Dikili Çukuralan Altın Madeni için "ÇED gerekli değildir" kararı verildi
Koza Altın İşletmeleri Anonim Şirketi'nin Çukuralan Altın Madeni Kırma Eleme Tesisi Projesi ile ilgili olarak İzmir Valiliği “ÇED Gerekli Değildir” kararı verdi.
Fotoğraf: Evrensel
Oben ULU
İzmir
Dikili'nin Çukuralan Mahallesi’nde yer alan TMSF yönetimindeki Çukuralan Altın Madeni’nde kurulmak istenen Kırma Eleme Tesisi için İzmir Valiliği tarafından verilen "Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Gerekli Değildir" kararının iptali için dava açıldı.
Koza Altın İşletmeleri Anonim Şirketi, 360.000 ton/yıl kapasiteli Çukuralan Altın Madeni Kırma Eleme Tesisi Projesi ile ilgili olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na başvurdu. Başvurunun ardından İzmir Valiliği proje için 7 Ağustos’ta “ÇED Gerekli Değildir” kararı verdi. Bunun üzerine EGEÇEP başta olmak üzere Dikili Kültür ve Çevre Platformu, Bergama Çevre Platformu üyesi 19 kişi kararın iptali için İzmir 3. İdare Mahkemesi’nde dava açtı.
ÇED OLMADAN İZİN VE ONAY ALMASININ MÜMKÜN DEĞİL
EGEÇEP ve 19 İzmirli yurttaş adına açılan dava hakkında bilgi veren Av. Arif Ali Cangı, dava dilekçesinde; idari işlemin çevreyi olumsuz etkileyecek faaliyetlere izin veren bir işlem olduğu, dolayısıyla açılan davanın bir çevre davası olduğu belirtildi. Projeye ilişkin "ÇED gerekli değildir" kararı verilmiş ise de projenin doğrudan Çukuralan Altın Madeni İşletmesi ile ilgili olması nedeniyle; ÇED süreci geçirmeksizin izin ve onay almasının mümkün olmadığı vurgulayan Cangı, bunun üzerine idari işlemin öncelikle yürütmesinin durdurulması tedbiri ile duruşmalı olarak yapılacak yargılama sonucunda iptaline karar verilmesi istendi.
KOVİD-19 SALGININA DİKKAT ÇEKİLDİ
Dava dilekçesinde ayrıca Kovid-19 salgınına da dikkat çekildi. Benzer pandemileri yaşamamak için, atılacak her adımda yaşam alanlarının ve varlıklarının korunmasının esas alınması gerektiği ve bunun yolunun da doğayla uyumlu bir ekonomi ve doğayla uyumlu bir toplumsal hayat oluşturmaktan, yaşamın bütününü ekolojik hale getirmekten geçtiği kaydedildi. Davanın hukuksal değerlendirmesi ve hatta hukukun kendisinin de pandemi gündemine uygun olması gerektiği ve bu bakış açısındaki değişikliğin yaşamsal hale geldiği belirtilirken, Çukuralan Altın Madeninin doğal hayata ve yaban hayatına bir müdahale olduğunun gözden kaçırılmaması gerektiği hatırlatıldı.
“BİLİME VE HUKUKA AYKIRIDIR”
Dikili Kültür ve Çevre Platformu tarafından yapılan açıklamada ise; "Çukuralan Altın Madeni Kırma Eleme Tesisi Projesi ile ilgili olarak Valiliğin verdiği ‘ÇED Gerekli Değildir’ kararını hayretle karşıladık. Mahkeme bilirkişilerinin, daha doğrusu burada rapor sunan bilim insanlarının verilerine rağmen böyle bir kararın alınmasına itiraz ediyoruz. Bilirkişi raporunda kaydedilen zararlara rağmen verilen bu karar bilime ve hukuka aykırıdır. Kaldı ki maden sahasının Madra Barajı’na ve atık sularının deşarj edildiği Çökek Deresi’nin doğal sit alanı olan Kültür ve Tabiat Varlığı ‘Nebiler Şelalesi’ne yakınlığı ortadadır. Bilimsel raporda yeraltı sularına etkisi de tüm çıplaklığıyla göz önüne serilmiştir. Bölgede sağlığımızı tehdit eden bu faaliyet tümüyle durdurulmalıdır" denildi.
“ÇED'DEN NEDEN KORKUYORSUNUZ?”
Bergama Çevre Platformu dönem sözcüsü Erol Engel ise; "Koza altın'ın Çukuralan işletmesinde her türlü faaliyette şeffaf olunmalıdır. Firmanın gizli kapaklı bir işi yoksa neden halkı bilgilendirmeden kaçınıyorlar, İşletmede ki her türlü faaliyetten yöre halkının haberdar olması gerekir. Anayasal hakkımız olan sağlıklı ve dengeli çevrede yaşama hakkımız için biz yurttaşlar sorumlu davranıp ödevimizi yerine getirirken İzmir Valiliğini de anayasanın 56.maddesinde ki ödevini yerine getirip sorumlu davranmaya davet ediyoruz. Çed gerekli değildir kararının açtığımız dava ile yargıdan döneceğine inanıyoruz" dedi.
NE OLMUŞTU?
Yaklaşık 10 yılı aşkın süredir yörede faaliyetine devam eden Çukuralan Altın Madeni İşletmesi süreç içinde önce iki kez kapasite artırımına gitmiş, 2017 yılında ise üçüncü kez kapasite artırımı için ÇED süreci başlatmıştı. ÇED süreci sonunda üçüncü kapasite artırımı projesine ilişkin ÇED olumlu kararının iptali için İzmir 6. İdare Mahkemesi’nde dava açılmıştı. Projenin çevresel tahribat yaratacağını tespit eden bilirkişi raporunu gerekçe gösteren mahkeme, önce yürütmenin durdurulması kararı, sonuç olarak da ÇED olumlu kararının iptaline karar vermişti. Yargı kararlarına rağmen 2009/7 sayılı Genelge’ye dayanılarak üçüncü kapasite artırımı projesi için yeniden ÇED olumlu kararı alındı ve bu karara karşı yine İzmir 6. İdare Mahkemesi’nde dava açıldı. Geçtiğimiz aylarda maden ocağında yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunun önümüzdeki günlerde açıklanması ve mahkemenin de rapora göre karar vermesi bekleniyor.
ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ NEDİR?
Gerçekleştirilmesi planlanan projelerin çevreye olabilecek olumlu ve olumsuz etkilerinin belirlenmesinde, olumsuz etkilerin önlenmesi ya da çevreye zarar vermeyecek ölçüde en aza indirilmesi için alınacak önlemlerin, seçilen yer ile teknoloji alternatiflerinin belirlenerek değerlendirilmesinde ve projelerin uygulanmasının izlenmesi ve kontrolünde sürdürülecek çalışmalardır.
ÇED GEREKLİ DEĞİLDİR KARARI NEDİR?
Projelerin ÇED uygulanmasının gerekli olup olmadığının belirlenmesi amacıyla proje tanıtım dosyası hazırlanarak valiliğe sunulur. Valilik, proje hakkında "ÇED Gereklidir" veya "ÇED Gerekli Değildir" kararı verir. ÇED Gerekli Değildir kararı, projelerin çevresel etkilerinin incelenerek, önemli çevresel etkilerinin olmadığı ve ÇED Raporu hazırlanmasına gerek bulunmadığını belirten Valilik kararıdır.