Anayasa değişti ama sömürü devam ediyor
Elif Görgü
PETROL, KİMYA SANAYİ VE TEKSTİL
Ekvador’un ticaret ve finans merkezi, en büyük limanı Guayaquil, aynı zamanda en güzel kentlerinden biri. Guayas nehrinin sarı uzun kollarının arasında sığınan kente, sırtını ise Pasifik okyonusunun mavi sırtına dayamış. Ülkenin en büyük limanı da burada.
Demokratik İşçi Federasyonu Guayas Bölgesi Başkanı (FDTG) Bolivar Merchan ile Guayaquil’in dev parklarından birinde sohbet ediyoruz. Merchan, Sağlık Bakanlığına bağlı çalışan bir kamu emekçisi aynı zamanda ama Correa Hükümeti döneminde işini kaybeden binlerce memur gibi o da işten atıldı.
Guayaquil’in başkenti olduğu Guayas bölgesini anlatıyor önce. Demir-çelik sanayi görece gelişmiş bölgede, tekstil temel sanayi kollarından biri, ayrıca kağıt ve karton fabrikaları ve çok sınırlı bir beyaz eşya üretimi bulunuyor. Yine bölge halkının en çok çalıştığı alanlardan biri petrol. “Çimento ve demir fabrikaları genelde yabancı sermaye tarafından kurulan fabrikalar fakat bunlar da çok gelişmiş değil, yabancı şirketler genelde yan sanayide varlar. Öte yandan belli oranda kimya sanayi var; kimyada Arjantin ve Meksika sermayeli şirketler ve küçük oranda yerli şirketler var” diyor Merchan.
KAĞIT ÜZERİNDE ÖLÜ KELİMELER
Ancak asıl önemli olan çalışma koşulları. Hele ki “ilerici, solcu” olduğu iddia edilen bir hükümetin emekçilerin hayatında ne tür değişiklikler yarattığı asıl bilmek istediğimiz. “Sömürü devam ediyor” diyor Merchan:: “Sermayedarlar, patronlar da işçilerin yarattığı zenginliklerin tadını çıkarmaya devam ediyorlar. Yoksulluk sınırı -ki Ekvadorların yaşam koşullarını ortaya koyan bir olgudur- şu anda 580 dolar, ancak asgari ücret sadece 292 dolar. Yani Ekvadorlu ailelerin evlerini geçindirebilmeleri için kadın, erkek, çocuk herkesin çalışması gerekiyor. Bu yüzden emekçiler olarak artık Correa Hükümetini desteklemiyoruz. Ekvadorluların on yıllardır özlemini çektiği çözümleri bekledik ondan ancak bir defa seçildikten sonra seçim kampanyasının vaatleri unutuldu. Seçildiği ilk yıl anayasa reformu ile ülkenin yasal yapısı yeniden şekillendi, emekçilerin haklarında da bazı ilerlemeler sağlandı ancak yıllardır yaptıkları eylemlerle, sendikal liderlerin mücadele yolunda yaşamını yitirdiği, uğruna mücadele edilen hakların çoğu haklar da kağıt üzerinde ölü kelimeler olarak kaldılar...”
Peki Correa Hükümeti’nin uygulamaktan kaçındığı yeni anayasa işçi hakları için ne diyordu?
Açıklıyor Merchan: “Anayasa örgütlenme özgürlüğünden bahseder; çalışanlar sendikalarda özgürce örgütlenme, sendikalaşma hakkına sahiptirler. Fakat bu pratikte uygulanmayan bir madde. Çalışma Bakanlığı, devlet memurlarının örgütlenmesine izin vermiyor.
Müfettişler baskı yaparak, şantaj ve tehditlerle çalışanların sendikalaşmasını önlemeye uğraşıyorlar, anayasal hakkın kullanılmasına engel oluyorlar. Bu dönem, tıpkı özel sektörde olduğu gibi kamu sektöründe de en çok işten atmanın yaşandığı dönem oldu. Ben de hükümetle aynı fikirde olmadığım, eleştirilerimi ifade ettiğim ve emekçilerin haklarını savunduğum için Sağlık Bakanlığındaki işimden atıldım. Bizler, yerel örgütümüz ve ulusal sendikamız Ekvador Emekçileri Birliği (UGTE) ile birlikte bu haklar için mücadele ediyoruz; Correa hükümetine muhalif olduğumuzu deklare ettik ve toplumsal örgütler olarak bu seçim yılında hükümete karşı mücadele edeceğiz, bu hükümeti yıkacağız ve emekçilerin gerçek temsilcilerini, emekçi haklarının ve Ekvador halklarının gerçek savunucularını iktidara taşıyacağız.”
Neily Herrera, 35 yıllık tekstil işçisi bir kadın. 35 yıldır da yabancı bir şirkete ait aynı fabrikada çalışıyor. “39 kadın ve 339 erkek işçi olarak çalışıyoruz ve sendika üyesiyiz” diyor. Çalışma koşullarını sorunca, “Kadınlar için de erkekler için de oldukça zor. Makinalarla ve kimyasal maddelerle çalışıyoruz” diyor. 17 yaşında girmiş bu fabrikanın kapısından. Çıkamamış bir türlü. Cumartesi ve Pazar günleri dahil çalışıyor. “Sadece ayda bir pazar dinlenebiliyoruz. Diğer bütün günler sabah, akşam ve gece olmak üzere üç vardiya halinde çalışıyoruz, yani çalışma koşullarımız çok kötü.”
Ekvador’da özel sektördeki büyük sorunlardan biri emeklilik hakkı. Bir kadın işçinin emekli olması için 60 yaşına kadar çalışması gerekiyor. Anlatıyor Neily: “İlk işe başladığımda emekli olmak için 25 yıl bir fiil çalışmış olmak gerekiyordu, bu yüzden ben daha genç bir yaşta emekli olacağımı hayal ediyordum ama gerçek böyle olmadı. Bugün 52 yaşındayım ve 35 yıldır çalışıyor olmama rağmen hala 60 yaşımı doldurmak için çalışmaya devam etmem gerekiyor. İş ritmimiz çok yoğun, çoğu kadın ve erkek çalışma arkadaşım emekliliklerini beklemeden işi bırakmak zorunda kaldılar, ya hastalandılar artık çalışamadılar, bir kısmı da öldü! Bu yüzden kendimize soruyoruz, sosyal güvence hakkına ne oldu? Bu kadar emek veriyoruz, bizim kazandırdığımız paralar nereye gidiyor? İşte bu yüzden biz kadın işçiler olarak erken emeklilik hakkımız için mücadele ediyoruz, 35 yılını dolduran kadın işçi yaşına bakılmadan emeklilik hakkını kazansın istiyoruz.
Ne yazık ki bugün görüyoruz ki Rafael Correa hükümetinin politikaları bir yalandan ibarettir, onun yoksulluk karşıtı politikalar diye uyguladığı yoksulluğu daha da artırtırmış, daha fazla yoksul üretmiştir."
Manuel Jesus Oña, Ekvador Merkez Üniversitesinde çalışan bir temizlik işçisi. İşyerinde ziyaret ediyoruz onu. Tekstil işçiliği yapmış önce Manuel, bugün bir kamu çalışanı.
“Eşitsizlik, adaletsizlik ve sömürü bütün işkollarında var, kapitalist bir sistemde yaşıyoruz” diye başlıyor anlatmaya: “Özellikle tarım işçiliği alanında ve özel sektörde sömürü daha fazla ve kontrolsüzdür fakat Ekvador’da son yıllarda kamu sektöründe de sorunlar artmaya başladı, kamu çalışlanlarının ücret ve maaşlarında da zam yapmama ya da kesintiler yapma şeklinde uygulamalar gündeme geliyor, zorluklar artıyor. Öte yandan yine kamu sektöründe iş güvencesi de ortadan kalkmaya başladı, ‘istifa’ ettirme politikasıyla binlerce çalışan işlerini kaybetti” diye devam ediyor.
Sendikal hareketin bölünmüş olması ise en büyük sorun: “Biz Kamu Hizmeti Yasası’na bağlı olarak çalışıyorduk fakat bugün İş Yasasına bağlı olarak çalıştırılmaya başlandık, bu açıdan baktığımızda Correa hükümetinin politikası bu, farklı yasalara bağlayarak örgütlü kesimleri bölmeye çalışıyor” diyor. Üniversitenin 370 çalışanı olarak sendikalaşmaya çalışıyorlar. Ancak Çalışma Bakanlığı onların bu hakkını tanımıyor. Manuel bu durumu, “Hükümet büyük bankerlerin ve iş adamlarının hükümetidir."
Belediye çalışanları, sağlık çalışanları, tekstil işçileri, kamu inşaatlarında çalışan işçiler gibi çok çeşitli sektörlerden üyesi bulunan Sendikal Örgütler Birliği Federasyonu (FUOS) Pichincha Bölgesi Başkanı Luis Valarezo da benzer şeyler anlatıyor. “Ülkenin emekçilerinin neredeyse yüzde 90’ı hiç bir sendikada örgütlü değil” diyor Valarezo. Kamu emekçilerinin daha örgütlü olduğundan ancak özel sektörde neredeyse hiç sendika olmadığından bahsediyor. Özel sektörün en önemli iki sorunu ise ücret ve iş güvencesi. Bu hakların alınmasının önündeki en büyük engel ise tıpkı Türkiye’de de olduğu gibi taşeron sistemi: “Özellikle sağlık sisteminde örneğin, temizlik, güvenlik, yemekhane gibi işler özel şirketlere devrediliyor; bu şirketlere bağlı işçiler taşeron işçiler olarak hastanelerde çalışıyorlar. Buna da taşeronlaştırma yerine hiçbir ispanyolca sözlükte bulunmayan terimler üreterek taşeronlaştırma değilmiş gibi göstemeye çalışıyorlar!”
Seçimler yakın olunca, hükümeti de bir de ona soruyoruz: “10 yıl boyunca benzer hükümetler tarafından yönetildik ve Rafael Correa bu yüzden farklı bir lider olarak görünüyordu. Egemen sınıfları temsil eden diğer eski hükümetlerden farklı bir programı vardı. Bir boşluk vardı ve Correa bu boşluğu doldurdu. Ama kendisini emek sömürüsünü, taşeron çalışma sistemini ortadan kaldıracak kişi olarak gören emekçilere ve Ekvador halklarına ihanet etti. Bugün artık Correa, egemen gruplar adına ülkeyi yönetmektedir. Sadece bankacıların kazançlarını nasıl yükselttiklerine bile bakarak bunu anlayabiliriz, kazançlarını ikiye, üçe katlamışlardır; emekçiler, işçi sınıfı ise aynı ücretleri almaya devam ediyoruz. Asgari ücret 292 dolar ve bu ücret en temel gereksinmlerin karşılanmasına bile yetmiyor. 45 bin kamu ve özel sektör çalışanı işten atılmıştır ve bu Correa’nın hayata geçirdiği işçi karşıtı, sağcı politikalar; yasa ve kararnameler sonucunda olmuştur” diyor.
YARIN: Yerliler dolar değil saygı istiyor
evrensel.net
Evrensel'i Takip Et