Durulacak değil geleceğimiz için tam gaz ileri gidilecek zaman
Ancak yan yana geldiğimizde, “bu böyle gitmesin” diye değiştirmeye cüret ettiğimizde kendi geleceğimizin direksiyonuna geçeriz.
Kaynak: Max Pixel
“Şu hastalık bir şekilde bitse de kurtulsak” diye aramızda konuşuyoruzdur arkadaşlarımızla. “Yarın ücretsiz izne çıkartılacak mıyım?” belirsizliğiyle, “İş bulabilecek miyim?” kaygısıyla, “İnternet paketim derslerin hepsine yetecek mi?” çaresizliğiyle, arkadaşlarımızla görüşememenin bıkkınlığıyla, aile evinde artan sorumlulukların ve baskının stresiyle pandeminin hayatımızda her açıdan yarattığı yıkımdan ve olumsuz etkiden kurtulmak istemişizdir. Geçtiğimiz dönem yaşadığımız uzaktan eğitim deneyimlerimize dayanarak uzaktan eğitim olmasını istemeyip ama bir yandan da “önlem alınmadan da yüz yüze eğitim olmamalı” deyip eğitime erişememeyi kabul etmek zorunda bırakıldığımızı hissetmişizdir.
YENİ NORMALİ YAŞARKEN
Ekonomik krizle artan dergimizin sayfalarında da gördüğümüz dertlerimiz “yeni normal”in normalliğiyle daha görünür, daha can alıcı, daha yıkıcı hale gelmiş durumda. “Yeni normal”i “eski normalin daha sert bir şekilde sırtımıza yüklendiği bugün” olarak da adlandırabiliriz. Sahi, “yeni normal”de yeni olan şeyler neler? Yeni olarak olması gerekenler herhalde yaşamın her alanında toplum sağlığını korumayı amaçlayacak ve halkın ihtiyaçlarını ve taleplerini gözetecek politikaların uygulanmasıdır. Oysa biz bugün “yeni normal”i yaşarken sağlığımızın, geleceğimizin, yaşamımızın, haklarımızın, taleplerimizin gözetildiğini hissetmiyoruz, görmüyoruz. Uzaktan eğitim alırken mağdur oluyoruz, internetimiz, cihazımız olmadığı için derse erişemiyoruz, pandemi denip ücretsiz izne çıkartılıyoruz, faturalara yetişebilmek için işe giriyoruz, toplu taşımada virüs kapmamak için devletin ücretsiz dağıtması gereken ancak satın almak zorunda kaldığımız maskeyi çift kat takıyoruz, her sabah döviz kurunun artışına uyanıyoruz… Ama “yeni normal”i inşa edenlerden şunları duyuyoruz: “Döviz kuru benim için önemli değil”, “EBA’nın çökmesi olumlu bir haber”, “Öğrencinin öğretmenin gözüne bakamadan derse girmesi ona otodisiplin kazandırır”, “Et fiyatları yüksek değil”, “Semptomatik vaka hasta, asemptomatik vaka ise vaka”… Ülkenin bakanları kürsülerinden bizlerin yaşadığı sorunları katmerleştirecek, dalga geçercesine açıklamalar yapıyorlar. Oysa bu açıklamalar sadece bize.
GELECEĞİMİZ DE BUGÜNÜMÜZ DE BİZİM ELİMİZDE
Milli Eğitim Bakanı “1.5 milyon kadar öğrencimizin bilgisayar sorunu var” diyerek eğitime eşitsizliği kabul ederken bir yandan da özel okullara dair yaptığı açıklamalarla eğitimin özelleşmesine ve eğitimde fırsat eşitsizliğine göz kırpıyor. Sermayedarlara pandemi güvencesi halka harcanması gereken ancak teşvik olarak şirketlere ayrılan 100 milyar TL’lik bütçe ile daha ilk zamandan verilmişti. 100 milyar TL’lik Ekonomik İstikrar Paketi’nde halka ayrılan minnacık kalemlerden biri olan ücretsiz maske dağıtımı bile çok uzun sürmedi. Bu örneklerden daha çokça verebiliriz, bir yandan sermayedarların ekmeğine yağ süren bu dönem aynı zamanda tek adam iktidarının kendini güçlendirmeye yönelik adımlar attığı ve demokratik haklarımıza saldırdığı bir süreç olarak da geçiriyoruz. Bakanların açıklamaları, sermayedarların sürekli artan karı, tek adam rejiminin iktidarını güçlendirmeye yönelik hamleleri birbirlerinden ayrı, kopuk eylemler değil elbette. Bakanların yaptığı açıklamalar da tek adam rejiminin temsilcisi olduğu sermayedarların maksimum çıkarla bu süreci geçirmelerine, sermayenin ihtiyaçlarına yönelik “yeni normali” şekillendirmeye yönelik. Yeni neler var diye sormuştuk. Eski normali üreten kapitalizmin kodları bugün “yeni normal” diye adlandırılan süreci sömürünün aracı haline getiriyor ve ihtiyacına göre şekillendiriyor. Sermayedarların ihtiyacını gözeten tek adam rejiminin bizler için daha ağır yaşam koşullarını oluşturacağı ortada. Ancak geleceğimiz, bugünümüz bizim elimizde. Ancak yan yana geldiğimizde, “bu böyle gitmesin” diye değiştirmeye cüret ettiğimizde kendi geleceğimizin direksiyonuna geçeriz. “Yeni normal”i eskinin kodlarından çıkarıp istediğimiz yeniyi üretmek için ne sağ şeride geçmeye ne de kenara çekip beklemeye niyetimiz yok Konvoyumuzu daha da büyütüp geleceğimizi giden her yolun rotasını biz belirleyene kadar tam gaz ileri...