Petrol-İş Şube Başkanı Eyüp Akdemir: Pandemi süreci TİS hakkımıza gölge düşürmemeli
Petrol-İş Gebze Şube Başkanı Eyüp Akdemir ile yürüttükleri toplu iş sözleşmesi süreçlerini konuştuk.
Fotoğraf: Evrensel
Tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs sürecini fırsata çeviren patronlar işçi haklarına yönelik saldırılarını artırdı. Süreçle beraber patronlara ücretsiz izin hakkı tanındı, işçiler aylık 1000 liraya mahkum edildi. Kimi yerlerde işçilerin TİS hakları hedef alındı, TİS süreçleri uzatıldı, 4 yıla varan sözleşmelere imza atıldı. Bir taraftan özellikle gıda ve sağlık iş kollarında işçiler fazla mesai yapmaya zorlandı. Ancak bir yandan da işçi sınıfı için örnek olacak mücadeleler de verildi. Gebze’de Petrol-İş’in örgütlü olduğu işyerlerinde 1 Mayıs, kıdem tazminatı, İstanbul Sözleşmesi eylemleri yapıldı. Kısa bir süre önce Novares’te işçiler greve çıktı, sözleşme imzaladı. Yine Tekno Kauçuk, Unilever, Basf Türk, sözleşme imzalanan yerler arasında yerini aldı. Krizin ve pandemi sürecinin işçilerde kayıplar yaşattığını ifade eden Petrol-İş Gebze Şube Başkanı Eyüp Akdemir, “Bu süreçlerin bizim toplu sözleşmemize gölge düşürmemesi gerektiğini en başından itibaren vurguladık” dedi.
Unilever, Basf Türk, Novares, Tekno Kauçuk’ta sözleşme süreçlerini tamamladıklarını belirten Eyüp Akdemir, “2020 yılında yaşanan kriz ve pandemi koşullarına rağmen iyi bir sözleşme geçirdiğimizi düşünüyoruz. Otomotiv yan sanayi olan Novares ve Tekno Kauçuk’ta çok zorlandığımızı ifade etmeliyim. Uzun bir görüşme trafiği olacağını öngörüyorduk. Novares’te yaklaşık 20 oturum gerçekleşti, Tekno Kauçuk’ta ise 13 oturum yaptık. Pandeminin geçici bir süreç olduğunu, dünyada da sağlık krizini yönetmenin başka bir şey olduğunu ve bu sürecin iki yıllık toplu sözleşmemize gölge düşürmemesi gerektiğini en başından itibaren vurguladık” dedi.
"İŞVERENLER SÜREKLİ KAYIPLARINI ÖNE SÜRDÜ"
Sözleşme döneminde patronların maliyet harcamalarını öne sürdüğüne dikkat çeken Akdemir, “Biz böylesi koşullarda üretimden geri kalmadık. İşçiler tüm hayatını riske ederek o sahada oldu, ekmeğini alabilmek için çalıştı. Biz de dönemin koşulları içerisinde ve Petrol İş’in geleneğine uygun olarak görüşmeleri sürdüreceğimizi ifade ettik. İşverenler tarafı otomotivde ve dünyada yaşanan krizden dolayı ortalama da yüzde 22 ila 25 arası iş kaybı yaşadıklarını ifade ettiler. Biz bu açıklamaya karşı toplu sözleşmelerimizin uzun vadeli yapıldığına dikkat çektik. Maliyet ve kayıplarımızın karşılanması gerektiğini ve aynı kayıpların bizlerde de oluştuğunu ifade ederek, kararlılığımızı göstererek başarıyla sonuçlandırdık” diye konuştu.
2021’deki toplu iş sözleşmelerinin hazırlık aşamalarına başladıklarını vurgulayan Akdemir şunları söyledi: “Gebze şube olarak 8 sözleşme yapacağız. Bu sözleşmelerle ilgili işyeri temsilcisi arkadaşlarımız kendi aralarında çalışmalara başladı. Bu sürecin sonunda tüm koşulları detaylı olarak düşündükten sonra hazırladığımız taslakları işyerlerine göndereceğiz. Geçtiğimiz sözleşmelerde olduğu gibi bu sözleşmelerde de Petrol-İş’in kuruluşundan bugüne aynı mücadele azmi ve kararlılıkla devam edeceğiz.”
"KIDEM TAZMİNATI SÜREKLİ GÜNDEMİMİZ"
Sözleşme süreçleri devam ederken kıdem tazminatının gasbedilmek istenmesine karşı işyerlerinde yapılan eylemleri de değerlendiren Akdemir, “Gebze bir emek kenti. Bir emek kentinde Türkiye işçi sınıfının bir kazanımı olan ve son kalesi olarak tabir ettiğimiz kıdem tazminatı gündeme geldiğinde, başta Gebze Sendikalar Birliği olmak üzere sendikaların sessiz kalması mümkün değil. Dolayısıyla konfederasyonumuzun da çalışmalarını takip ederek bir çalışma sürdürdük. Ayrıca biz Petrol-İş Gebze Şubesi özelinde de işyerlerinde kıdem tazminatına ilişkin, hükümetin gasp hamlesine karşı işçi sınıfını ve üyelerimizi bilinçlendirmek adına hem basın açıklamaları yaptık, hem de sosyal medya başta olmak üzere tepkimizi ortaya koyduk” dedi.
Her ne kadar kıdem tazminatının rafa kaldırıldığı söylense bile Hükümetin bunu tekrar gündeme getireceğini belirten Akdemir, “Tam da bu nedenle her fırsatta üyelerimizle yapmış olduğumuz her toplantıda kıdem tazminatı konusu es geçmiyoruz” dedi.
"CİDDİ BİR GEÇİM SIKINTISI SORUNU VAR"
Geçen hafta Gebze’de özel bir hastane önünde bir yurttaş fenalaşmış, ancak müdahale edilmeyen yurttaş hayatını kaybetmişti. Hem bu olayı hem de işçi intiharlarını değerlendiren Akdemir şöyle konuştu: “Aslında bu konunun uzun uzun konuşulması gerekiyor. Sağlığın özelleştirilmesi mantığının ne anlama geldiğini ve hastane kapılarında ölünebileceğini söylemiştik. Böyle bir olayda buna müdahale edilebileceği düşünülürken, ne yazık ki müdahale edilmiyor. Aynı zamanda hayatını kaybeden abimizi tanıyoruz. Kaymakamlığa girip çıkarken gördüğümüz, şehit yakını olarak bildiğimiz biri. Şimdi birçok özel durumu üzerinde bulundurmasına rağmen bu insan böyle bir durumla karşılaşmışsa normal vatandaşın vay haline!”
İşçilerin son zamanlarda geçim sıkıntısı nedeniyle çok ciddi sorunlar yaşadığını gözlemlediklerini aktaran Akdemir, “Üyelerimizin de bu anlamda sıkıntısı olduğunu söyleyebiliriz. İşten ayrılan, kıdemini alarak geçici nefes almak isteyen arkadaşlarımızla karşı karşıyayız. Bununla birlikte gelir dengesizliği var. Bir yandan insani değerleri kaybettiğimizde insanlar yalnızlaşıyor, sorunlarıyla baş başa kalıyor. İntihar vakaları, cinnet geçirmelerin böylesi ekonomik koşullarda yaşanması neredeyse ‘normal’ olacak. Toplum sağlıklı düşünemiyor çünkü ekonomik koşullar ve özellikle yoğun çalışma saatleri buna neden olan koşullardan sadece biri. Artık sanayide fazla mesai yapmak sosyal hak haline gelmiş. Böylesi bir durumda dinlenemeyen insanlar nasıl dayanışma düşünsün, nasıl toplumsal mücadele düşünecek… Sistemle mücadele nedir bilemez. Medyanın verdiği kadar bilgi var. O açıdan bizlere büyük görev düşüyor. Sivil toplum örgütleri, kitle örgütleri ve siyasi partilere de bu anlamda büyük görev düşüyor. Bu sistemle mücadelede nasıl bir yol izlenmesi gerektiği anlatılmalı ve toplumsal dayanışmayı öyle bir örgütlemeliyiz” diye konuştu. (Gebze/EVRENSEL)
KAZANIMLAR SADECE İŞYERLERİYLE SINIRLI KALMAMALI
Sinan KARATAŞ
Novares İşyeri Baştemsilcisi
Merhaba Evrensel okurları,
Novares işyeri baş temsilcisiyim. 2019 yılı aralık ayı itibariyle fabrika içerisinde oluşturmuş olduğumuz komitemizle son şeklini verdiğimiz toplu iş sözleşmesi taslağıyla ocak ayından başlayarak işverenle toplantılar yapmaya başladık. Taleplerimizin Türkiye şartlarına göre makul bir teklif olması için azami özen gösterdik, taleplerimizi 3 ayak üzerine oturttuk. Adaletli olmasını, insani olmasını ve işçi güvenliği açısından bizleri korumasına özen gösterdik. İlk günden son güne kadar şeffaf olduk. Masada ne konuştuysak fabrika içerisinde yaptığımız geniş toplantılarda da onu anlattık.
Sözleşme süresinin üçüncü ayından sonra ülkeyi ve dünyayı etkisi altına alan pandemi nedeniyle her fabrikada olduğu gibi bizde de bu süreç sıkıntılı oldu. Ve akabinde sözleşmeler 3 ay süre ile hükümet tarafından durduruldu, yasaklar getirildi. 6 ay olan süre bir anda 9 aya çıktı. Bu süre içerisinde de sözleşme toplantılarına devam ettik. İşverenin sürekli pandemiyi masaya taşıması, bundan dolayı işlerin azaldığını savunması, pandemiye rağmen ‘Aman çarklar dönsün’ diye yapılan onca fedakarlığı görmemesi işçileri daha da kenetlenmeye zorladı.
