14 Ekim 2020 08:01

​​İnternet kotalı online eğitim

Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi öğrencileri olarak kendi özgün sorunlarımıza ilişkin 93 öğrenci ile bir anket çalışması gerçekleştirdik. İşte sonuçları…

Fotoğraf: Pngtree

 

Paylaş

Berkay GÖK
Burcu ATEŞ
Hacettepe Üniversitesi

Uzun süren belirsizliklerden sonra başladığımız yeni dönemin de uzaktan eğitim ile devam edeceği belli oldu. Tüm bu süreçte karar almanın hiçbir aşamasında yer almayan öğrenciler yine bu süreçte yaşam koşullarının ve imkânlarının gözetilmediği bir duruma mahkûm edildi. Biz Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi öğrencileri olarak kendi özgün sorunlarımıza ilişkin bir anket çalışması yaptık. Uygulamalı derslerin olduğu bölümler için ekstra bir sorun ve çözüm paradoksu söz konusu iken sosyal bilimler alanında teorik derslerin olmasından mütevellit her şey daha kolay gibi görünüyor. Oysa edindiğimiz bilgileri yaşamdan kopuk bir şekilde “düşünen ve yazan” insanlar olmamak için tartışabilme ve üretebilme alanlarına ihtiyacımız var. Bu da en basit haliyle bir araya geldiğimiz her ortam oluyor…

SORULARLA UZAKTAN EĞİTİM

Türk Halk Bilimi’nden Sanat Tarihi’ne, Antropoloji’den Türk Dili ve Edebiyatı bölümlerinde 93 öğrenci ile yapılan ankette ilk olarak “Uzaktan eğitim sürecinde internet kullanım veriminiz arttı mı?​” diye sorduk. Bakiye sorgulamaları ve aldığımız ek paketlerle sürdürdüğümüz internet ortamı hayatımızın temel kaygı noktalarından oldu. Buna karşın cevap oranı birbirine çok yakın; “evet” diyen arkadaşlarımızın oranı %51, 1 ve doğrudan online eğitimin verimlilik açısından beklentiyi karşıladığını düşünen öğrenci sayısı sadece %16.3.

Pandeminin başından beri özellikle gençler arasında evde kalarak bir şeyler yapmanın yolları ve kısmi çözümler üzerine pek çok alternatif işler tartışıldı. Online ortamda paylaşılan etkinlikler ve erişime açılan kültür sanat platformları gerçekte ne kadar hayatlarımızda yer bulmuş bir bakalım. Online müze ve sergi etkinliklerine katılım oranı %25 iken, internet ortamında paylaşılan tiyatro oyunları ve film festivallerini takip etme oranı %23.9, sanal kütüphaneden faydalanma oranı ise %35.2 olmuş.

Evde kalmış olmakla birlikte doğan boş zamanlarda ne yapılacağına karar vermekte de imkânlar ve içinde bulunulan sosyal-psikolojik durum etkili oluyor. İlgi alanlarımızı da doğrudan değiştiren bu süreçte yeni ilgi alanları olan öğrenci oranı %43.7; dağılımında da resim, enstrüman çalma, spor yapma, ajanda hazırlama, yemek yapma gibi eğilimler var. Eğitim aldığı alan dışındaki okuma oranı ise %78.4.

PAYLAŞMAYA, TARTIŞMAYA İHTİYAÇ ARTIYOR

Bulunduğu koşullar itibariyle elinden geldiğince süreci kendisi için “daha katlanılabilir” kılmaya çalışan öğrenciler, edindikleri bilgiyi, yeni ilgi alanlarını, meraklarını ya da sorularını paylaşmayı ve tartışmayı ise eskiden olduğu gibi doğal ortamı olan kampüslerde yapamıyor. Haliyle bilgi edinmek dışında bir üretim süreci olarak ele alırsak bu süreci, paylaşmaya, tartışmaya ve pratik yaşamda sınamaya ihtiyaç da gün geçtikçe artıyor. Pandemi sürecine uygun olarak bunu gerçekleştirme fırsatı tabi ki yine internet ortamındaki platformlar. Online ortamda konferans, seminer, kongre veya kurslara katılım gösteren öğrenci oranı %30.7 oluyor. Bu oranın içinde ek gelir için özel ders veren öğrenciler, psikolojik danışmanlık alanlar ve koronavirüs için kurulan dernekte gönüllü faaliyet yürütmek de var.

Son olarak ankete katılan arkadaşlarımıza sorduğumuz “tartışma- okuma grupları, atölye vs. kurulsa katılım sağlar mısınız?​” sorusunu yeni dönem için bir şeyler yapmanın ihtiyacını hissederek ortaklaşma amacıyla sorduk ve %88.5 oranında hem fikir çıktık. Tüm bu oranlar aslına bir bakıma sürecin biz öğrenciler için ne kadar eksik geçtiğini gösteriyorken, bu eksikliğin sorumluluğu açısından da bir gedik açıyor. Öyle ki “bilim yuvası” olan üniversite ortamından uzakta, evlerde kendi imkânlarımız dâhilinde ve elbette ki internet kotamız el verdiği ölçüde elimizden geleni yapıyoruz. Daha fazlasını yapmak için ise kendimize daha çok alan yaratmanın ve bilginin bir üretim süreci ve toplumsal bir işlevi olmasının farkındalığı ile daha çok birbirimizden haberdar olmamız gerekli...

ÖNCEKİ HABER

Genç Kalyoncu’nun sermaye dünyası ve Türkiye gerçeği

SONRAKİ HABER

ABD'de bazı öğrencilerin plazma bağışı için Kovid-19'a yakalandığı iddia edildi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa