Genç Kalyoncu’nun sermaye dünyası ve Türkiye gerçeği
Bugün Kalyoncu’nun temsil ettiği sermayedarların serveti; Türkiye gençliğinden ve geleceğinden, halka sunulması gereken imkanlardan çalınanların toplamıdır.
Fotoğraf: Christopher Burns /Unsplash
Mesut BAYLAV
Adana
- Yüklenici firmadan baba oğul oradalar, genç Mehmet Kalyoncu kardeşimize de bir selamlama verdirirsek herhalde isabetli olur.
- Her zamanki gibi yine gençlere ne kadar kıymet ve önem verdiğinizi görmüş bulunduk. Ben ancak şunu söyleyebilirim sayın cumhurbaşkanım. Biz Türkiye’nin gençleri ve genç iş insanları olarak ülkemizin bir kalkınma hamlesinde bulunduğu bir dönemde gençliğimizi geçirdiğimiz için çok şanslı olduğumuzu düşünüyorum. Bize her sabah heyecanlı uyanıp daha üretici ve daha çalışkan olarak ülkemize katkı sağlamayı, ülkemizin bize verdiği imkanları Türkiye’miz başta olmak üzere ve artık geldiğimiz bugünde dünyanın birçok noktasına hem ekonomik ve altyapı anlamında hem de insani yardım anlamında Türkiye gençleri olarak bu imkanlarla fayda sağlamayı sağladığınız için, böyle bir Türkiye’de bugün gençliğimizi geçirdiğimiz ve iş dünyasında çalıştığımız için size teşekkür ediyorum, saygılarımı sunuyorum.
- Sağ ol, sağ ol!
Kalyon Holding’den Cemal Kalyoncu’nun genç oğlu Mehmet Kalyoncu ile Cumhurbaşkanı Erdoğan arasında geçen bu diyalog geçtiğimiz günlerde Erdoğan’ın canlı bağlantı ile katıldığı, baba oğulun ise şantiye alanında bulunduğu bir ortamda gerçekleşti. Hükümetin “Asrın projesi” diye duyurduğu KKTC’ye denizden su taşıma projesi sonunda bitmişti ama nasıl başlamış nasıl bitmişti? Ortada bütün kamu ihalelerinde olduğu gibi adrese teslim ihaleler ve ihaleler ile yandaş “besleme” projesi vardı.
GENÇLİĞİN NEFES ALABİLDİĞİ TÜM ALANLARI YOK ETME ÜZERİNE
Sahnede iktidarın besleyip, büyüttüğü; kamudan aldığı ihaleler ile yani halkın cebinden çıkanlarla büyüyen şirketlerden Kalyon İnşaat var. Bu kez bir genç “aktör” de sahnede. Oğul Kalyoncu’nun konuşmasını Erdoğan kendisi teşvik ediyor, herhalde memleketin gençlerine verdirmek isteyeceği bir mesaj var. Bu pası yumuşatarak Erdoğan’ın kendisine söz vermesini gençlere verilen kıymet ve önem ile açıklıyor Kalyoncu. Kuşku götürmez ki Erdoğan’ın ve tek adam rejiminin hatta daha ötesinde kapitalist sistemin gençliğe verdiği önem değiştirip, dönüştürebildiği oranda hayatta kalıyor, aksi durum gençliğin nefes alabildiği bütün alanları yok etmek üzerinden şekilleniyor. Eğer Kalyoncu, kendisinin mensubu olduğu sermaye cephesinin gençlerini kastediyorsa bu kıymetin ve önemin hiç olmadığı kadar gerçek olduğunu söyleyebiliriz. Kendisinin de dediği üzere kalkınma hamlesi diye ifade ettiği süreçte ancak kendisi gibi olanlar kendisini şanslı olarak ifade edebilir. Geride kalan ve milyonları oluşturan gençlik kesimleri için ise ironiden de öte bir durum var.
“Her sabah heyecanlı uyanıp ülkesine katkı sağlamak isteyen” bir genç olduğunu söylüyor Mehmet Kalyoncu. İşin gerçeği kamu ihalelerini alıp vurgunlar yaparak, emekçilerin sırtından sermayesini büyüten ve her yeni güne bunun heyecanı ile uyanan genç bir patron kendisi. İşi şirin ve kendisini de “Türkiye gençleri” diye tarif ettiği geniş kesimlerin içerisindeymiş gibi göstermeye çalışan, biçim ve içerik olarak da bir “aynı gemideyiz” serüvenine kapı açan Kalyoncu, babasından, hükümetten ve sınıfından çok şey öğrenmiş görünüyor. Türkiye gençliği bugün her yeni güne yeni belirsizliklerle uyanırken Kalyoncu’nun heyecanla uyanıp tek kaygısının daha fazla sömürü ve rant olması gerçeği sınıfsal reflekslerin bir ürünü.
Böyle bir Türkiye’de bugün gençliğini geçirdiği için Erdoğan’a teşekkür ediyor genç burjuva Kalyoncu! Haklıdır, memlekette yoksulluk tavan yapmışken, halk her alanda binbir türlü zorlukla, baskı ile karşılaşıyorken kendilerinin sermayesinin her geçen gün büyümesi salt “Babam sağ olsun!” ile açıklanamaz. Sermaye iktidarı ve onun hükümetinin sağ olması babasının sağ olmasından da ötedir. Bir genç burjuvaya yakışan bilinç de budur.
TÜRKİYE GENÇLİĞİNDEN ÇALINANLAR
Yoksa genç patronun “gençliğini geçirdiği Türkiye” vurgusundan bir genç işçinin geçmesi mümkün müdür? Bir üniversitelinin, liselinin geçmesi nasıl mümkün olur? Bugün Kalyoncu’nun böyle bir Türkiye’de gençliğini geçirdiği için Erdoğan’a teşekkür etmesi 9 Ekim günü resmî gazetede Eylül ayında 9 milyar 449 milyon 995 bin 883 TL’lik vergi teşviği sağlandığı açıklanan Kalyon inşaatın Türkiye’si ile bu halkın Türkiye’si aynı değildir, olamaz da. Yüzbinlerce gencin KYK kredi borcunu silmeyen hükümet Kalyon ve diğer “para babalarına” vergi teşvikleri yapıyor. Yani “Böyle bir Türkiye’de gençliğimizi geçirdiğimiz için teşekkür ediyorum” diyen Kalyoncu boşa konuşmuyor.
Bugün gençler Kalyoncu’nun Türkiye’sinde gençliğini geçirmek istemiyor, insanca bir yaşam ve gelecek istiyor. Bu talepler genç Kalyoncu’nun ve mensubu olduğu sınıfın çıkarlarının tam karşısında yer alıyor.
Kalyoncu son cümlesinde bir imkân vurgusu yapıyor. Gençliğe sağlanan imkanlardan dolayı teşekkür ve saygı. Türkiye gençliğine bugün sağlanan tek imkân daha fazla geleceksizlik desek yerinde olur. Rekor kıran genç işsizlik verileri, çalışan gençlerin hiç olmadığı kadar güvencesiz ve ucuz iş gücü dayanağı haline gelmesi, eğitim alabilme hakkının büyük saldırılara uğradığı; var olan eğitimin bilimsellikten uzak bir dikta eğitimine evriltmek istenmesi... Bir yanda 18 yaşında intihar ederek hayatına son veren Furkan Celep varken diğer yanda Kalyoncu ve “sınıf” arkadaşları var. Bugün Kalyoncu’nun temsil ettiği sermayenin imkanları hiç olmadığı kadar torbanın ağzı misali açılmış durumda. Torbanın açılması demek geride kalan; gençliğin ana gövdesine ve halka sunulan “imkanların” yukarıda sıraladıklarımızdan öte olmama haline işaret ediyor. Genç burjuva Kalyoncu’nun imkanlar vurgusu önemlidir, onlara sağlanan bu imkanlar Türkiye gençliğinden ve geleceğinden çalınanlardır.