"Gıdada sansüre hayır, gıdaya yönelik ifade özgürlüğü kısıtlanamaz"
Çok sayıda çevre, gıda ve meslek örgütü, gıda ile ilgili torba yasada çıkarılmaya çalışılan tasarının gıdaya yönelik ifade özgürlüğünü kısıtlayıcı düzenlemeler içerdiğini belirtti.
Fotoğraf: Tönnies
Çok sayıda çevre örgütü, gıda toplulukları, meslek örgütleri yaptıkları açıklamada, gıda ile ilgili torba yasada çıkarılmaya torba yasa tasarısının 28., 29. ve 30. maddelerinhin gıdaya yönelik ifade özgürlüğünü kısıtlayıcı düzenlemeleri içerdiği belirtilerek söz konusu maddelerin yasadan çıkarılması talep edildi.
Meclis gündemine giren “Gıda, Tarım ve Orman Alanında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Teklifi” başlıklı torba yasa tasarısının 28., 29. ve 30. maddeleri gıdaya yönelik ifade özgürlüğünü kısıtlayıcı düzenlemeleri içerdiği belirtilerek; “Bu kapsamda “her türlü yazılı, görsel, işitsel ve dijital iletişim araçları üzerinden yapılan ve ticari reklam kapsamına girmeyen, gıda güvenliği ve güvenilirliği hususunda tüketicide endişe, korku ve güvensizlik yaratarak tüketicinin tüketim alışkanlıklarını olumsuz etkileyen gerçeğe aykırı yayınlar” yanıltıcı yayın olarak tanımlanmakta ve 20-50 bin TL para cezası verilmesi öngörülmektedir” denildi.
“YASA TEKLİFİNDEKİ YANILTICI YAYIN TANIMI ÇOK GENİŞ VE BELİRSİZ”
Yasa teklifindeki yanıltıcı yayın tanımı çok geniş ve belirsiz olduğunun altı çizilen açıklamada şöyle denildi; “Neyin yanıltıcı yayın kapsamında değerlendirileceği, bu değerlendirmeyi yapacak kişilerin kimler olacağı, bağımsız karar verip veremeyecekleri net değildir. Teklifi savunan çeşitli çevrelerce, ilerleyen süreçte bu endişelerin yönetmelikle giderileceği ve değerlendirmenin bilimsel esaslar dikkate alınarak yapılacağı ifade edilmektedir. Ancak gıda güvenliği ve güvenilirliği hususunda tüketicileri endişe, korku ve güvensizliğe sürükleyen nedenler toplumda çeşitlilik göstermektedir. İnsanlar sağlıkları, sosyo-ekonomik durumları, inançları, kültürleri ve yaşam biçimleri gibi farklı gerekçelerle gıdaya ilişkin çok çeşitli kaygı ve hassasiyetlere sahiptir. Bu hassasiyetler genetiği değiştirilmiş organizmalar (GDO), tohumlar, tarım zehirleri (pestisitler), helal gıda, veganlık/vejetaryenlik gibi geniş bir yelpazeye yayılmaktadır ve birçoğu bilim içinde de tartışmalı konuların başında gelmektedir.”
“GIDA İLE İLGİLİ HER TÜRLÜ PAYLAŞIM YÜKSEK PARA CEZASIYLA KARŞILAŞMA RİSKİ TAŞIYOR”
Bahsedilen tanımda kişi veya amaç fark etmeksizin yazılı, görsel ve sosyal medya mecrasında yapılacak, gıdanın üretim ve işleme süreçleriyle ilgili her türlü paylaşımın yüksek miktarda para cezasıyla karşılaşma riski taşıdığına dikkat çekilen açıklamada; “Böylesine önemli bir konunun bu kadar otoriter, subjektif ve özensiz bir düzenlemeye tabi tutulması yurttaşların kamusal bilgiye ve iyi, temiz, adil gıdaya erişim hakkını kısıtlayacaktır. Elbette, Türkiye’de gıda hususunda birçok sorun vardır. Ancak sorunun çözümünü yasaklar üzerinden kurgulamak toplumda gıdaya ilişkin endişe, korku ve güvensizliği azaltmayacak tam tersine artıracaktır. Yasa teklifinin ilgili maddeleri; toplumun gıdaya ilişkin kaygı ve hassasiyetlerini dikkate alarak, toplumsal sorumluluk gereği kamuoyunu aydınlatma vazifesi gören, her biri kendi içinde yetkin kurumların, bilim insanlarının, sivil toplum örgütlerinin, meslek odalarının, bu sorumluluklarını yerine getirmelerini kimi zaman doğrudan sansür kimi zaman da otosansür yoluyla engelleme riskini içermektedir” denildi.
