14 Ekim 2020 09:56

“Herkes biliyor zarların hileli olduğunu”

Koç Üniversitesi lisansüstü öğrencilerinin barınma ve sağlık mücadelesi devam ediyor. Kendileri ile ilgili kararlarda söz sahibi olmak istiyorlar.

Kaynak: Lewis Keegan

Paylaş

Koç Üniversitesi’nden bir öğrenci

Koç Üniversitesi Lisansüstü öğrencileri ve asistanları pandemi ortasında tepeden inme kararlar ile lojmanlardan yurtlara transfer edileceklerinin duyulması üzerine ilk olarak bir araya gelip Koç Üniversitesi yönetimine açık bir mektup yazdı. Önceleri dedikodudan ibaret sanılan bu söylentilerin gerçeklik payının olup olmadığı soruldu ve öğrenciler hakkında bir karar alınacaksa karar mekanizmasına dahil olma isteği iletildi. Mail yolu ile idareye iletilmiş olan bu mektuba baştan savıcı bir cevap alan öğrenciler sosyal medya kampanyası başlatma kararı aldı. Sosyal medya kampanyası eşliğinde mektuplarını kamuoyu ile paylaşan öğrenciler pandemi ortasında sağlıklarının riske atılmasına, karar sürecinin gizli yürütülmesine ve sözleşmelerinde bulunan haklarının gasp edilmesine dair şikayetlerini dile getirdiler. Bu noktada bir not düşecek olursak, Koç Üniversitesi lisansüstü öğrencilerine 3-4-6 kişilik lojmanlarda kalma imkanı sunuyordu. Öğrencilerin bu hakları “housing” maddesi adı altında okula kabul edildikten sonra taraflarca imzalanan bir sözleşme ile korunuyordu.

Sosyal medya kampanyasından birkaç gün sonra okul rektör yardımcısı, enstitü direktörleri ve öğrenciler ile toplantılar yapacağını duyurdu. Öğrenciler bu toplantıların okul tarafından görevlendirilmiş idarecilerin öğrencileri yurt koşullarının pandemi için öğrencilere evlerden daha uygun olduğuna ikna etme toplantıları olduğunu anlayınca daha da öfkelendi. Öğrencileri sürece hiçbir şekilde dahil etmeyen, tepeden inme kararları dikte eden idareciler bir de üzerine absürt bir şekilde yurtların daha sağlıklı olacağını savunuyordu. Bir süre sonra tiyatroya dönen bilgillendirme toplantıları bize haykırıyordu, “herkes biliyor kaptanın yalan söylediğini, herkes biliyor zarların hileli olduğunu” diye.

GÜVENCESİZ ÖĞRENCİLİK

Gelinen noktada bazı öğrencilere 3 gün, 5 gün gibi kısa süreler içerisinde evlerini boşaltmaları gerektiği bilgisi mail olarak iletilmişti ve yavaş yavaş herkese bu tarz maillerin gönderileceği anlaşılmıştı. Öğrencilerin birliğini bozmak ve mücadelelerine ket vurmak isteyen idare ise bireysel tehdit yollarına başvurmaya başlamıştı. Tüm bu olumsuzluklara rağmen Koç Üniversitesi lisansüstü öğrencilerinin barınma ve sağlık mücadelesi devam ediyor. Kendileri ile ilgili kararlarda söz sahibi olmak istiyorlar.

Tanıtımlarda, sosyal medya hesaplarında, medyada demokrasi, özgürlük naraları atan bir üniversitede tek adam rejiminin fiili yansımalarını görüyoruz. Ne hocalardan, ne öğrencilerden gelen hiçbir itiraza tahammül edemiyorlar. 2013 yılında yaşanan Taşeron Direnişinde işçiler ile yan yana mücadelede öne çıkan hocaları okuldan atan rektör, rektörlük yapmaya devam ediyor. Hocalar bu ve benzeri sebeplerden ötürü kendi öğrencilerinin riske atılmalarına dahi ses çıkaramayacak konumdalar.

Bu süreç bir yanıyla da bizi sorunun temeline götürüyor, vakıf üniversitelerindeki lisansüstü öğrencilerin güvencesiz ve göstermelik kısmi sigortalar ile (sigortasız) çalıştırılması. Kadrolu asistan tanımı dışında “Lisansüstü Burslu Öğrenci” adıyla öğrencilerin daha düşük ücretlerle asistanlık yapması ve bunun mezuniyet koşulu olarak eklenip zorunlu tutulması.

ÖNCEKİ HABER

Yüksek lisans mı? Yüksek sertifikasyon mu?

SONRAKİ HABER

"Bu tür müdahaleler Kıbrıslı Türkleri, Türkiye’den soğutuyor"

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa