Sudan’da barış anlaşması imzalandı
Sudan hükümeti ile ülkenin batı ve güneyinde etkili “Devrimci Cephe” bünyesindeki 9 isyancı silahlı örgüt arasında, ülkedeki 17 yıllık çatışmaları sona erdirmek üzere barış anlaşması imzalandı.
Fotoğraf: Ömer Erdem/AA
Sudan'da hükümet ile ülkenin batı ve güneyinde etkili “Devrimci Cephe” bünyesindeki 9 isyancı silahlı örgüt arasında, ülkedeki 17 yıllık çatışmaları sona erdirmek üzere barış anlaşması imzalandı.
14 Ekim 2019’da Güney Sudan’ın başkenti Cuba’da başlayan barış görüşmeleri neticesinde varılan anlaşma, güvenlik, toprak mülkiyeti, yerinden olanların geri dönüşü, geçiş dönemi adaleti, tazminatlar, göçebeler ve çobanların desteklenmesi, servet ve iktidar paylaşımıyla mülteciler ve sığınmacılar gibi çatışmaların temel nedenlerinde mutabakatı vadediyor. Anlaşma, “muhalif güçler”in tasfiye edilerek silahlı unsurların ulusal orduya entegre edilmesini de içeriyor.
10 ay süren müzakereler neticesinde imzalanan anlaşma ile geçiş dönemi 39 ay daha uzatılırken, "Devrimci Cephe"ye, devlet başkanlığına eş değer konumdaki Egemenlik Konseyinde 3 koltuk, kabine ve Geçici Yasama Meclisinde ise yüzde 25 kota ayrıldı.
Çad, Katar, Mısır, Afrika Birliği, Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler (BM) de garantörler olarak anlaşmaya imza attılar.
MADDİ DESTEK VE ÖZERKLİK
Sudan hükümeti, yoksul bölgelerin kalkınmasına destek için Darfur’a 10 yıllığına 750 milyon dolar ödemeyi taahhüt etti.
Aynı zamanda Sudan için federal sistem öneren anlaşma, Güney Kurdufan ve Mavi Nil’e özerklik hakkı tanıyor.
Anlaşmaya göre Sudan’ın 18 vilayeti yeniden örgütleyerek 8 bölge oluşturulacak.
5 vilayet 7 ay sonra birleşerek Darfur tek bir bölge haline gelecek. Darfur bölgesi kendi valisini seçebilecek. Gelirlerinin yüzde 40’ında tasarruf hakkına sahip olacak. Bölgenin, kamudaki istihdamdan da yüzde 20 pay alması öngörülüyor.
Öte yandan Darfur’daki “Savaş suçluların adalete teslimi” için komisyon kurulacak.
Anlaşma, Darfur’da savaş suçları, soykırım ve insanlığa karşı suçlarla karşı karşıya kalan eski yetkilileri yargılamak için Uluslararası Ceza Mahkemesi ile iş birliğini de garanti ediyor.
Darfur’da iki tarafın da katılımıyla 12 bin kişilik bir sivil savunma gücü konuşlandırılması planlanıyor.
Cuba müzakereleri, batıdaki Darfur bölgesi, güneydeki Güney Kurdufan ve güneydoğudaki Mavi Nil eyaletleri ile ülkenin doğu, kuzey ve orta kesimlerindeki barış görüşmelerine odaklanıyor. Güney Sudan Devlet Başkanı Salva Kiir Mayardit, 30 yıllık Ömer Beşir iktidarının devrildiği 11 Nisan 2019’daki askeri darbenin ardından Sudan yönetimi ile silahlı hareketler arasında uzlaşı sağlanması amacıyla ara buluculuk girişimi başlatmıştı.
LAİKLİK TALEP EDEN İKİ GÜÇLÜ ÖRGÜT İMZALAMADI
İki önemli silahlı örgüt ise anlaşmayı imzalamadı. Bunlardan biri Abdulvahid Nur liderliğindeki Sudan Kurtuluş Hareketi fraksiyonu SLM/AM ve diğeri Güney Kurdufan ve Mavi Nil eyaletlerinde 2011’den bu yana hükümet güçleriyle çatışan SPLM-N. Ağustosta görüşmelerden çekilen SPLM-N’nin Güney Kurdufan Lideri Abdulaziz el-Hılu Mavi Nil ve Güney Kurdufan’ın kendi kaderini tayin hakkı için bağımsızlık referandumu yapılmasını talep etti. Örgütün bir diğer şartı ise “laiklik”.
Africanews.com’un haberine göre El Hilu, Ömer Beşir'in milislerinin tamamen dağıtılması ve dinin hiçbir rol üstlenmediği tam laik bir devlet çağrısında bulundu.
Nur’un liderliğindeki SLM/AM ise yaptığı açıklamada, savaşları sonlandırmayan diğer anlaşmalardan “farklı olmadığını”' söyleyerek anlaşmayı eleştirdi.
Ömer Beşir'in devrilmesine yardım eden protesto hareketinin bir parçası olan Sudan Komünist Partisi de yaptığı açıklamada, anlaşmanın yeni gerginlik ve anlaşmazlıklar yaratacağını, çünkü diğer isyancı grupların ve iç savaşın kurbanlarının görüşmelere katılmadığını söyledi.
DARFUR KATLİAMI
Sudan'da 2003 yılında ülkenin en yoksul bölgelerinden olan güney batıdaki Darfur’da Ömer Beşir iktidarına karşı ayaklanma başladı.
Beşir’in ordusu ayaklanmayı kanla bastırmak istedi, bölgedeke katliam yaşandı. Yüz binlerce Darfurlu Çad’a göç etti.
Birleşmiş Milletler’e göre 2003’te başlayan katliamda 300 bin kişi öldü. Uluslararası Af Örgütü’nün Şubat 2008 raporuna göre çatışmaların sonucunda 90 bin kişinin doğrudan öldürüldü, 200 bin kişi çatışma kaynaklı bir sebepten öldü ve 3 milyondan fazla insan yerinden edildi.
Temmuz 2008’de Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Ömer Beşir’in Darfur’da soykırım, insanlığa karşı suç ve savaş suçu işlediği gerekçeleri ile tutuklanmasını istedi. Beşir, Darfur katliamları nedeniyle “Darfur kasabı” olarak anılmaya başlandı.
KATLİAMCI TÜRKİYE’DE
Beşir, aynı yıl 2008 yılında Türkiye’ye geldi. Dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, AB’den yapılan uyarılara “AB’yi ilgilendirmez” yanıtı verdi.
Beşir, 9 Kasım 2009’da da İstanbul’da yapılan İslam Konferansı Örgütü zirvesine de davet edildi ancak katılmadı. 13 Aralık 2017’de ise İstanbul’da olağanüstü toplanan İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) toplantısına katıldı. Ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sudan’a gitti. Erdoğan burada yaptığı konuşmalarda Ömer Beşir için “Kardeşim Beşir” ifadesini kullanmıştı.
Bu arada 2011’de Güney Sudan özerk bölgesinde referandum yapıldı ve Güney Sudan halkı bağımsızlıktan yana oy kullandı. Böylece Sudan ikiye ülkeye bölündü. Ömer Beşir ise uzun süren kitlesel halk protestolarının ardından Nisan 2019’da askeri darbeyle 30 yıl sonra devrildi ve tutuklandı. (DIŞ HABERLER)