08 Ekim 2020 14:44

Yunanistan'da Altın Şafak'ın kapatılmasıyla kazanılan antifaşist zafer

Yunanistan'da bir önceki seçimlerde meclise üçüncü parti olarak giren Nazi Altın Şafak, mahkeme tarafından "yasa dışı suç örgütü" değerlendirmesiyle kapatıldı. Süreci Seyit Aldoğan yazdı.  

Fotoğraf @Covid19energoi adlı Twitter kullanıcısından alınmıştır

Paylaş

Seyit ALDOĞAN
Atina

Bir önceki seçimlerde meclise üçüncü parti olarak giren ve mecliste grup kuran Nazi Altın Şafak Partisi mahkeme tarafından "yasa dışı suç örgütü" değerlendirmesiyle kapatıldı. 

NAZİ PARTİSİ NEDEN VE NASIL YÜKSELİŞE GEÇTİ?

1980'li yılların ortalarında, 1974 yılında yıkılan albaylar cuntasına nostalji duyan ve cuntanın başı Yorgos Papadopoulos'u destekleyen faşist ve ırkçı unsurların bir araya gelmesiyle kurulan Altın Şafak Partisi 2010'lu yılların başına kadar marjinal bir örgütlenme durumundaydı. Avrupa genelinde ırkçı ve milliyetçi partilerin yükselişine paralel olarak Yunanistan'da da oldukça etkili bir biçimde gündeme getirilen ekonomik baskı politikaları, alternatif arayışlara yönelen ciddi bir halk kesiminin bu partiyi alternatif olarak görmesine ve desteklemesine yol açtı. 2010'lu yılların başına kadar halktan ve faşizm karşıtlığından korktukları için ancak geceleri sokaklara bildiriler atarak ortadan kaybolan altın şafakçılar, mahallelerde yoğun bir yabancı düşmanlığı ve ırkçı propagandaya başladı. Halkın mecliste bulunan siyasi partilere olan tepkisini değişik biçimlerde sömürerek "mevcut partilerden hesap sorulacağını ve göçmenler tarafından bozulan toplumsal asayişin yeniden sağlanacağını" söylemeye başladılar. Yaşlıları korumak amacıyla bankalara gidiş gelişlerde "refakatçilik yapmak", Yunanlı yoksullara yiyecek dağıtmak, işsizliğe neden oldukları gerekçesiyle göçmen işçilere saldırmak, iş sahiplerine baskı yaparak  yabancı işçi yerine Yunanlı işçi almaları yönünde telkinlerde bulunmak ya da zor kullanmak gibi yöntemleri de kullandılar.

MECLİSE GİREN ALTIN ŞAFAK, SENDİKALARI, DEVRİMCİLERİ VE İLERİCİLERİ AÇIKÇA TEHDİT ETTİ

2012 yılında meclise giren Altın Şafak, Nazist propagandalar için kullandığı meclis mikrofonundan sendikaları, devrimci hareketleri, ilericileri açıkça tehdit etmeye başladı. Bir yandan Altın Şafak milletvekillerinin aldıkları aylık ücretlerin yoksul halka dağıtıldığı yönünde sistemli propagandalar yapılırken bir yandan da özellikle liman işçilerinin yoğun olarak kaldıkları mahallelerde, Atina'nın bazı semtlerinde ve ve pazar yerlerinde SS birliklerini andıran tek tip giyinmiş üyeleriyle saldırılarını artırdı. Armatörlerin altın şafaka açıkça yardım ettikleri ve liman işçileri sendikasını hedef olarak gösterdikleri mahkeme tutanaklarına bile girdi. Perama bölgesinde faaliyet gösteren ve Yunanistan Komünist Partisinin etkin olduğu liman işçileri sendikası üyeleri işçiler öldürmek amacıyla azgınca dövüldüler. Gene aynı dönemde pazar yerlerinde yasal ticaret yapan göçmenler ve balıkçılık yapan Pakistan uyruklu işçiler saldırılara uğrayarak günlerce hastanelerde kaldılar. 

1987'DEN BERİ YÜZLERCE SALDIRI GERÇEKLEŞTİRDİLER VE MÜZİSYEN FYSSAS KATLEDİLDİ 

1987 yılında Türkiye Devrimci Komünist Partisi taraftarları, Atina merkezinde Yunanlı devrimcilerle birlikte Türkiye'deki işçi-emekçi karşıtı politikaları Yunan kamuoyuna duyuran bir afişleme yaparken 20-30 kadar Altın Şafak üyesinin saldırısına uğramış ve 7 Altın Şafak üyesi hastanelik olmuştu. Bu olay kamuoyunda Nazilerin ilk saldırısı olarak bilinirken 2010'dan 2012 yılına kadar yüzlerce saldırı gerçekleştirdi. 18 Eylül 2013 yılında anti faşist bir müzisyen olan ve bu yönde müzik yapan Pavlos Fyssas, oturduğu bir kahvehanede Nazilerin saldırısı sonucu yaşamını kaybetti. Bölge, Nazilerin egemen olmak için saldırılarını artırdıkları bir bölgeydi ve Naziler artık kimlik kontrolleri bile yapmaya başlamışlardı. Fyssas'dan kısa süre önce de Pakistanlı göçmen bir işçi katledilmişti. 

