06 Ekim 2020 00:42

Cam işçisi yazdı: Koşullar kötü, fazla mesailer zorunlu

“Çalıştığımız fabrikada çayları biz işçiler cebimizden karşılıyoruz. Fazla mesaiye kaldığımızda yemeğimizi evimizden getiriyoruz ya da tost, bisküvi gibi şeylerle karnımızı doyuruyoruz.”

Fotoğraf: Pixabay

Paylaş

Cam İşçisi
İstanbul

Merhaba Evrensel okurları. Kurtköy Sanayi’de 400 işçinin çalıştığı cam fabrikasında çalışıyorum. Sizlerle biraz çalışma koşullarından bahsetmek istiyorum. Sabah 08.00’den akşam 21.00’e kadar çalışıyoruz. Haftanın 7 günü 13 saat fabrikada üretim yapıyoruz. Fazla mesailer zorunlu. Fazla mesaiye kalmak istemediğimizi söylediğimizde amirimiz “Ne işin var” deyip karşı çıkıyor.

Dışarıda bir işimiz olduğunda da izin verilmiyor. Geçenlerde bir arkadaş hastane randevusu almış, lakin izin alamadı. Bizlerin sağlık durumu onların hiç umurunda değil. Biz işçileri makine olarak görüyorlar, bizim ailemiz hayatımız yokmuş gibi üretime devam etmek zorunda bırakılıyoruz.

Çalıştığımız fabrikada çayları biz işçiler cebimizden karşılıyoruz. Aramızda para toplayıp çayımızı kendimiz alıyoruz. Fazla mesaiye kaldığımızda yemeğimizi evimizden getiriyoruz ya da tost, bisküvi gibi şeylerle karnımızı doyuruyoruz.

İş güvenliği sözde var ama cam üreten bir fabrikada koruyucu hiçbir önlem yok. Ne iş ayakkabısı, ne gözlük... 20 yıllık çalışanla işe yeni başlayanın ücreti neredeyse aynı. Servis yok, insanlar kendi imkanlarıyla işe gidip geliyor. Zorunlu fazla mesailerle bir ayda elimize 6 bin liraya yakın para geçiyor ama bunun asgari ücret kısmı bankaya yatırılıyor, geri kalanı elden veriliyor. Bir ayda 170 tır sevkiyat yapılıyor. Yani ne kriz ne pandemi patronu olumsuz etkiledi.

Bu yoğun çalışmanın, zorunlu mesailerin ne zaman duracağını sorduğumuzda ekim-kasım-aralık boyunca böyle devam edeceğini söylüyorlar. Ocak ayı biz işçiler için endişe demek. Çünkü iş olmazsa işten çıkışlar olur. Herkes buna razı gelmek zorunda bırakılıyor çünkü örgütlü değiliz ve karşı koyamıyoruz. Daha iyi çalışma koşulları için birbirimize güvenmekten başka çaremiz yok. Patronun iki dudağı arasında işsiz kalmaktan korkmadan üretimden gelen gücümüzü kullanarak birlikte mücadele edebilmeliyiz.

ÖNCEKİ HABER

Kayserili işçiler yazdı: Yeni ekonomi paketi zenginler için

SONRAKİ HABER

İstanbul'dan bir kadın işçi yazdı: Adalet arıyorum

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa