Depo işçisi: İşçiler olarak korkmayıp, haklarımızı savunmamız lazım
İstanbul Esenyurt'ta çalışan bir depo işçisi pandemide yaşadıkları sorunları Evrensel'e yazdı.
Fotoğraf: Freepik
Depo İşçisi
İstanbul
Ben Esenyurt’tan bir depo işçisiyim. Size pandemiyle birlikte son süreçte iş yerimizde yaşadığımız sorunları anlatmak istiyorum.
Bayramdan sonra hep zorunlu mesaiye kalıyoruz. Artık vücudumuz yorgun düşüyor. Yorgun düşmemiz de bu salgına yakalanmamızın riskini artırıyor. Mesaiye kalmayanları tutanakla tehdit ediyorlar. Tuvalete gittiğimizde “Kaç dakikadır tuvalette ne yapıyorsun?” diye soruyorlar. İş yoğun diye 2-3 vardiya bir arada çalıştırılıyoruz. İşyerindeki İSG uzmanı da doktor da salgın koşullarında bu şekilde çalışmayı onaylamıyor ama yine de 2-3 vardiya birlikte çalışmaya devam ediyoruz. Raf aralarında yığılmalar oluyor, aynı raftan 15 kişi iş almaya çalışıyoruz. Korona var diye 2 haftada bir vardiya dönüyoruz, güya önlem alıyorlar ama bir sürü insan dip dibe çalışmak zorunda bırakılıyoruz. Ayrıca servislerimizde pozitif çıkan arkadaşlarımız olunca servistekilerin tamamını temaslı sayıp karantinaya yolluyorlardı ama bu süreci hepimizin yıllık izinlerinden düştüler.
Bu işyerinde çalışıp meslek hastalığı olmayan çok az işçi vardır. Burada çalışmaya başlamadan önce bizlerden sağlık raporu istiyorlar ama yeni çalışmaya başlayan işçiler bile 5- 6 ayda ya bel ya boyun fıtığı oluyor, dizlerinden sıkıntı yaşıyorlar. Sağlık sorunlarımızdan bahsettiğimizde ya başka bölümlere yolluyorlar ya da bir şekilde yıldırmaya çalışıyorlar bizleri. Buraya işçiler prim var diye geliyorlar ama son süreçte primlerimiz hiç zamanında verilmiyor, meslek hastalığı yüzünden raporu olanlar zaten prim alamıyor. Zaten 1 güne 5 günlük prim kesiyorlar.
Bizim korkmayıp, kendi haklarımızı savunmamız lazım, yoksa sessiz kaldığımız için başka tavizler de vermek zorunda kalacağız.