“SÖZ KONUSU MADDELER YASA TASARISINDAN ÇIKARILMALI”
Öncelikle yurttaşların örgütlenmelerini kolaylaştıran ve bu örgütlenmeler üzerinden doğru bilgiye erişimi sağlayacak mekanizmaların kurulması gerektiği belirtilen açıklamada şu ifadelere yer verildi; “Bu mekanizmaların merkezinde gıda toplulukları, meslek odaları, ilgili araştırma birimleri, gıda kooperatifleri, çiftçi sendikaları, ilgili üniversite yapıları, tüketici dernekleri gibi sivil toplum kuruluşları, kamusal ve güvenilir bilgiye erişimi hedefine koymuş sosyal girişimler yer almalı, bu oluşumların sağladığı bilgiler sayesinde yanıltıcı bilgiye çok daha hızlı ve doğru cevaplar üretilmelidir. Böylece, halkın çıkarlarını esas alan, kamucu bir bilgi edinme hakkının kullanımı mümkün olacaktır.
İlgili yasa teklifi bu haliyle halkın sağlıklı bilgiye erişiminin önünü kapatmakta ve kamu çıkarları ile uyuşmamaktadır. Sağlıklı bilgiye erişimi engelleyecek söz konusu maddelerin yasadan çıkarılmasını ve halkın bilgi edinme hakkını esas alan mekanizmalara destek olunmasını talep ediyoruz.”
İMZA VEREN KURUM VE TOPLULUKLAR:
Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği
Çevre ve Arı Koruma Derneği – ÇARIK
Good4Trust.org
Türetim Ekonomisi Derneği
Yeşil Düşünce Derneği
Yeryüzü Kooperatifi
Ekoharita.org
ÇEKÜL Vakfı
Genç Yeşiller
Kocaeli Ekolojik Yaşam Derneği
Yerel Tohum Derneği Marmaris Temsilciliği
Sürdürülebilir Yaşam Derneği – SUYADER
AGRİDA Tarım ve Turizm Derneği
Bağlıca Eğitim Çevre ve Dayanışma Derneği
Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği
Yayla (Gola) Kültür, Sanat ve Ekoloji Derneği
Çukurova İnsan Tohum Toprak Atölyeleri
İstanbul Permakültür Kolektifi
Doğal Yaşam Derneği
Dört Mevsim Ekolojik Yaşam Derneği
Ortak Yaşam Ekososyal İşletme Kooperatifi
Çeşme Çevre Platformu
Bergama Çevre Platformu
İzmir Çevre Gönüllüleri Platformu
Doğal Besin Bilinçli Beslenme (DBB)
Güzel Gıda Topluluğu
Batı İzmir Topluluk Destekli Tarım Gıda Topluluğu (BİTOT)
HDK Emekliler ve Yaşlılar Meclisi
Antalya Ekoloji Meclisi
Arıköy Tüketim Kooperatifi
TarlaTaban
Yeşil Sol İklim Krizi Çalışma Grubu
Doğa Derneği
Dünya Yaşasın Derneği
MoniBostan
Gediz Gıda Topluluğu (GETO)
Ayvalık Gıda Topluluğu
Ekolojik Tarım Organizasyonu Derneği
Tahtacıörencik Doğal Yaşam Kolektifi
Bağımsız Hayvan Hakları Topluluğu
Kuzguncuk Gıda Topluluğu
Yeryüzü Derneği
Yeni İnsan Yayınevi
Yeşil Artvin Derneği
Çiftçiler Sendikası (Çiftçi-SEN)
Polen Ekoloji
HDK Ekoloji Meclisi
Kadıköy Gıda Topluluğu
Büyükdere Gıda Topluluğu
Türkiye Biyologlar Derneği
Sağlıklı Gıda Derneği
Çiğdemim Derneği
Doğaya Dönüş Gençlik ve Spor Kulübü Derneği
Doğa Koruma Merkezi
Umay Tüketim Kooperatifi (HABER MERKEZİ)