Tanrıkulu: 2019'da, 29’u 14 yaş ve altında 67 çocuk ve genç işçi yaşamını yitirdi
CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu: 2020 yılının ilk 8 ayında iş cinayetlerinde 39 çocuğun yaşamını yitirdi, 2019 yılında ise 29’u 14 yaş ve altında 67 çocuk ve genç işçinin yaşamını yitirdi.
Fotoğraf: Evrensel
CHP’li Sezgin Tanrıkulu her sene ekim ayının ilk pazartesi günü kutlanan “Dünya Çocuk Günü” ile ilgili açıklamasında, Türkiye’de yaşanan, çocuk istismarı, çocuk yaşta evlendirme ve çocuk işçilikle ilgili açıklama yaptı.
Birleşmiş Milletlerin, 1954 yılında oybirliği ile Ekim ayının ilk pazartesi gününü “Dünya Çocuk Günü” (bu yıl 5 Ekim) olarak kabul ettiğini belirten Tanrıkulu “Bugün resmi açıklamalarda ‘çocukların ne çok sevildiği’, ‘çocuklarımızın ne kadar önemli olduğu’, ‘hükümetin çocuklar için ne çok çalışma yaptığı’ anlatılacak” dedi.
“Dünya Çocuk Günü’nde Adalet Bakanlığının 2002-2017 arasındaki cinsel istismar verilerini erişime neden kapattığını kimse açıklamayacak!” diyen Tanrıkulu şöyle devam etti; “Adalet Bakanlığı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü, geçen yıl “Ceza Mahkemeleri’nde TCK Uyarınca Yıl İçinde Açılan Davalardaki Suç ve Sanık Sayıları” raporunda değişikliğe gitti ve gerekçesi açıklanmayan bu değişiklikle, toplam verilerin altına her bir suç grubundan yargılananlara ilişkin verilerin erişime kapatılmasıyla eski hükümetlerle son 17 yılın karşılaştırmasının olanağı kalmadı.”
“ÜÇ YILDA 59.284 ÇOCUK CİNSEL İSTİSMARA MARUZ KALDI”
TÜİK verilerine göre, 2014-2017 yılları arasında 7.466’sı erkek 51.818’i kız çocuğu olmak üzere toplam 59.284 çocuğun cinsel istismara maruz kaldığına işaret eden Tanrıkulu; “Türkiye’nin 7 Aralık 2011 tarihinde onayladığı ve 2012 yılı Nisan Ayında yürürlüğe giren “Çocukların Cinsel Suistimal ve Cinsel İstismara karşı Korunmasına İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi (Lanzarote Sözleşmesi)”, devletlere, hüküm giymiş cinsel suç faillerinin bilgilerini kayıt ve muhafaza etme sorumluluğu yüklemektedir. Ancak bu yönde bir çalışma olduğuna dair hiç bir emare bulunmamaktadır. Son 17 yılda cinsel istismar suçlarında azalma olsaydı, sözkonusu veriler erişime kapatılır mıydı?” diye sordu
“ÇOCUK YAŞTA EVLİLİK SORUNUNA DA DEĞİNİLMEYECEK”
Nisan Ayında infaz yasasında değişiklik yapılması teklifinin TBMM Başkanlığına sunulduğu sırada hükümetin, muhalefet partilerinin grup başkanvekilleriyle yapılan bir toplantıda “çocuk yaşta evliliklerin” yasaya eklenmesini istemesi ve çocuk yaşta evliliklerin yolunu açacak bu girişimin muhalefet partileri tarafından reddedildiğinin unutulmaması gerektiğinin altı çizilen açıklamada şu ifadelere yer verildi; Bu dönemde sosyal medyaya yansıyan bir belgede çocuk yaşta evliliklerin önünü açacak maddelerin var olduğu görünürken, gerçekte olmamasına karşın sosyal medyada böyle bir belgenin yayılması, akıllara “AKP’nin çocuk evlilikleri için muhalefetin ve kamuoyunun nabzını yokladığı” olasılığını getirmiştir. Belge kamuoyunun ve sivil toplum örgütlerinin yoğun tepkisine neden olmuştur.
Kamuoyunda tepkilere neden olan benzer bir düzenleme önergesi, 2016 yılında da TBMM Başkanlığına verilmişti. Önerge, “Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun Anayasa Mahkemesinin iptal ettiği “çocukların cinsel istismarı” başlıklı 103. maddesinin yeniden görüşülmesi sırasında AKP Milletvekilleri tarafından verilmişti. “Cinsel istismar suçu” işleyenlerin istismar ettiği kişiyle evlenmesi durumunda ceza almamasını öngören bir madde eklenmesi isteniyordu. 17 Kasım 2016 tarihinde verilen önerge kabul edildi ancak, kamuoyundan gelen yoğun tepki sonucunda tasarıdan çıkarıldı.
