05 Ekim 2020 04:44

Mızrak çuvala sığmadı

Bilimi temsil eden TTB ile birlikte salgını yönetmek gibi doğru bir akıl varken, siyaseten salgını yönetmek, sadece yanlış siyaset değildir. Halkın sağlığı ile oynamak ve toplu ölümlere yol açmaktır.

Fotoğraf: Beyza Nur Güler/DHA

Fatih Sürenkök
Fatih Sürenkök

Bu ülkede yaşam ilginç. Gerçekten merak ediyordum, pandemi dönemi öncesi, Norveç’te yaşayan bir Türk’e sordum merakımı. Sizin günleriniz sıkıcı geçmiyor mu? Gününüz belli, yarınınız belli. Yaşamınız standart, siyasetçileriniz bile. Halbuki bizde öyle mi? Yarın sabah neye uyanacağımız, dövizin ne olacağı, hangi sınırdan kime savaş açacağımız hatta kimlerin sabahın 5’inde gözaltına alınacağı bile belli değil.

Ne kadar dinamik bir yaşam. Hayatımızı ilginç hale getiriyor, bu ülkeyi yönetenler. Bir o kadar ilginç olanı da, halkın bu duruma alışması, hatta olağanlaştırması. Haksız hukuksuz gözaltılardan, haksız elde edilmiş kazançlara, görevini beceremeyen bakanların verdiği talihsiz demeçlere kadar... Aklımızla alay mı ediliyor diye düşünen bizler umarım azınlıkta değiliz.

Diğer bakanların incilerini bir kenara bırakıp, güncemiz sağlık olduğu için sağlık bakanının incilerine dönüyorum. TTB ve bilim adamları, 6 aydır turkuaz tablodaki sayıların yanlışlığını söylerken, iktidarın küçük destekçisi, bu sözleri söyleyenleri halkı galeyana getirmekle ve hainlikle suçluyordu. Ancak geçen hafta Ankara CHP Milletvekili Murat Demir aynı şeyi sayılarla bir kere daha söyleyince, sağlık bakanı bu duruma açıklık getirdi. Vaka, hasta, sayı gibi kelimeleri bir cümle içinde kullanarak açıklama yaptı. Bu açıklamadan biz, sağlık çalışanları hiç bir şey anlamadık. Yine, biz anlamıyoruz bu adamları diye hayıflanırken, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) de anlamadığını açıkladı.

Onurun onur olduğu ülkelerde toplumun sağlığını yani milyonlarca insanın sağlığını ilgilendiren bir konuda sayılarla ilgili bu denli manipülasyon yapan bir bakan, özellikle de sağlık bakanı sadece istifa etmekle kalmaz, yargılanır. Siyaset bilimin önüne geçer ve yöneticiler hak, hukuk dinlemezse; coronavirüs nedeniyle ölen insanların ölüm raporuna bile yazmazlar bunu. Utanmadan tıp mesleğinin üyelerine bile yazdılar, ölüm tutanağında, Covitden değil, solunum yetmezliğinden öldü diye.

Mızrak çuvala sığmadı sayın sağlık bakanı. Sizin için bir meslektaşınız olarak üzülüyorum. Her gün, siyaseten de olsa yalan söylemek, size zor gelmiyor mu? Bir gün de olsa mesleğinizi düşünün, ettiğiniz yemini düşünün. Gece yastığa başınızı koyunca, hiç mi yüreğiniz sıkışmıyor? Bakanlık göreviniz sonsuza kadar sürmeyecek, bir gün aramıza döneceksiniz. O zaman, nasıl yüzümüze bakacaksınız.

Yaptığı bu büyük hata su yüzüne çıkınca, yine tiyatroya devam etti sağlık bakanı. Dün kameraların karşısında ve canlı yayında, sesi titreyerek aşı müjdesini Cumhurbaşkanı’na verdi. Cumhurbaşkanı da bu müjdeyi halka vererek, aşı çalışmalarının tamamlanması talimatını verdi. Yani bilim adamları talimat gelmezse çalışmayacak! Benim yüreğim kaldırmıyor bu görüntüleri. Ortada daha aşı yok, günah çıkartırcasına müjde veriliyor. Döviz almış başını giderken, maliye bakanının “yılın son çeyreğinde ekonomik veriler olumlu yönde ilerliyor” demesi gibi. Aklımızla alay etmeyin beyler.

Bu arada, hükümetin TTB üzerine gitmesi de, bu sürecin beklenen diğer bir göstergesi olacak. Bilimi temsil eden TTB ile birlikte salgını yönetmek gibi doğru bir akıl varken, siyaseten salgını yönetmek, sadece yanlış siyaset değildir. Halkın sağlığı ile oynamak ve toplu ölümlere yol açmaktır. Bu hatanız günlük politikalarla örtülemeyecek kadar büyük sayın bakan. Bu toplum elbette bir gün gerçek adalet ile sizi yargılayacaktır. Bize ve halkımıza düşen, bilimin ışığında TTB ve uzmanlık derneklerinin önderliğinde üzerimize düşen kişisel sorumlulukları yerine getirerek salgından kurtulmaktır. Sağlıkla kalın.

Reklam
YAZARIN DİĞER YAZILARI