Daha çok işi az kişiyle yapma isteğinin, bizlerde de sağlık problemlerine neden olacağı bilinciyle karşı çıkışımızı her seferinde anlattık ve geri adım atmadık. Birliğimizi dayanışmamızı hiç bozmadık. Petrol-İş şube yönetimi ve genel merkez yöneticilerimizle hep birlikte hareket ettik ve grevimizin sonucunda isteklerimizin yüzde 90’ınını kabul ettirdik. Asıl işimiz şimdi başlıyor, kazanımlarımızı korumamız gerekiyor. İşçi sınıfı topyekün hareket etmeli. Sermayeye ve onların iktidarıyla mücadele etmek için sendika, konfederasyon ayrımı yapmadan sınıfı örgütlemek için harekete geçmek gerekiyor. Aksi halde bireysel, sadece işyerleriyle sınırlı kazanımlarımızın garantisi olamaz.
Evrensel okurlarıyla kazanılan hakları paylaşmak istiyorum.
İlk defa sözleşmeye giren maddeler şöyle:
- Novares çalışanlarının birinci derece yakınlarına kan ihtiyacı olduğunda, kan vermeye giden işçiler o gün idari izinli sayılacaklar.
- Tamamlayıcı sağlık sigortası yüzde 100 karşılanacak.
- 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde işverenle sendika o günün anlam ve önemine ilişkin işyerinde bir organizasyon yapacak.
- Tahsil ödemesine ana sınıfına giden çocuk ödemeleri eklendi.
- 31 Aralık’ta (yılbaşları) 16/24 vardiyası idari izinli sayılacak.
- Mazeret izinlerimize endoskopi ve kolonoskopi gibi tahlillerde geçen süreler de eklendi.
- Yıllık izinde, il dışı aile ziyaretlerinde, kayınpeder ve kayınvalide ziyaretlerinde de ücretli yol izni (iki gün) verilecek.
- Seyyanen ücret 1000 TL olarak alındı.
- Doğum, ölüm, evlilik yardımları 700’den 1000 TL’ye yükseltildi.
- Ayakkabı fişi 147 TL’den 250 TL’ye yükseltildi.
- 3 ayda bir aldığımız erzak fişi net olarak 480 TL’den 600 TL’ye yükseltildi.
- Yakacak parası 1744’den 2000 TL’ye yükseltildi.
- Bayram parası 380’den 450 TL’ye yükseltildi.
- İzin parası 585’den 685 TL’ye yükseltildi.
- Bakım pirimi yüzde 4’ten yüzde 10’a yükseltildi.
- Suçsuz yere tutukluluk ve mahkumiyet hallerinde işe geri dönüş 6 aydan 8 aya yükseltildi. (Yani bu sürede tutuklu olsa bile suçsuzluğu ispatlandığında işine geri dönebilecek)
- Yıllık izinlerin her kademesine 1 gün eklendi.
- Kıdem teşvik ikramiyelerine her kademesine 2 gün eklendi.
BİRLEŞEN İŞÇİLER HAKKINI ALIR
Tekno Kauçuk İşyeri Temsilcisi Ayhan Dilekçi
Yaklaşık 9 ay süreçten sonra sözleşmemize imza attık. Bu süre içerisinde piyasalara bağlı çok sıkıntılar yaşanması ve iş kayıplarına rağmen biz direnen ve birleşen işçiler hakkımızı sonuna kadar savunduk ve aldık. TİS görüşmeleri 17. oturumunda anlaşmayla sonuçlandı. Anlaşmaya göre işçilerin ücretlerine ilk 6 ay için seyyanen 750 TL (aylık) brüt zam yapıldı. İkinci 6 ay için enflasyon artı 1, ikinci yılın ilk 6 ayı için enflasyon artı 2 ikinci altı ayı için enflasyon artı 2 oranında zam yapıldı. Sosyal haklarda da yüzde 15 artış sağlanan sözleşmede tamamlayıcı sağlık sigortası da ilk defa yer aldı.
İşçi arkadaşlarımızın ortak değerlendirmesi sözleşmenin başarıyla bitmiş olduğuna işaret ediyor. Her ne kadar gerçek enflasyonun yüzde 35’lerde gezdiği ülkede hükümetin yüzde 10 enflasyon açıklamasına rağmen, Petrol-İş Sendikası ve onun yöneticileri bizim yanımızda durdu. Hep birlikte gösterdik ki birleşen işçiler yenilmez ve emeğinin hakkını alır. Yaşasın örgütlü mücadele yaşasın sınıf bilinci.