Asgari ücretli ailenin durumu: Ne iyi bir hayat ne iyi bir eğitim
Kocaeli'de yaşayan asgari ücretle geçinmek zorunda kalan bir ailenin çocukları uzaktan eğitim için komşuya gidiyor.
Meryem KAYA
Cemre KAVALA
Kocaeli
Eşinin işten atılma kaygısı sebebiyle fotoğraf ve isim veremeyen kadından, Zeynep ismiyle bahsedeceğiz. Yaklaşık 5 yıl önce Ağrı’dan Kocaeli Körfez’e geldiklerini söyleyen Zeynep, “Ağrı’dayken eşim şehrin dışında çiftçilik yapıyordu. Yazları yanımıza gelip köy işleriyle uğraşıyordu. İşinden kaynaklı sürekli şehir dışına çıkması da bizim için ayrı bir masraftı. Bir arada olursak çocuklarımız için bizim için daha iyi olur, ekonomik anlamda rahatlarız, çocuklar iyi bir eğitim alır diye düşündük ve Kocaeli’ye geldik. Geldik ama hiçbir yere varamadık. Asgari ücretle nereye kadar varılabilecekse artık. Ne çocuklarım iyi bir eğitim alabiliyor ne de iyi bir hayat sürdürebiliyoruz” dedi.
‘SIBYAN OKULUNDAN GELDİLER, GÖNDERMEDİM…’
Çocuklarının uzaktan eğitimden faydalanamadığını ifade eden Zeynep, “Ne bilgisayar ne tablet ne de internet var. Çünkü imkanım yok” diyor. Çocuklarını boynunu büke büke ders alabilmeleri için başka evlere gönderdiğini söyleyen Zeynep, “Bu süreçte mahallede bulunan özel bir sıbyan okulunda görev yapan kişiler kapımıza gelerek çocuklara ücretsiz Kur’an dersi vermek ve diğer derslerde çocuklara yardımcı olmak istediklerini söylediler. Ama cemaatlere güvenmiyorum. Çocuklarımı göndermek istemedim. Kafasını dolduracaklar. Belki başka bir şekilde kullanacaklar. Çocuğumu farklı bir yere mi çekecekler? Haberlerden okudum, televizyondan izledim, çevremden duydum. Çocuklar istismara uğruyor, başka kötü şeyler olabiliyor. Böyle yerlere, cemaatlere güvenmiyorum. Kız çocuklarını okut diyorlar ama bu sözde kalıyor. İyi bir şekilde okutabiliyor muyum? Hiç kapıya gelip bunu soruyorlar mı? Hayır sormuyorlar” diye konuştu.
‘KENDİLERİNİ BİZLERİN YERİNE KOYSUNLAR’
Çocuklarından birinin 4, diğerinin ise 3. sınıfta okuduğunu söyleyen Zeynep, en küçüğünün ise ana sınıfına gitmesi gerektiğini belirtti. Zeynep, hem çocuklarının okullarına hem de kaymakamlığa giderek yardım talebinde bulunmuş: “Hem çevremizden Belediyenin tablet dağıttığını duyduk hem de belki çocuk parası alabiliriz düşüncesiyle çocukların nüfus kağıtlarını alıp eşimle beraber kaymakamlığa gittik. Eşimin memlekete 70 dönüm arazisinin olduğunu söylediler. Bu arazi tek eşime ait değil. Eşimle birlikte 3 kardeşinin… Fakat orada değiliz, ekip biçmiyoruz da. Bana kısaca ‘Git, hiçbir şekilde sana yardımcı olamayacağız, ne halin varsa gör’ dediler. Yardımcı olabilirler. Çünkü zor bir şey değil. Benim de devletin her türlü imkanından yararlanmaya hakkım var. Bizleri, benim gibi mağdur olan insanları görmeleri lazım. Devlet benim kaç nüfus olduğumu, nasıl yaşadığımı çok iyi biliyor ve bunu bildiği halde ‘Asgari ücretle geçin’ diyor. Nasıl geçineyim? Kendilerini bizlerin yerine koysunlar.”
‘ÇOCUKLARIM YAZ MEYVESİ YİYEMİYOR’
Geçinemediklerini dile getiren Zeynep, “Bir, iki binanın merdivenlerini temizliyorum. Kendimce bir katkıda bulunayım istiyorum ama yine yetmiyor. Evime doğru düzgün yiyecek girmiyor. Benim çocuklarım hiçbir şekilde yaz meyvesi yiyemiyor. En ucuzu dondurma, onu bile alamıyorum. Çocuklara kitap lazım oluyor, alamıyorum. Bir okuma kitabı 17-18 lira. Para olmayınca nereden getirip vereceğim? İstediğimiz şeyleri giyemiyoruz. Çocuklara bir şey alsam kendime alamıyorum, kendime alsam çocuklarıma alamıyorum. Psikolojik anlamda da etkiliyorum. Bazen geceleri hep düşünüyorum. Acaba ne zaman iyiye gideriz? Etrafımızdaki insanlar gibi olabilecek miyiz? Çocuğum ne zaman iyi bir eğitim alacak? Eminim ki çocuklarım da etkileniyor. İstedikleri şeyleri alamayınca üzülüyorlar” ifadelerini kullandı.