Altın şafak, Yeni Demokrasi Partisi ve PASOK partisinin izledikleri ekonomik baskı politikaları sonucu güçlenme olanakları bulmuştu. IMF, AB ve AB merkez bankasından oluşan memorandum (Troyka) politikalarının bu iki partinin halk içindeki desteklerinin önemli ölçüde kaybolmasına yol açmıştı. Altın Şafak Partisinin güçlenmeye başladığı ve meclise üçüncü parti olarak girdiği süreçlerde Yeni Demokrasi ve Altın Şafak arasında seçim ittifakları yapılabileceği senaryoları bile ortaya çıkmıştı. Yeni demokrasi partisinin ileri kadrolarından birinin açıkça Nazilerle pazarlık yaptığı görüşmenin videosu haber bültenlerine konu olmuş ve internete düşmüştü. Yeni Demokrasi, Nazi örgütlenmesini açıkça hedef almıyor tersine "dolgu malzemesi" olarak gören liberal bir politika izliyordu. Mecliste bulunan SYRİZA ve Yunanistan Komünist Partisi dışındaki partiler adeta bu örgütle "flört" ediyorlardı. Açık ve net tutumlar ancak Fissas'ın katledilmesi ve Nazilere karşı güçlü bir kamuoyunun oluşmasıyla ortaya çıktı. 

Öncelikle Yunanlı devrimci ve antifaşist güçlerle, faşizmden çok çekmiş Yunan kamuoyunun daha başından Nazilere karşı kararlı bir duruş sergilediklerini ve her dönemde Nazi örgütlenmesine yönelik geniş teşhir politikaları özlediklerini belirtmek gerekir. Yunan sermayesi ve partilerinin Nazileri koruyup kollamaya yönelik politikaları her defasında bu kararlılıkla boşa çıkarıldı. Kitlesel olarak faşist saldırganlıklar protesto edildi ve geniş bir kamuoyu oluşturuldu. Fyssas davası ve diğer davalar faşizme karşı kitlesel gösterilere dönüştü.

ON BİNLERCE ANTİ FAŞİST DURUŞMA GÜNÜ MAHKEME ÖNÜNDEYDİ  

Altın Şafak davasına bakan savcı Adamandia İkonumu'nun mütaalasında, Altın Şafak'ın suç örgütü olduğuna yönelik kanıtların bulunmadığını ve dosyaya  giren suçların biribirinden bağımsız adli suçlar olduğunu iddia etmesi kamuoyunda beklenmedik bir tepkinin oluşmasına neden oldu. Savcının Nazileri koruyan tutumu çok sayıda hukukçunun eleştirisine hedef olurken medyada kanıtlar bir kez daha yayınlanmaya başladı. Duruşma günü ise on binlerce anti faşist, yargıtay mahkemesinin önünde toplanarak güçlü bir kamuoyunun varlığını duyurdu. Mahkeme günü kamu emekçileri konfederasyonu gösteriye katılım için saat 11.00'den mesai bitimine kadar iş durdurma kararı alırken liman işçileri 4 saat iş durdurdu. Belediye işçileride aynı yönde karar alarak topluca yargıtayın önüne gidildi. Demokratik taleplerle ortaokul ve liseleri işgal eden öğrenciler ise topluca alana gelerek Nazi örgütlenmesinin yasa dışı ilan edilmesini talep etti.  

MAHKEME KAPATILMASINA KARAR VERDİ

Mahkeme Altın Şafak'ı suç örgütü ilan ederek kapatılmasına karar verdi. 65 sanıktan 50'si suçlu görüldü. Yunan yasaları suç örgütü üyelerine 5 -15 yıl arası hapis cezası öngörüyor. Ceza oranları ise gerekçeli kararla birlikte açıklanacak. Gerekçeli karar için mahkeme heyeti yarın bir araya gelecek.

Bu arada Altın Şafak'ın suç örgütü olmadığını söyleyen savcı şimdi yönetici konumunda bulunanlara iyi hal indirimi uygulanmamasını istedi. İyi hal uygulanmaması durumunda yıllarca cezaevine atılacaklar, uygulanması durumunda ise iki üç yıl içinde serbest olabilecekler. 

Karar Yunan kamuoyunda sevinçle karşılandı ve marjinal konumda bulunan gerici faşişt yayınların dışındaki tüm medya tarafından destek gördü.  

Yunanistan'da Çarşamba günü atılan gazete manşetlerinden bazıları: 
Ta Nea gazetesi : Bir daha hiçbir zaman 
Avgi gazetesi: Altın şafak suç örgütü
Günlük Sintakton Gazetesi: Nazizmin tarihi mahkumiyeti. 

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

Adana’da Suriyeli İşçi Basil Zerzur’a saldıran S.K. hakkında ev hapsi cezası verildi

SONRAKİ HABER

Şırnak'ta MA Muhabiri Zeynep Durgut, haber takibi yaparken gözaltına alındı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa