İlaçta hastaların endişeli bekleyişi sürüyor
Türkiye'nin ABD’li şirketlere borcunu ödememesi durumunda ilaçta büyük bir sıkıntı yaşanabilir. Hastalarda endişeli bir bekleyiş başlarken, Kenan Çetin adlı vatandaş da sorunun büyümesinden endişeli.
Fotoğraf: Evrensel
Ramis SAĞLAM
İzmir
ABD’nin Ankara Büyükelçisi David M. Satterfield, Türkiye’nin ABD’li ilaç şirketlerine borcunu ödememesi durumunda şirketlerin Türkiye’ye ilaç satmayı durdurabileceğini açıklamasının ardından hasta ve hasta yakınlarında endişeli bir bekleyiş başladı.
Satterfield, Türkiye’deki devlet hastanelerinin yabancı ilaç şirketlerine borcunun bir yıl içinde 230 milyon dolardan 2.3 milyar dolara çıkması üzerine ilaç şirketlerinin böyle devam etmek istemeyebileceğini açıkladı. Konu hakkında kamuoyuna, panik yapmayın, açıklaması yapılsa da gerçek, açıklamalarla çelişmeye devam ediyor. Pandemi sürecinde gündeme gelen bu belirsizlik hasta ve hasta yakınlarını sıkıntıya sokmaya başladı. İlaç sıkıntısı yaşayan hastalar yetkililerden inandırıcı açıklama bekliyorlar. Tedavisi yurt dışından gelen ilaçlarla yapılan 62 yaşındaki Üveit hastası Emekli Öğretmen Kenan Çetin, son dönem yaşadıklarını gazetemize anlattı. Pandemi nedeniyle sokağa çıkması sakıncalı olan Kenan Çetin ile evinde görüştük. Çetin, 26 yıl kamuya hizmet verip sayısız öğrenciyi yetiştirdikten sonra 2007 yılında emekli olmuş.
UZUN VE PAHALI TEDAVİ SÜRECİ
2017 yılının eylül ayında sol gözündeki sorun Kenan öğretmeni rahatsız etmeye başlar. Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Göz Polikliniğinde, Üveit tanısı konmasıyla birlikte 2017 yılının kasım ayında tedavisi başlar. Tedavi süreci devam eden Kenan öğretmen, 2019 yılı şubat ayından itibaren üveit ve beraberinde oluşan ödemi tedavi etmek için bu alanda kullanılan etkili bir deri altı enjeksiyonu olan Roferon-A İnterferon Alfa-2a’yı haftada 3 gün olmak üzere kullanmaya başlar. Tedavisini sürdürdüğü Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesine en son kontrole gittiği 25 Haziran 2020’de doktorunun yazdığı reçete ile ekim ayına kadar kullanması gereken 40 adet enjeksiyona hazır şırınganın ancak 13 adetini İzmir’deki eczaneleri dolaşarak ancak temin edebilir. İlacın eş değeri de yoktur. Bulduğu bu ilaçlar ona 10 Ağustos’a kadar yeter. Bu tedavide önerilen diğer interferon enjeksiyonunu tedavisinde kullansa da etkili olmaz ve ağustos sonunda sol gözde üveit atağı yaşayarak görme kaybıyla karşı karşıya kalır. İzmir’deki neredeyse tüm eczanelere ulaşmasına, ecza depolarından da ilacı aramasına rağmen adı geçen ilacın bundan sonra Türkiye’de bulunmayacağı gerçeğiyle karşılaşır. Kenan Çetin, sorar soruşturur ilacı üreten firma ile kamu kurumunun (kendi ifadesiyle Sağlık Bakanlığının ya da SGK’nin) anlaşma yapmamasının buna neden olduğu ifade edilir. Kendisi gibi birçok hasta benzer konumda. Hastalar çözüm ve tedavi bekliyor.
İLAÇTA BİTMEYEN OYUN
Türkiye’de bilindiği gibi ilaç alımını perakende satışına ruhsat almış yabancı ilaç şirketleri ancak yapabiliyor. Sağlık Bakanlığı ile Türk Eczacıları Birliği arasında düzenlenen protokol dahilinde Yurt Dışından İlaç Temini Birimi aracılığıyla yapılacağı duyurulmuştu. Yurt dışı menşeli ilaç temin sorunu yeni bir sorun olmamakla birlikte bir tehdit olarak kullanıldığı kamuoyu tarafından biliniyor. SSK devir sürecinden önce her hastane kendi ilaç alımını kendi yapıyor ve minimum sorun yaşanıyordu. İlaç fiyatlarında oynanan oyuna örnekleme yapmak gerekirse SSK devrinden önce piyasa adı Lansor olan (Lansaprazol) mide ilacını toptan 2 TL’ye alıp üzerine 15 TL yazıp örnek aktif çalışanlardan yüzde 20 katkı payı ile 3 TL aldığında kurum ilaçtan yazıldıkça 1 TL kâr ediyordu. SSK’nin devrinden kısa bir süre sonra Sağlık Bakanlığı ihaleleri ile aynı ilaç toptan 13 TL’ye alınmaya başlanmıştı. Hasta ve hasta yakınlarının endişeli bekleyişi kısa bir sürede sona erecek gibi de görünmüyor.