12 Ekim 2020 00:15

Sağlıkta şiddet devam ediyor

AKP’nin sağlık politikası, sağlıkta şiddeti azaltmıyor, tersine arttırıyor.

Fotoğraf: Eda Aktaş/Evrensel

Fatih Sürenkök
Fatih Sürenkök

Pandemi başlayalı yedi ay, biz sağlık çalışanları balkondan alkışlanalı 6 ay oldu. Sağlık bakanı gözleri dolarak, Meclis’te yaptığı konuşmada, “Bu sağlık çalışanlarının hakkı ödenmez” dedi. Bizler de, belki bu kadar fedakarca, canı pahasına çalışan sağlık çalışanlarının bugüne kadar çözülmeyen sorunları için, artık bakanlık ve Meclis bir şeyler yapar dedik. Aklımızı mı çeldiler, yoksa o duygusal ortama biz de mi inandık? Bilmiyorum. Ama beklentimiz, özellikle sağlıkta şiddetin önüne geçileceği ve sağlık çalışanları için ekonomik iyileştirmelerin yapılacağı idi. Doğrusu hükümet de bunlara yönelik adımlar attı. Ama bu adımlar, 18 yıllık AKP hükümetlerinin her zaman yaptığı gibiydi. “Mış gibi.” Bu dönemde de aynısını gördük.

Balkondan sağlık çalışanlarını alkışlayan yurttaşımız; nasıl oluyor da acil serviste maske takması konusunda kendini uyaran hekimleri, sağlık çalışanlarını darp ediyor? Anlamak mümkün değil. Ama belki de mümkün. AKP’nin sağlık politikası, sağlıkta şiddeti azaltmıyor, tersine arttırıyor. Sağlıkta dönüşüm garabeti ile müşteri haline getirdikleri hastalar, hastanelerdeki aksaklıkların hesabını sağlık çalışanlarına kesiyor. Bu hafta içinde, İzmir’de iki hastanenin acil servisinde hasta ve hasta yakınları, yine şiddetle teşekkür ettiler sağlık çalışanlarına.

Bakanlık, çözüm konusunda samimi olsa, TTB ve sağlık alanındaki sendikaları düşman gibi görmez. Tersine onlar ile koordinasyon içinde, sorunları ve çözüm önerilerini ele alır. Hükümet, bir yandan sağlıkta şiddeti önlemek amacıyla, yasayı çıkarıyor; diğer yandan sağlık çalışanlarının sendikal ya da mesleki örgütlerine randevu bile vermiyor. Sağlık bakanının artık sağlık çalışanları gözünde saygınlığı kalmamıştır. Ne yazık ki, bu durum artık halkın gözünde de aynıdır. Yönetemedikleri pandemi sürecinde, hataları bir bir ortaya çıkarken, Sağlık Bakanı nasıl bir yüzsüzlükle hala o makamda oturabiliyor?

Pandeminin ikinci ayında Sağlık Bakanı bir yandan, ek ödemelerin tavandan dağıtılacağını duyurdu. Ancak bunu yapmadığı gibi, bu konuda hak arayan sağlık çalışanlarının önderleri, sürgün ve soruşturmalarla susturulmaya çalışıldı. Dokuz Eylül Tıp Fakültesi’nde yaşananlar skandal boyutunda. SES işyeri temsilcisi arkadaşımız sürgünde, Sağlık-İş’deki arkadaşlarımıza maaş kesme cezası verildi. O dönemin Tabip Odası başkanı olan, Tıp Fakültesinde öğretim üyesi olan arkadaşımıza açılan soruşturma devam ediyor. Hakkını arayan asistan arkadaşımızın tezi kabul edilmiyor. Tüm bunların başını da partili rektör çekmekte. Bu rektör hızını da alamıyor, savcılığa suç duyurusunda bulunuyor; bu da yetmiyor kaymakama emir vererek basın açıklamasına katılan kişilere 900 lira kabahat cezası kestiriyor. Bunlar da sağlık çalışanlarına şiddet değil mi?

Ey Rektör, bu haksız, hukuksuz emir ve uygulamalarınız ile bizleri, sağlık çalışanlarını durduracağınızı sanıyorsanız, aldanıyorsunuz. Bir gün, ama mutlaka bir gün gerçek adalet ile sizler de yargılanacak ve hesap vereceksiniz.

Sonuç olarak; bakanlığın gözünde de, partili rektörlerin gözünde de sağlık çalışanları aynı yerdeyiz. Susmazsan ceza, konuşursan yumruk. Daha önce söylediğimiz gibi; hiç bir zülüm, hiç bir karanlık sonsuza dek sürmeyecek. Bu zorbalar halka hesap verecek!
Sağlıkla kalın.

Reklam
YAZARIN DİĞER YAZILARI