14 Ekim 2020 00:39

Mektup: "Gerçek mümin yoklukta sabredendir" diyenler sarayda yaşıyor

“Salgın başladığından beri patronlar için devletin bütün olanaklarını seferber ettiler ve ediyorlar. İşçilerin payına düşen ise ücretsiz izin ve günlük 39 TL...”

Fotoğraf: DHA

Paylaş

Emek Partili bir metal işçisi
Kayseri

Merhabalar. Emek Partisi üyesi bir metal işçisiyim. Camiler ve din görevlileri haftası nedeniyle 6 Ekim’de düzenlenen toplantıda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yapmış olduğu konuşmada “Gerçek mümin yoklukta sabredendir” ifadelerini kullandı. İşçi kardeşler, sarayda yaşayan yoklukta mıdır? Sabrediyor mudur? Komşular hep açken, tok yatmak kimin işidir?

10 yıldır hayatını işçilik yaparak devam ettirmeye çalışan bir işçi olarak buradan Erdoğan’a cevap vermek istiyorum. Ülkemizde ve dünyada yaklaşık 1 yıldır Kovid-19 salgını devam etmektedir. Bu salgın çerçevesinde her gün yüzlerce işçi ve emekçi hastalığa yakalanıyor ya da hayatını kaybediyor. Hastalığa yakalananların büyük çoğunluğu organize sanayilerde çalışan işçiler, karantinaya alındığında "Evde ne yer ne içerim, patron para vermezse bu ihtiyaçları nasıl karşılarım" diye düşünüyor.

Salgın başladığından beri açıklanan ekonomi paketlerinin içeriğini biliyoruz. İşçilere geri ödemeli kredi, patronlara ise geri ödemesiz işsizlik fonundan teşvik, geri ödemesiz kredi desteği vb... Patronlar için devletin bütün olanaklarını seferber ettiler ve ediyorlar. İşçilerin payına düşen ise ücretsiz izin ve günlük 39 TL... İşsizlik maaşı almak bile işçilerin büyük çoğunluğu için hayal oldu. İşçilerde durum böyleyken, bir de hastalığa yakalandığı halde fabrikalarda çalışmaya devam ettiler. Çünkü devam etmeseler alacağı ücret çocuklarının karnını doyurmaya bile yetmeyecek. Sonra da bütün suçu işçilere yüklediler. Tek adam iktidarı ve onun yetkilileri işçilere ve emekçilere hiçbir şekilde yardım etmediler. Zaten tek adam iktidarı ve sermaye hükümetinin ortağı partiler, işçi ve emekçileri hep yok saymıştır.

Salgını yönetemeyen tek adam iktidarı bu işçi ve emekçilere IBAN numarası verip destek istedi. Her kabine toplantısı sonrası “Ekonomide iyiyiz uçuyoruz” naraları attılar. Ama gerçeklik bu kadar ortadayken işçi ve emekçilerin durumu gün geçtikçe daha da kötüye gitti. Tek adam iktidarı ve onun ortakları salgını fırsata çevirip işçilerin emekçilerin haklarına saldırı girişiminde bulundular. İşçinin kıdem hakkını elinden almak için bin türlü oyun sergilediler. İşçiler azıcık tepki gösterince bir süreliğine rafa kaldırdılar. Fakat şimdi tekrardan işçinin kıdem hakkı ve esnek çalışma uygulamasını gündemlerine aldılar. Şimdi ne olacak? İşçiler ve emekçiler örgütlü sendikalar gerçek anlamda üretimden gelen gücünü kullanarak karşı çıkarsa dokunamazlar. Şimdilik izleyip göreceğiz.

İşçiler ve emekçiler tüm bunlarla uğraşırken Erdoğan her açıklamasında hep fedakarlığı garibanlardan, fakirlerden, yoksullardan nihayetinde işçi ve emekçilerden bekliyor. Ama kendisi ve yandaşları, sermayedarlar kendi harcamalarından fedakarlık yapmıyor. Geçen günlerde Sayıştay birçok kuruma dair raporlar açıkladı. Bu raporlarda baktığımızda Saray’ın bir günlük harcamasının 10 milyon olduğunu açıklamışlar. Saray’ın bu harcaması ve ihtişamı, gösterişinin bedelini işçi ve emekçiler ödüyor. Daha birçok kamu kurumunun fütursuzca harcamalarının da bedelini işçiler ödüyor. Bütün bedelleri işçi ve emekçiler ödüyorken utanmazca ve aymazca çıkıp “Gerçek mümin yoklukta sabredendir” diyerek sabırlı olmamızı dile getiriyor.

Ben buradan çağrı yapıyorum. Önce Saray’ın kapısına kilit vur, ben buraya harcanan parayı yoksullara heba ediyorum de. Erdoğan ve iktidarı işçilerin ve emekçilerin halinden anlamaz. Çünkü ‘Karnı tok olan açın halinden anlamaz’ bilirsiniz. Peki, biz işçiler ve emekçiler tek adam iktidarından bir şey bekleyelim mi? Tabii ki hayır. Biz işçiler ve emekçiler fabrikalarımızda, mahallerimizde bir araya gelip, sürece dahil olup sözümüzü söylemezsek sonuç değişmeyecektir. Dünyada ve ülkemizde işçi sınıfı ve emekçiler hangi mesele olursa olsun sürece dahil olduğunda talepleri karşılanmıştır. Kazanım olmuştur. Patronların AKP’si, Erdoğan’ı varsa işçi sınıfının da kendi partisi var.

 

ÖNCEKİ HABER

Munzur peyzaj projesini protesto eden 81 kişi ifadeye çağrıldı

SONRAKİ HABER

Metro Turizm'in tazminat ödememek için unvan değiştirmesi aileleri mağdur etti 

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa