Şair Yiğit Kerim Arslan: Şiirin duygu ve kültürle yazıldığını düşünüyorum
Yiğit Kerim Arslan, ödüllü kitabı Kirpik Bilgisi'ni Evrensel'e anlattı: "Kirpik Bilgisi, divan şiirinden bugüne gelen bir şiir bilgisi. Şiirin duygu kadar kültürle de yazıldığını düşünüyorum çünkü"
Fotoğraf: Yiğit Kerim Arslan'ın kişisel arşivi
Ege KARACAN
Kirpik Bilgisi, Yiğit Kerim Arslan’ın ilk şiir kitabı… İyi bir başlangıç yapan Arslan; kitabıyla geçtiğimiz yıl Seyhan Erözçelik İlk Kitap Şiir Ödülü kazandı. Arslan’ın şiirleri çeşitli mecralarda yayımlanmaya devam ediyor.
Arslan, şiirin duygu kadar kültürle de yazıldığını düşünüyor. Kaçış, sorgu, sanrı, çığlık gibi duyguların kültürel yansımalarını görüyoruz şiirlerinde… Şiirlerinde divan geleneğinden besleniyor… Divanı modern bir duyarlıkla buluşturarak.
Yiğit Kerim Arslan’la Kirpik Bilgisi’ni konuştuk. Şiirlerinin kaygı ve aşkın ürünü olduğunu söyleyen Arslan “Şiir bazen susar, okur konuşur onun yerine. İşte tam da orada duran bir kitap.” diyor.
“Kirpik Bilgisi” kimlerin ve nelerin bilgisidir?
Kirpik Bilgisqq. Alıcısı elbette herkes, herkes için farklı bir bilgi hatta. Şiir bazen susar, okur konuşur onun yerine. İşte tam da orada duran bir kitap.
“Kirpik Bilgisi” nasıl bir süreçte oluştu? Biraz daha açarsak nasıl duygu dünyasının ürünüdür?
Liseye başladığım zamanlardı. Lise demek gelecek kaygısı demek aslında. Elbette büyüklerimizin anlattığı “lise aşkları” da var. O yaz evden dışarı çıkmıyor, sürekli okuyordum ama yazdıklarım pek tatmin etmiyordu beni. Okul açılınca üzerime bir anda yığılan gelecek kaygısı ve aşkla yazmaya başladım Kirpik Bilgisi’ni. İki sene sürdü şiirlerin oluşması, dosya haline gelmesi… Sonuç olarak kaygı ve aşkın ürünü diyebilirim.
“Kuyuda Serenat” şiiriyle başlıyor kitap… “Kuyu” ve “serenat” metaforu sizin için ne anlam ifade ediyor?
Kuyu, edebiyatımızda sıkça kullanılan bir kelime. Belki de bir kelimeden daha fazlası. Kuyuyla ilgili bir şey yazacaksam, zaten binyıldır yazılan şeyleri yazmamalıyım diye düşündüm. Kitap çıkmadan önce son yazdığım şiirdi ama başa aldım. Kitabın izleğini veriyor çünkü. Kuyudan bir gösteri gibi olduğunu söylüyorum şiirimin. Buna göre ilerliyor, “Yusuf olsam çıkardım kuyudan” diyor… Şair arkadaşım Hüseyin Serhat Arıkan şöyle anlatmıştı o şiiri: “Sığlıkta ve zamansızlaşmakta biten bir yol. ‘Bitimsiz’ demek daha doğru aslında, bir sonucun ardındaki bitimsizlik”.
Kitaptaki bazı şiir başlıklarında “çığlık”, “sorgu”, “dağınıklık”, “i çgüdü”, “sönüm”, “sanrı”, “kaçış” gibi sözcükler yer alıyor. Bu sözcüklerin toplamı “Kirpik Bilgisi”ne dair nasıl bir harita çiziyor?
Sorgu hayatımda hep var. Sorgulamanın sonucu bazen çığlık, bazen bir dağılma, bazen kaçış oluyor. Günümüzde sorgulayan insanların hali de böyle ne yazık ki! İçgüdü, sönüm ve sanrı ise öznenin büyülenmiş hissettiği haller diyebilirim. Şiirime baktığımda bir tuhaf his, büyü gördüysem o sözcükler sayesinde gördüm. Ayrıca sönüm sözcüğü, dünyaya karşı büyük bir kırgınlıktan bahsediyor aslında. Bu sözcüklerin Kirpik Bilgisi’ne çizdiği harita ise, çemberin dışında olsan da yolda olmanın haritası. Arayış yani. O arayış çoğu zaman boşa çıkıyor ama yol ve çemberin dışındalık devam ediyor.
Kitap “Kaçışma” şiiriyle bitiyor ve son dizesi: “Yani, kendime yabancılaştım”… Şair, şiir ve yabancılaşma üçgenini nasıl değerlendirirsiniz?
Yabancılaşmayı genel olarak; insanın doğaya, kültürüne, insana ve son olarak da kendine yabancılaşması olarak görüyorum. O dize zaten söylüyor yerini. Albert Camus’yü çok severim, döner döner okurum. Yabancı’yı kim unutabilir ki! Hem bana göre şair, nerede değilse orayı isteyendir. Baudelaire bunu çok iyi açıklıyor: “Nerede değilsem orada mutlu olacakmışım gibi gelir”
Son olarak şiirinin beslendiği kaynakları sormak istiyorum… Yiğit Kerim Arslan’ın şiiri nasıl bir edebi kaynaktan beleniyor?
Yaşım dolayısıyla (Bu yaşlarda insanın düşüncesi bir senede baştan ayağa değişebiliyor) farklı farklı şairlerden etkilendim. Yalnızca Kirpik Bilgisi için konuşursak: Başta bahsettiğim gibi divan şiiri Kirpik’i oluşturan ana unsur. Sonrasında Seyhan Erözçelik, Nilgün Marmara gibi şairler, bana şiirin özgünlüğünü anımsatıp ona heves duymamı sağlayan isimler. Camus, Sartre ve Marx da felsefe okumaları yaptığım için etkilemişti beni. Bir de, kitap müntehir şair Kaan İnce’nin dizeleriyle son buluyor; bu yüzden söylemek isterim, tüm müntehir şairler beni etkiler/etkilemiştir.
ŞAİR HAKKINDA
Yiğit Kerim Arslan 2003 yılında Zonguldak’ta doğdu. Lise öğrencisi. Şiirleri ve söyleşileri Kitap-lık, sadece Şiir, Sözcükler, Varlık gibi dergilerde yayımlandı. Kirpik Bilgisi, 2019 yılında yayımlandı ve Şiir Atı Seyhan Erözçelik İlk Kitap Şiir Ödülü’nü kazandı.