Nisan ayında Uluslararası İş ve Meslek Sahibi Kadınlar Federasyonu (BPW) tarafından yapılan açıklamada, Türkiye’deki kadınların yüzde 25'ten fazlasının 18 yaşından önce evlendirildiği, bu oranın kırsal bölgelerde yüzde 32’ye kadar yükseldiği kaydedilmiştir. Açıklamada, 2004 yılında çocuk istismarcılarının cezalarını artıran ve tecavüzcülerin mağdurla evlenmesi halinde cezadan kurtulmasını sağlayan yasanın kaldırılmasının olumlu olduğu ancak “çocuk gelinler” sorununun halen büyük bir sorun olduğu belirtilmişti.”
“ÇOCUK HAKLARI SÖZLEŞMESİ”NE TÜRKİYE’NİN KOYDUĞU ÇEKİNCELERE HİÇBİR YETKİLİ DEĞİNMEYECEK”
20 Kasım 1989 tarihinde “Çocuk Hakları Sözleşmesi” BM Genel Kurulunda oybirliği ile kabul edildiğini, Türkiye’nin ise sözleşmeyi, anadilde eğitim taleplerine muhatap olmamak için “eğitim”, “ifade özgürlüğü”, “kendi kültürünü yaşatma” ve “kendi dilini özgürce kullanma” haklarını içeren 17., 29. ve 30. maddelerine çekince koyarak 1995 yılında imzaladığını hatırlatan Tanrıkulu; “ ‘Çocukları çok seven’ yetkililer, Korona salgını tüm hızıyla sürerken okulların hangi akla hizmet açıldığını, 21. yüzyılda bilgisayarı ve internet bağlantısı olmayan kaç çocuğun uzaktan eğitimden yararlanamadığını anlatmayacaktır! Bu çocuklara bilgisayar ve internet bağlantısı sağlamanın birkaç yakın şirkete verilen ihalalerden çok daha ucuz olduğu da söylenmeyecektir” dedi.
“RESMİ AÇIKLAMALARDA ÇOCUK İŞÇİLERİN ADI ANILMAYACAK”
2020 yılının ilk 8 ayında iş cinayetlerinde 39 çocuğun yaşamını yitirdiğini, 2019 yılında ise 29’u 14 yaş ve altında 67 çocuk ve genç işçinin yaşamını yitirdiğinin altını çizen Tanrıkulu şu ifadeleri kullandı; “TÜİK’in Nisan Ayında açıklanan 2019 verilerine göre, 720 bin dolayında çocuk ekonomik faaliyette çalışmaktadır. Çocuk İşgücü Araştırması 2019 Sonuçlarına göre, çalışan çocukların yüzde 79,7’ni 15-17 yaş, yüzde 15,9’nu 12-14 yaş, yüzde 4,4’nü ise 5-11 yaş grubundaki çocuklar oluşturmaktadır. Çalışan çocukların yüzde 70,6’nı erkek, yüzde 29,4’nü ise kız çocukların oluşturduğu görülmektedir.
Çalışan erkek çocukların yüzde 65,6’nın, kız çocukların ise yüzde 66’nın eğitime devam ettiği de istatistiklerde belirtilmiştir. Bu durumda çalışan erkek çocukların yüzde 34,4’nün, kız çocukların da yüzde 34’nün eğitimine devam edemediği ortaya çıkmaktadır.”
“ÇOÇUK ÖLÜMLERİ AVRUPA ÜLKELERİNİN ÜÇ KATI”
Avrupa Birliğinin resmi istatistik kurumu Eurostat’ın “doğuşta beklenen yaşam süresi” ve “ölüm istatistikleri”ne göre, Avrupa Birliğinde bebek ölümleri son 20 yılın en düşük seviyesini görürken, rapora dahil edilen ülkelerden Türkiye ve Karadağ'da bu sayının Avrupa Birliği ortalamasının neredeyse üç katına yaklaştığını belirten Tanrıkulu; “Aralarında Türkiye'nin de bulunduğu Avrupa Birliğine üyelik müzakerelerini sürdüren ülkelerde bebek ölüm oranı Avrupa Birliği ortalamasını geride bırakmıştır. Sırbistan'da her 1000 çocuktan 4,7'i bir yaşını doldurmadan ölürken bu sayı Kuzey Makedonya ve Türkiye'de 9,2 gibi önemli bir seviyeye ulaşmıştır” dedi.
Tanrıkulu tüm olumsuzluklara karşın çocukların gününü kutladığını belirterek; “Resmi açıklamalarda sözü bile edilmeyen sorunların açıkça ve dürüstçe tartışıldığı, çözüm yollarının araştırıldığı yarınlardan umudumuzu kesmediğimizi vurgulamak istiyoruz” dedi. (HABER MERKEZİ)