Kayserili işçiler yazdı: Yeni ekonomi paketi zenginler için
Kayserili işçiler AKP iktidarının açıkladığı Yeni Ekonomi Programı'nın işçilerin haklarının gasbedilmesi anlamına geldiğini söylüyor.
Fotoğraf: Evrensel
Kamu İşçisi
Kayseri
Kayseri’de çalışan bir kamu işçisi olarak; ülkenin içerisinden geçtiği ekonomik durumun üzerine kendi düşüncelerimi paylaşmak istiyorum. Geçtiğimiz günlerde yeni ekonomi paketi açıklandı. Bu paketin biz işçilere nasıl yansıyacağı benim için merak konusu. Özellikle son süreçte Türk lirası değer kaybediyor ve döviz kuru artıyor fakat bizim maaşlarımızda bir artış olmuyor.
Bununla birlikte her şeyin dolara endeksli olduğu bir memlekette Ekonomi Bakanı, “Bizim dövizle işimiz yok, dolar ile maaş almıyorsunuz” diyor ancak her şeye zam gelmeye devam ediyor. Her geçen gün daha kötüye giden bir ekonomi var. Mecliste görüşülecek yeni yasa tasarıları ile işçinin emeğinin karşılığı kıdem tazminatına yeniden göz dikerlerse ve salgını fırsat bilip esnek çalışma modelini getirmeye niyetlenirlerse hükümet kendi ayağına kurşun sıkmış olur. Çünkü işçi emeğinin karşılığını asla kimseye yedirmeyecektir, bıçak kemiğe dayandı deyip kıdeme sahip çıkacaktır.
HÜKÜMET ÜLKEYİ UÇURUMA SÜRÜKLÜYOR
Metal İşçisi
Kayseri
Bu son açıklanan ekonomi paketinin de zenginler için açıklandığını söyleyebilirim. Umarım sonumuz iyi olur. Attıkları her adımla, aldıkları her kararla hükümet biz işçilerle adeta dalga geçiyor gibi. Memleketin çivisi çıkmış durumda. Dolar artıyor ama bizim maaşın bir değeri kalmıyor.
Ekonomi Bakanı her ekonomi paketi açıkladığında zenginlerin, şirketlerin borcu siliniyor ama emekçilerin hayatlarını kolaylaştıracak hiçbir adım atılmıyor. Ülkeyi her açıdan uçuruma sürüklüyorlar. Artık ülkenin ciddi bir ekonomik kriz içerisinde olduğunu biliyoruz ve hayatlarımıza da bunun sonuçları ciddi bir biçimde yansıyor. Fakat bu ekonomik krizi kabul edip halkın çarşıda pazarda gördüğü sonuçlarını üzerine almayan hükümetin bakanı, “2001 krizinin etkisi hâlâ devam ediyor” diyor. Özellikle salgın koşullarında, ekonomiyi iyi yönetemeyenlerin sorumluluğu üstlerine almaları gerekmektedir.
Ayrıca dışa bağımlı bir ülkede üretim amaçlı kalkınma olmazsa, çiftçilere teşvikler verilmeyip onun yerine kendi patronlarına teşvik verilirse Türk lirası değer kaybetmeye ve döviz yükselmeye devam eder. İşçilerin son kalesi olan kıdem tazminatımız giderse iş güvencemiz de elimizden gider diye düşünüyorum. Patron istediği zaman bizleri işten çıkartabilir. Salgın sürecinde, İşsizlik Fonu’ndaki kendi paramızı bize verip hizmet olarak değerlendirenler, aynı fonu işverenlere gelince hiç çekinmeden karşılıksız, kendi paraları gibi dağıtıyorlar.