06 Ekim 2020 00:31

Suni teneffüs!

"Biz artık, çocukların fedakarlık yapmasını bekleyen bir ülke olduk."

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Uzm. Ecz. Ayşegül BEKTAŞ
İstanbul

Ne güzel çalardı ders zili... Bir koşturmaca olurdu. Birbirinin üzerinden atlayan çocuklar, çarpıp kaçanlar, montları, çantaları ezenler, bazen eğilip yerden kaldıranlar ve bunları yoluna koymaya çalışan, emekçi öğretmenler.

Bilgi midir çocuğun gözlerinin ışıl ışıl aydınlanmasını sağlayan yoksa o bilgiyi aldığı yerde mi aydınlanır gözleri diye sorsanız; eskiden bilgi derdim... Şimdi ise bilgiyi aldığı yer derim! Yerini sevmeyen saksıdaki çiçekler gibi sanki günden güne soluyor her birinin gözleri. Bu sabah en miniğim uzağa bakıp “Keşke okullar açılsa artık” dedi yine. Masanın üzerine doğru yayılmış kitapları, kendisi kafasını kolunun üzerine koymuş; minik bir ekrandan öğretmeni ile iletişim kurmaya çalışırken “Neden anlamadığında soru sormuyorsun öğretmenine” dedim, “Beni duymuyor ki” dedi. Bizi duymuyorlar ki!

Sistem yetersiz diyoruz duymuyorlar, internet altyapısı kötü diyoruz duymuyorlar... Bu koşulları ve şartları her çocuk için aynı olmayan ülkede; Kadıköy ve Pendik arasında internet erişim ve destekleme hızı bile çok farklıyken; yaylada, köyde eğitim alan çocuk bu projenin neresinde artık göremiyorum! Kadıköy Pendik’ten 4 kat daha hızlı internet hizmeti alıyor. Ama ne ilginçtir ki oy sonuçlarına bakıldığında bu durumdan Pendik daha mutlu! Pendik her şeyin daha iyi olduğunu düşünüyor! O zaman şu sonuç çok net ortaya çıkıyor zaten; eğitimsiz insan daha kolay kandırılabiliyor. O zaman bu üç harflik kabus sistem EBA da eğitilmek üzere değil eğitiliyormuş gibi göstermek üzerine kurgulanıyor.

ÇOCUKLARIN TERCİHİ YOK

Ne çok şey anlatıyor artık bize üç harfin yan yana gelmesi; E-B-A... İçerisinde umutlar saklı, bir ülkenin geleceği saklı, çocukların hayalleri saklı. Bir devlet tek sistem kuruyor; o da çöküyor! Sonra da “Bizi tercih ettiğiniz için teşekkür ederiz” der gibi çıkıp “Sevindirici, demek ki çok tercih ediliyoruz” deniyor ve bununla mutlu olmamız bekleniyor! İyi de bu çocukların başka şansı yok ki! O çöktü, yanındaki linkten başka bir odada ders alayım, ya da internet gitti o zaman başka şebeke üzerinden bağlanayım... EBA çöktü, çünkü çok ilgi gördü(!), o zaman MEBA’dan bağlanayım diyemiyor ki bu çocuklar!

Hepimiz ağladık elinde kırık telefonla derse giremediği için sesi titreyerek anlatan onurlu küçük kıza ya da 7 kardeşli bir ailenin aynı saate denk gelen derslerinde tek telefon ile hangi kardeşin dersini izleyeceğine! Ve o çocuklara tablet, bilgisayar alındı... Ama alan yine halkın kendisiydi. Ve sadece sesini duyurabilen o çocuklara alındı. Binlerce çocuk ise evlerinde hâlâ tablet ve internet sıkıntısı ile ağlıyor, üzülüyor, eğitim hakkından geri kalıyor.

ÇOCUKLARDAN FEDAKARLIK BEKLENİYOR

Biz artık, çocukların fedakarlık yapmasını bekleyen bir ülke olduk. Eğitim hakları en doğal ve yaşam hakları ile birlikte gelen mecburi hakları iken; bizler şimdi “Yapabilen yapsın, yapamayanlar beklesin, hastalık bu; öncelikle canı sağ olsun” oyununu izliyoruz! Telefonu olan girsin derse ya da tablet alabilen, en iyi ihtimal ise bilgisayarı olan çocuk ki o da ülkemizde 7 çocuktan biri olarak görünüyor! Ki o sahip olunan bilgisayarların çoğu da bu eğitim formatını, altyapı olarak destekleyemiyor.

