05 Ekim 2020 13:26

CHP’li Öztunç: Sayıştaya göre Çevre ve Şehircilik Bakanlığını şirketler yönetiyor

CHP'li Ali Öztunç, Sayıştay raporunun; atık yönetimi, sera gazlarının raporlanması, ÇED süreçleri ve uygulamaları, imar barışı süreçlerindeki denetimsizliği açığa çıkardığını belirtti.

Fotoğraf: CHP Basın

Paylaş

Sayıştay’ın Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Denetim Raporu hakkında konuşan CHP Doğa Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ali Öztunç “Sayıştay raporu açıkça göstermektedir ki; Bakanlıkta denetimsizlik hat safhada. Bakanlığı şirketler yönetiyor. Sayıştay, atık yönetimi, sera gazlarının raporlanması, ÇED süreçleri ve uygulamaları, imar barışı süreçlerinde Bakanlığın basiretsizliğini, yatırımcıların denetimsizliği nasıl kötüye kullandığını göz önüne sermiştir” yorumunda bulundu.

MUÇEV: KENDİN PİŞİR KENDİN YE

Öztunç açıklamasında şunları söyledi: “MUÇEV, kiraladığı gayrimenkullerin değerleme raporlarını da kendi hazırlıyor. Sahiller, doğal sit alanları MUÇEV’in, tüm masraflarını karşılayarak hazırladığı raporlarda belirlenen ücret üzerinden MUÇEV’e kiralanıyor. MUÇEV tarafından hazırlanan 52 adet değerleme raporu kullanılarak yapılan kiralama ihalelerinin 25’inde kiracının MUÇEV olduğu tespit edildi.

MUÇEV’in kiraladığı Antalya Side Sorgun Kıyı Kumulu Hizmet Alanı’nının kira bedeli de eksik hesaplanmış. Netice olarak 600.000 TL+KDV olarak belirlenen alan, pazarlık usulü ihale sonucunda Muçev ile 820.000,00 +KDV bedel üzerinden kiralanmıştır. Sayıştay raporlarına göre söz konusu alanın kira bedelinin yaklaşık 1.520.871,00 TL olması gerekiyor."

“ATIK YÖNETİMİ DENETİMSİZ”

Atık yönetim sürecindeki eksiklerin tespit edildiğini vurgulayan Öztunç: “ Atık üreticilerinin atık yönetim planlarını düzenli olarak sunmadığı, bu konuda firmalara cezai işlemler uygulanmadığı tespit edilmiştir. Atık ithalatçılarına maktu ücret uygulandığı ve atık miktarı belirlenirken beyan usulü işletildiği için, gümrüklerimizden ne kadar ithal atık giriyor takip edilmiyor. Söz konusu denetimsizlikler sonucunda ithal atıkta Çin gibi ülkeleri geri de bıraktık (!).”

“BU DENETİMLERLE SIFIR ATIK SÖYLEMİ HAYAL”

Sayıştayın, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının Sıfır Atık kampanyalarının gerçekçi olmadığını ortaya koyduğunu belirten ÖZTUNÇ, “Atık denetimi için yetki verilen kuruluşların, bu işi yapıp yapmadıkları da belirsiz. Bu disiplinsizlikle 2 tane nükleer santral kurmaya talip olan bir iktidarla karşı karşıyayız” yorumunda bulundu.

“ÇED SÜREÇLERİNDE PROJE BEDELLERİ DÜŞÜK GÖSTERİLİYOR”

Öztunç, “ÇED süreçleri kağıt üzerinde yürütülüyor dediğimizde tepki alıyoruz. Bakın, Sayıştayda aynısını söylüyor. Yatırımcılar için ÇED raporu hazırlamak bir külfet olarak görülüyor. Bu nedenle, ÇED raporu hazırlamamak için proje kapasitelerini olduğundan düşük gösteriyor, bitişik ada-parsellerdeki işletmelerin ÇED Yönetmeliği kapsamı dışında kalabilmek için ayrı ayrı muafiyet başvurusunda bulunuluyorlar. Proje bedellerini küçük göstererek, olması gerekenden daha az başvuru ücreti ödüyorlar, olması gerekenden daha az miktarda idari para cezası kesilmesine neden oluyorlar.”

“DANIŞTAY DA BU HİLEYE ALET OLDU”      

Sayıştay raporunda, özellikle madencilik, balıkçılık ya da güneş enerjisi alanlarında faaliyet gösteren işletmelerin ÇED raporu hazırlamamak için; ÇED Gerekli Değildir kararı alabilmek için ya da kapsam dışı kalabilmek için kapasitelerini ya da ÇED sahalarını olduğundan farklı gösterdiğini tespit ettiğinin altını çizen Öztunç şunları söyledi; “Mahkemelerin, ruhsat sahası esas alınmalıdır gerekçesi ile bu hileli uygulamaların önüne geçmekteydi. Ancak, maden firmalarının lobi çalışmaları sonrasında Danıştay bu içtihadını değiştirmişti. Sayıştay’ın bu kararı sonrasında, kararlarını tekrar gözden geçirmeliler.”

“BAKANLIK İKLİM SUÇU İŞLİYOR”

Sera gazı izleme planları ve raporlarını sunmayan firmalara yaptırım uygulanmamasının bir skandal olduğunu vurgulayan Öztunç; “Hükümet açıkça yükümlülükleri aksatmaktadır. Bu aynı zamanda bir çevre suçudur. Bütün ülkelerde, iklimle ilgili yükümlülüklerin yerine getirilmediği gerekçesiyle hükümetlere dava açılıyor” değerlendirmesini yaptı.

“İMAR BARIŞI SÜRECİNDEKİ EKSİKLİKLER KAMU ZARARINA YOL AÇMIŞ”

Öztunç; “Sayıştay Yapı Kayıt Belgesi Verilmesine İlişkin Usul ve Esaslarda tam olarak düzenlemeler yapılmadığı için uygulamada sorunlar yaşanmış, bu nedenle açılan davalar kamu aleyhine sonuçlanmış, yargılama ücretleri ödenmek zorunda kalınmıştır. İl Müdürlükleri yapıların 31.12.2017’den önce inşa edilmiş olup olmadığı nasıl tespit edeceği konusunda tereddüt yaşamış, inşaat zamanının tespitine ilişkin olarak faydalandığı uydu görüntülerinin her bölgede günceli yansıtmadığı için, hatalı tespitler yapmıştır. Uydu görüntüleri üzerinden kaçak katlar ya da iç mekanlar için tespit yapılamamış, bu konudaki başvurularda belirsizlik oluşmuştur” dedi. (HABER MERKEZİ)

ÖNCEKİ HABER

İsveç'ten gelen heyetin Selahattin Demirtaş'ı ziyaret etmesi engellendi

SONRAKİ HABER

Suni teneffüs!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa