AKP 16 yılda 1609 acele kamulaştırma kararı çıkarmış
Topraklarına biyogaz tesisi yapılması için el konulan Çapaklı köylüleri ile ilgili TBMM'ye verilen soru önergeleri bir kez daha acele kamulaştırma kararlarını gündeme taşıdı.
Fotoğraf: Özer Akdemir/Evrensel
Özer AKDEMİR
İki İzmir milletvekili Salihli Çapaklı köylülerinin arazilerine biyogaz tesisi yapılabilmesi için acele kamulaştırma kararıyla el konulmasına dair TBMM'ye iki ayrı soru önergesi verdi. AKP iktidarının 2004 yılından bu yana 1609 acele kamulaştırma kararı verdiğine dikkat çekilen soru önergelerinden bu kararların sermaye yararına halkın malına el konulması olduğu ifade edildi.
YASAYA GÖRE ACELE KAMULAŞTIRMA HANGİ DURUMLARDA YAPILABİLİR?
CHP İzmir Milletvekili Prof. Dr. Kamil Okyay Sındır, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat OKTAY tarafından yanıtlanması istemiyle TBMM'ye sunduğu yazılı soru önergesinde 24 Eylül 2020 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Cumhurbaşkanlığı Kararları arasında Ege Biyogaz Enerji Santralinin yapımı için Manisa’da yer alan bazı taşınmazların Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından acele kamulaştırılmasının da yer aldığını aktardı. Acele Kamulaştırma uygulamalarını düzenleyen kanun maddesinde “yurt savunması ihtiyacına veya aceleliğine Cumhurbaşkanınca karar alınacak hallerde veya özel kanunlarla öngörülen olağanüstü durumlarda” acele kamulaştırma yapılabileceğinin altını çizen Sındır, "Oysa ki, yapılan uygulamalardan görülmektedir ki, gerçekleştirilen kamulaştırmaların büyük bir bölümünün “yurt savunma ihtiyacına” yönelik olmadığı, savaş, kıtlık, doğal afet gibi istisnai durumlarda devletin, uzayabilecek kamulaştırma süresi nedeniyle, zaman kaybetmeden ivedilikle işlemleri yapabilmesi için özel kanunlarla öngörülen “olağanüstü durumların” söz konusu olmadığı veya Cumhurbaşkanı’na, aceleliği konusunda, takdir yetkisi verilmiş olsa da özel sektör yatırımlarına yardımcı olmaya yönelik birçok kamulaştırma uygulamalarının “acele” nitelikli olmadığı anlaşılmaktadır" dedi.
KAMU YARARI MI ŞİRKET YARARI MI?
Sındır yazılı olarak yanıtlanması talebiyle yönelttiği bazı sorular şunlar;
- Söz konusu acele kamulaştırmanın amacı nedir?
- Bu acele kamulaştırma kararında “üstün kamu yararı” nedir? Acele Kamulaştırma kararı alınan taşınmaz üzerinde yapılması düşünülen yatırım, bir kamu yatırımı mıdır? Yoksa kamulaştırmanın ruhuna, yasal çerçevesine ve kamusal yarar ilkesine aykırı bir şekilde özel sektöre mi devredilecektir?
- Yapılacak acele kamulaştırmanın, yurt savunması ile veya aciliyet gösteren bir doğal afet vb durum ile veya özel kanunlarla öngörülen bir başka “özel durum” ile herhangi bir ilgisi var mıdır?
- Tapu kayıtlarından anlaşıldığı üzere, acele kamulaştırılacak taşınmazların toplam alan büyüklüğünün yaklaşık 106.799 m2 ( 106,8 dekar) olduğu anlaşılmaktadır. Oysa bu büyüklüğün daha önce öngörülen kamulaştırma alanının yaklaşık 3 kat daha fazlası olduğu iddiası doğru mudur?
- Kamulaştırılacak alanın daha sonra genişletilerek büyütülmesi söz konusu mudur?
- Bu alanda herhangi bir özel sektör kuruluşuna enerji üretim lisansı verilmiş midir? Verildiyse hangi şartlarda verilmiştir?
- Tapu kayıtlarında tamamının “Tarla” niteliğinde olduğu söz konusu taşınmazlarda hangi ürün/ürünler yetiştirilmektedir? Zeytin ağaçları veya herhangi bir başka meyve türü yetiştiriciliği yapılmakta mıdır?
- Yapılacak kamulaştırmanın tahmini bedeli ne kadar düşünülmektedir? Hâlihazırda yapılan tarımsal üretimin Çapaklı köyü/mahallesine ve ülke ekonomimize katkısı değerlendirilmiş midir ve ne kadardır?
- Bu yatırımın doğaya, çevreye, yöre insanlarının yaşam alanlarına herhangi bir olumsuz etkisinin olmayacağı mı düşünülmektedir?
- Acele Kamulaştırma kararı alınan taşınmaz üzerinde öngörülen yatırım için ve kamulaştırma öncesinde sizce olumlu ÇED raporunun alınmış olması gerekmez mi? Ya da ÇED olumlu raporunun 2009/7 sayılı Bakanlık Genelgesi uyarınca, daha önce birçok örnekte olduğu gibi, her halükarda verileceği mi düşünülmektedir?
- Taşınmaz üzerinde öngörülen yatırım için yerel halka bilgi verilmiş midir, çevre halkının rızası alınmış mıdır?
- Kadın, erkek, yaşlı, çocuk demeden köylü vatandaşlarımızın zor kullanılarak kendi yaşam alanlarından uzaklaştırıldığı doğru mudur?
ACELE KAMULAŞTIRMALAR BÜYÜK HAK İHLALLERİ DOĞRUYOR
HDP İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay da aynı konuda Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum tarafından yanıtlanması talebiyle TBMM'ye soru önergesi verdi. Sındır gibi Acele kamulaştırma kanununda yer alan savaş, afet, salgın hastalık gibi özel koşullara dikkat çeken Kemalbay, AKP iktidarının acele kamulaştırmaları özel sektör için genel uygulama haline getirdiğini ve 2004 yılından itibaren tam 1609 “acele kamulaştırma” kararı çıkardığını belirtti. Bu acele kamulaştırmaların büyük hak ihlallerine neden olduğunu ve bunun Danıştay kararlarıyla ortaya konduğunu aktaran Kemalbay, "günümüzde yapılan kamulaştırma işlemlerine baktığımızda kamu hizmetinin sunulmasında kamusallık zemininin giderek yok olması ile acele kamulaştırmanın hukuki ve siyasi meşruiyeti gölgelenmektedir. Kamu hizmetlerinin görülmesinde özel girişimin devlet üretiminin yerini alması sonucunda yapılan kamulaştırmalar, kamunun ortak faydasına tahsis edilme gerekliliğini yok saymakta, özellikle doğrudan sermayenin kullanımına ve çıkarına sunulmaktadır" dedi.
TOPLUMSAL DİRENİŞ ACELE EL KOYME İLE AŞILMAK İSTENİYOR
Acele kamulaştırmaların, özellikle kamulaştırmada toplumsal direnişle karşılaşılacak alanlarda uygulanmakta olduğuna dikkat çeken Kemalbay, bu toplumsal direnişlerin acele kamulaştırmanın hızlı el koyma olanağı ile aşılmak istendiğine işaret etti. Bunun son örneğinin Çapaklı köyünün topraklarına el konularak tarlaların ortasına kurulmak istenen biyogaz enerji santrali olduğuna dikkat çeken Kemalbay şunları dile getirdi; "İstisnai durumlarda uygulanması gereken yasal bir işlemin yurttaşların haklarının ihlal edilmesi yoluyla gerçekleşmesi, acele kamulaştırma kararının Ege Biyogaz Enerji Santrali'nin çıkarları için araçsallaştırıldığı yönündeki yaygın kamuoyu yargısını güçlendirmektedir. Çapaklı Köylüleri doğalarını kirleten, geçim kaynaklarını ellerinden alan biyogaz santraline karşı gelmiş, şirkete verilen izinlerin iptali için dava açmışlardır. Resmi tatil olan 15 Temmuz günü şirket iş makinelerine yol yapımı için çalışmalara başlamış, bunun üzerine köylüler baştan beri hukuksuz bir şekilde faaliyet gösteren şirketin çalışmalarına engel olmuşlardır. Geceli gündüzlü yaşam nöbeti tutan köylülere 24 Temmuz’da ise şirket araçlarının geçmesi için müdahale eden jandarmanın zor kullanması sonucu çoğu kadın birçok köylü darp edilerek, yaralanarak gözaltına alınmıştı". Köylülerin yaşam alanları ve geçim kaynakları olan zeytinlik ve meyve bahçelerinin olduğu alana yapılmak istenen biyogaz santral projesinde şirketin ve devlet kurumlarının yasal süreci beklemeden oldubitti ile köylülerin toprağının gasp edildiğini belirten Kemalbay'ın Bakan Kurum'a yönelttiği bazı sorular şunlar oldu:
- Bakanlığınızca Çapaklı Köyü’nde olduğu gibi özel sektörün yatırımı için her fırsatta acele kamulaştırma yapılmasının, yerelde yaşayan halkın arazilerine, geçim kaynaklarına el konulmasının gerekçesi nedir?
- Acele Kamulaştırma Kararı ile hazine adına tescil edilecek bölge için Bakanlık ile şirket arasındaki sözleşmenin içeriği nedir?
- Hedeflenen ‘kamu hizmeti’ hangi kamu yararına ve acil kamu ihtiyacına cevap vermektedir? Bu konuda çevre platformları, ekoloji örgütleri, oda ve STK’ların görüşüne başvurmama sebebiniz nedir?
- Söz konusu ‘kamulaştırma ihtiyacı’ için acele kamulaştırma yerine olağan kamulaştırma yoluna gidilmemesinin nedeni nedir?
- Köylülerin, birçok çevre örgütünün STK’ların “Halk için kamulaştırma, sermaye için değil”, “Çapaklı’da BES’e izin vermeyeceğiz” “Gazcı şirket köyümüzü terk et”, “Havama, suyuma, toprağıma dokunma” talepleri dikkate alınacak mıdır?