları haberler ve yazıları nedeniyle siyasiler tarafından hedefe konuldu. Kocaeli’de 2 gazeteci siyasetçilerle ilgili cinsel istismar iddiası haberleri ardından tutuklandı. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak Oda TV Haber Müdürü Barış Terkoğlu hakkında suç duyurusunda bulundu. T24 Yazarı ve Halk TV Programcısı Şirin Payzın bir başka siyasetçi tarafından sosyal medya üzerinden tehdit edildi. Fox Haber Sunucusu Fatih Portakal’ın 8 Eylül itibariyle izleyicilerine veda ettiğini de belirten Çakırözer, “Tek adam yönetiminin eleştirilerine tahammül edemediği gazetecilere uyguladığı baskılar sonucu gazetecilerin bu meslekten uzaklaşmak zorunda kalması gazetecilik ve ülkemiz adına kaygı vericidir” dedi. Gazetecilere yönelik fiziksel şiddet eylül ayında da sürdü. Elazığ ve Diyarbakır’da yerel gazeteciler yaptıkları haberler nedeniyle saldırıya uğradı.
TAHLİYELERE RAĞMEN CEZA YAĞDI
Libya’da hayatını kaybeden MİT mensubunun cenaze törenine ilişkin haber yaptıkları için aylarca tutuklu kalan Oda TV Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan, OdaTV Muhabiri Hülya Kılınç ve Yeniçağ Yazarı Murat Ağırel, Yeni Yaşam Gazetesi Yöneticileri Ferhat Çelik ve Aydın Keser hakkında verilen hapis cezalarına da tepki gösteren Çakırözer, “Bu cezalar adaletsiz cezalardır. Gazeteciler suçsuzdur ve eninde sonunda beraat edecekler” dedi.
YIPRANMA HAKKI ÖNCELİK OLMALI
Gazetecilerin yıpranma hakkını da hatırlatan Çakırözer, “Gazeteci meslektaşlarım zor şartlar altında halkın haber alma hakkı için mücadele veriyor. Gazeteciler için Mecliste verdiğimiz kanun teklifimiz bekliyor. Buradan tüm siyasi partilere bir kez daha destek çağrısında bulunuyorum. Meclis açılır açılmaz gazetecilerin yıpranma hakkına ilişkin düzenleme TBMM Genel Kuruluna getirilmelidir” dedi.
İSTİHBARATÇI ROLÜ
Çakırözer, eylül ayında Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı bünyesinde Stratejik İletişim ve Kriz Yönetimi Dairesi Başkanlığı kurulması ve İletişim Başkanlığının yetki alanlarının genişletilmesine ilişkin değerlendirmelerde de bulunarak, “İletişim Başkanlığı, diplomat ve istihbaratçı rolüne soyunmadan önce, mevcut görevlerini eksiksiz yerine getirmelidir. İlle de Türkiye’nin algısı üzerine çalışmak istiyorsa, ülkede basın özgürlüğünün tam ve eksiksiz hayata geçmesine katkı sağlamalı. Basın kuruluşlarının baskı, sansür ve ambargolar olmaksızın halkın haber alma hakkı için hür bir ortamda çalışmasını sağlamalıdır” diye konuştu. (MEDYA SERVİSİ)