EBA bir lütuf değildir, eğitim bir tercih değildir, zorunluluktur. Şu an görevimiz aileleri neden bu kadar çocuk yaptıkları konusunda eleştirmek değil! Şu an devletin asli görevi; tüm çocuklara eşit altyapı ve ellerinde sahip olacakları eşit işlemciye sahip tabletler ile ülkenin neresinde olursa olsun aynı eğitim fırsatını sunmak! Bunun mazereti olamaz, bunun sular kesikti ya da elektrikler yoktu gibi yalanları olamaz!

Evimiz çağrı merkezi gibi artık! Her odadan uzaktan gelen insan sesleri, öğretmen çabaları, teneffüssüz kalmış çocukların oyun özlemleri... Yani aslında bu yalancı ders araları var ya artık , “10 dakika teneffüs çocuklar” diyen... İşte bu sadece suni teneffüs! Tıpkı bu çökmeye mahkum suni eğitim sistemi gibi...

10 dakika doldu çocuklar; hadi EBA’ya! Çalışırsa...

BİR ÇOCUĞUN BEKLENTİLERİ

Bir devlet lisesinde EBA üzerinden eğitim alan 9. sınıf öğrencisi benim saygılı ve emekçi kızım Hayat Aksoy’a sormak istedim bazı sorularımızı...

- Bu sene liseye başladın. Hayallerin ve beklentilerin neler?

- Daha güzel bir şekilde başlamayı çok isterdim. Çünkü yeni bir deneyim. Yeni arkadaşlarımla tanışabilmeyi çok isterdim. Okulumu görmeyi, arkadaşlarımla sohbet etmeyi... Ama maalesef virüsten dolayı istediğim şeyleri yapamıyorum. Hayallerimden biri İngilizce öğretmeni olmak ve bunun için de iyi bir eğitim almam gerekiyor. Çünkü önümde üniversite sınavı var. EBA’daki eğitim üniversite sınavı için yeterli değil. Konular anlaşılmıyor. Bir sınıfta ders almak gibi olmuyor. Her şeyin normale dönmesini istiyorum. Herkes yeniden istediği gibi gezip eğlenebilecek. Öğrenciler okullarına gidip daha iyi eğitim alabilecekler. Her şey daha iyi olacak. Beklentim bu.

- Sen bir lise öğrencisi olarak EBA sistemine girerken zorlanıyor musun?

- Evet bazen çok zorlanıyorum.

- Nasıl zorluklar yaşıyorsun?

- Hiçbir sıkıntı görünmüyorken sistem kendi kendine bizi dersten atabiliyor. Donuyor. EBA sistemi kalabalıktan çöküyor. Ses ve görüntü sıkıntısı olabiliyor.

- Peki lise öğrencisi olarak sen sıkıntı yaşarken sence bir ilkokul öğrencisi neler yaşıyordur?

- Bence onlar bizden daha çok zorlanıyordur. Mesela kardeşim ikinci sınıfa geçti. Birinci sınıfın ikinci döneminde okullar kapandığı için okumasını evde geliştirmeye çalışıyor. Daha hızlı ve eksiksiz şekilde okumaya başlayamadan ikinci sınıfa geçti. Onun da aynı şekilde bağlantı sorunları oluyor. Donmalar oluyor ve o tek başına çözemiyor. Ses ve görüntü sorunlarında çok üzülüyor. Sınıfların yarısının sesi ve görüntüsü olamıyor. Kardeşim görünmek istediğini söylüyor. Görülemediği zamanda çok üzülüyor. Arkadaşlarımı ve öğretmenlerimi görmek istiyorum diyor. Onlar da onu görsünler istiyor.

- Türkiye’de eğitim sisteminde ve EBA’da üç şeyi değiştirme hakkın olsaydı, neleri değiştirirdin?

- İlk olarak internetsiz bir sistem yapardım. Çünkü bazı öğrenciler internet sıkıntısından giremiyorlar. Ve geri kalıyorlar derslerinden. Sonra durumu iyi olmayan çocuklara tablet, telefon veya bilgisayar verirdim. Ve sanırım birkaç saat daha etüt olmasını isterdim. Çünkü yetmiyor. Konuları daha iyi pekiştirirdik.

ÖNCEKİ HABER

CHP’li Öztunç: Sayıştaya göre Çevre ve Şehircilik Bakanlığını şirketler yönetiyor

SONRAKİ HABER

Erdoğan açıkladı: 2, 3, 4, 8 ve 12. sınıflarda yüz yüze eğitimi başlatıyoruz

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa