DİMES işçisi: Asgari ücret yetse kim fazla mesaiye kalır?
İzmir DİMES fabrikasındaki işçiler çalışma tempolarının yoğun olduğunu, her gün fazla mesai yapmak zorunda bırakıldıklarını ve günde 12 saat çalıştıklarını söyledi.
Fotoğraf: Google Maps
Kağan DURAK
İzmir
İzmir Kemalpaşa’da yer alan DİMES fabrikasında çalışan işçiler salgın sürecinde iş yüklerinin arttığını anlattı. Her gün fazla mesaiye kaldıklarını belirten işçiler “Asgari ücret yetse kim fazla mesaiye kalır ki” diyor.
İki vardiya halinde çalışılan fabrikada yaklaşık 8 yıldır çalışan bir işçi, “Ben günde 12 saat çalışıyorum, tabi ki ailemize vakit ayıramıyoruz. Sabah 07.00’de işbaşı yapacağımız için çok erken saatlerde uyanıyoruz. Akşamsa geç bitiyor ve eve varmak saat sekizi buluyor. Eve geçtikten sonra duş alırsan alırsın, almazsan yemeğini yersin, bir haberlere baktıktan sonra saat 10’u buluyor. Doğal olarak çocuklarımıza vakit ayıramıyoruz. Çocuklarım işe gitmemi istemiyor. Her gün çocuklarıma açıklama yapmak zorunda kalıyorum. Benim gibi çok işçi var. Ama çalışmazsak nasıl geçineceğiz?” diyor.
Ekonomik kaygıların yanında gençlerin gelecek kaygısına değinen işçi son zamanlarda intihar haberlerinin arttığını hatırlatıyor: “Geçtiğimiz günlerde Kocaeli’de bir genç arkadaşımız kendi canına kıymış. Bunun sorumlusu kimlerdir? İnsanlar artık bırakın geçinmeyi yaşayamıyorlar. Yine bir ekonomi paketi hazırlanmış, bu işçilerin yararına mı olacak yoksa patronların yararına mı?”
"YARDIMIN AKSİNE KESİNTİ YAPILDI"
Salgın döneminde fabrikadaki durumu anlatan işçi şöyle konuştu: “Fabrika içerisinde virüse yakalanan bir arkadaşımız olduğunu öğrendik. Bu arkadaşımız iki hafta kadar işe gelmedi. Çok daha sonra ara ara işçilere test yapıldı ve iki arkadaşımızın daha testinin pozitif olduğunu öğrendik. Hasta olan arkadaşlarımızdan birisi iki güne işbaşı yapacak. Bu bilgilerin hiçbirini fabrika yönetiminden öğrenmedik, kendi imkanlarımızla öğrendik. Hasta olup gelmeyen arkadaşlarımıza yardım yapılacağını söylediler. İlk hastalanan arkadaşımızdan öğrendiğimiz kadarıyla ekonomik olarak zorlanmasın diye banka hesabına para yatırılmış ama işe geldiğinde gerçeği anlamış. Gelmediği süre boyunca yatırılan parayı şirket mesaisinden kesmiş. Şirkete borçlandırıp öyle vermişler parayı. Yani herhangi bir yardım yapılmadı aksine maaşını kesmiş oldular. Sabah 7 akşam 7 çalıştığımız için fazla mesaisinden düştüler.”
"GEÇİNEBİLSEK KİM FAZLA MESAİYE KALIR?"
Salgın öncesi ve sonrası iş yoğunluğuna ilişkin bir fark görmediğini belirten işçi, ayrıca mobbing uygulandığını, fazla mesaiye kalmaya zorlandıklarını ekliyor. Fazla mesaiye kalmazlarsa yıllık izinden düşme ya da işten atmayla karşı karşıya kaldıklarını ifade eden işçi, “Bir grup arkadaşımız bilinçli olarak mı yaptılar bilmiyorum ama cumartesi mesaisine gelmediler. Pazartesi günü yönetim, gelmeyen arkadaşları topladı ve herkesin içinde arkadaşlarıma bağırdılar. Fazla mesaiye sürekli kalan işçi arkadaşlarımız da var ama asgari ücret insanların geçinebileceği bir düzeyde olsaydı kim kalmak isterdi ki? Ben mesaiye kalan arkadaşların durumunu da çok iyi anlıyorum. Ayrıca bu kadar yoğun tempoda kazalar ve yaralanmalar da oluyor. Hatta uzun bir zaman önce forklift çarpması sonucu yaralanan 14 yıllık bir işçi kıdem tazminatını bile istemeyerek işten ayrıldı.”
"GÖSTERMELİK ÖNLEMLER"
Pandemi döneminde alınan önlemlerin yeterli olmadığını söyleyen bir işçi de “Sadece maske takma zorunluluğu geldi. Fabrika içerisinde onca sorun varken, alınan önlemlerin başına sakal kesimini alıyorlar. Bizler her gün sakal tıraşı oluyoruz. Kesmediğimiz zaman veya unuttuğumuz zaman bizi İş Kanunu’nun herhangi bir maddesine dayanarak işten atmakla tehtit ediyorlar. Tutanak tutup eve göndermeye çalışıyorlar” dedi. Oysa temizlik konusunda daha büyük sorunlarının olduğunu ifade eden işçi, “Ambar bölümüne hiç bakılmıyor. Toz, pislik, örümcek ağı... Rögardan, gider kanallarından çok ağır kokular geliyor. Lavoboların sayısı yeterli değil, tuvaletlerin arasında incecik bir tahta var nasıl korunacağız” diye konuştu.
Fabrikada yan yana çalışılmasına rağmen göstermelik olarak servislerde tekli oturduklarını söyleyen işçi yine soyunma odalarında da dip dibe olduklarını ekliyor. Sıcaklığın da fabrikadaki sorunlardan biri olduğunu dile getiren işçi şöyle devam etti: “Ben işe girdiğim zaman söylemişlerdi şişe bölümüne klima takılacak ve söylediklerine göre havalandırma yapılacaktı. Oysa verilen sözlerin hiçbiri tutulmadı, sıcaklık had safhada. Bunlar önemli konular, yani sakal kesme mevzusu üçüncü dördüncü plana düşüyor. DİMES reklamlarında ‘Doğaya ve insana saygı’, ‘Samimiyiz’ gibi söylemleri ön plana çıkıyor. İşçi kendileri gibi düşündüğü zaman olumlu oluyor. İşçinin emeğine saygı duyulmuyor.”
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın “vaka sayılarının değil hasta sayısının açıklandığı” yönündeki açıklamalarına tepki gösteren bir DİMES işçisi, “Ortada bir durum varsa açıklayın verileri herkes ona göre tedbirini alsın. O kadar insanın hayatını tehlikeye atmaya kimsenin hakkı yok. Pandemi döneminde yine Sağlık Bakanı, virüsten korunmak için uyku düzenine ve beslenmeye dikkat edin diyor. Bizler günde on iki saat çalışıyoruz. Saat dokuzda çay molası var, saat dört molasında çay ve tost veriliyor. Nasıl düzgün beslenelim? En kötü dönemlerde bile bizler çalıştık nasıl kendimize dikkat edeceğiz.”
"GÜVEN ORTAMI OLUŞTUĞUNDA İŞÇİLER SENDİKALI OLUR"
Fabrikanın dayatmalarına sadece birkaç işçinin karşı çıktığını söyleyen işçi, “İşçiler korkuyor, tepki gösteremiyor. Haksız bir olaya karşı toplu tutum alsak haklarımızı nasıl alacağımızı görecekler” dedi. İşçilerin sendikalı olmasının önemli olduğunu ekleyen işçi, “Sendikalar fabrika içerisinde olmalı ama işçiler de bilinçli bir düzeyde olmalı. İşçiler bir adım öne çıkmalı ki sendiklar da fabrikaya girebilsin. Ben birkaç arkadaşıma bakıyorum, sendikların sadece üye toplamak için olduklarını düşünüyor. Sendikalar hakkında olumsuz düşünen çok işçi var. Güven ortamı oluştuğu zaman işçilerin sendikalara üye olacağına inanıyorum. Sendikacılarından istediğim alanda daha çok olmaları” diye konuştu.
İşçilerin anlattıklarıyla ilgili bilgi almak için aradığımız DİMES’ten ise santralin aramayı aktarma girişimlerine rağmen hiçbir yetkiliye ulaşamadık.