Diyarbakır’da esnafın hali: Alışverişler daha çok günü kurtarma üzerine oluyor
Diyarbakır'da Eski Hal’de konuştuğumuz esnaflardan Enver Toprak, “İşler çok durgun. Eskiden kış hazırlığı olurdu. Artık millette para olmadığı için alışverişler daha çok günü kurtarma üzerine" diyor.
Fotoğraf: Evrensel
Cengiz Anıl BÖLÜKBAŞ
Mahsum KARA
Diyarbakır
Bir yandan pandemi devam ederken bir yandan da ekonomik kriz daha da derinleşiyor. Bu krizden en çok etkilenen kesimlerden birisi de küçük esnaflar. Eski Hal’de konuştuğumuz esnaflardan Enver Toprak, “İşler çok durgun. Kış geliyor. Eskiden kış hazırlığı olurdu. Artık millette para olmadığı için alışverişler daha çok günü kurtarma üzerine oluyor. Bu sene bakıyorsun gelen hiç kimse yok” diye konuştu.
"SATTIĞIMIZ ÜRÜNÜN YERİNİ DOLDURAMIYORUZ"
Yılmaz Tayfun 31 yaşında. Eski Hal’de gıda ticaretiyle uğraşıyor. 11 yaşından beri bu işleri yapıyor. Ülkenin eskisi gibi zengin bir tarım ülkesi olmadığını belirten Tayfun, “Her şey dışarıdan ithal geliyor. Gıda ticareti yapan biri olarak söyleyebilirim ki üç günde bir zam geliyor. Bugün una 5 lira zam geldi. Bu korkunç bir rakam. Piyasada bir daralma var. Ekonomide fena bir dalgalanma var. Geçen senelere göre alımlar çok kötü. Temel ihtiyaç bunlar. Bunları alma konusunda büyük bir düşüş var. Aynı zamanda biz esnaflar olarak sattığımız ürünün yerini dolduramıyoruz. Örneğin, 20 bin liraya bir kamyon un alıyorlarken bunu elden çıkardıktan sonra bir kamyon un alamıyoruz. 1 torba alan insan 5 kilo, 5 kilo alan insan 2 kilo alan duruma geldi. Halk olarak gıdaları yedek olarak alan bir halktık. Bu son yıllarda iyice düştü. 25 kilo pirinç alan aile 5 kilo pirinç alıyor şimdi. Bunu alırken bile düşünüyor. Düşük kalitede pirinci bile alamıyor. Günlük tüketmek üzerine alıma başladılar. ‘Bugünü kurtarayım da yarın Allah Kerim’ diyorlar” diyor.
"PANDEMİ BAZI TEKELLERE YARADI"
Kışa doğru bu durumun daha da kötüleşeceğini vurgulayan Tayfun, şunları söylüyor: “1 ay içinde una 50 lira zam geldi. Albayrak ‘dolarla işimiz yok’ diyor. Ama biz bunları dışarıdan dolar üzerinden alıyoruz. Dolar da artınca fiyatlar mecburen yükseliyor. Türkiye’de git gide tekelleşen market zincirleri var. Diyarbakır’da bu marketler kat kat fazla. Bir mahallede bakkallar, esnaflar geçimini sağlayabilirken şimdi bu bakkalların hepsi kapandı. Batıya ucuz iş gücü olarak gitmek zorunda kaldılar. Pandemi süreci bazı tekellere fırsat olarak yaradı. Bazı tekeller git gide daha zenginleşirken esnaf kendisini kapatacak duruma geldi. Bunlara vergi indirimi uygulanıyor. Bu durum yurttaşın aleyhine gelişiyor. Türkiye’de esnafı korumak üzerine bir şey yok. Burada siyasal çıkarlar olduğunu düşünüyorum. Bunu kabul etmiyoruz. Ekonomi kötü olduğu zaman siyasi iktidarlar da yaşayamaz.”
"NE ESNAFA NE DE HALKA DESTEK SUNULDU"
Yılmaz Tayfun’un yanından ayrılarak yolumuza devam ediyoruz. Yolumuz bu sefer çay ve tütün ticareti yapan Enver Toprak (33)’ın dükkanına düşüyor. Toprak, geçen seneye göre işlerin yüzde elinin altına düştüğünü belirterek, yurttaşlarda para olmadığını ve geçen sene 2-3 kilo çay alan insanın bugün yarım kilo aldığını söylüyor. Geçen sene çayın kilosu 50 lirayken bugün 100 lira olduğunun altını çizen Toprak, “Berat Albayrak ne kadar dolarla işimiz yok dese de ürünlerimizin hepsi ithal. Dolar kuru üzerinden dışarıdan alınıyor. Dolar da artınca ister istemez bu da getirdiğimiz ürünlere yansıyor. Vatandaşın alım gücü de yok, zaten askeri ücretle çalışan biri geçimini zar zor karşılıyor. Pandemi döneminde çoğu zaman kapalıydık. Üç ay içerisinde toplasan 1 ay açık kaldık, kiralarımızı veremiyorduk, alışveriş olmuyordu. Kapalı olduğumuz dönemde hiçbir şekilde yardım almadık. Bankanın verdiği esnaf kredisini de 6 ay sonra faiziyle geri ödeyeceğim için almadım. Herhangi bir şekilde devletin katkısı olmadı, ne esnafa ne de halka. İşler çok durgun. Kış geliyor. Eskiden kış hazırlığı olurdu. Artık millette para olmadığı için alışverişler daha çok günü kurtarma üzerine oluyor. Eskiden bizim burada müşterilerimiz vardı. Adamlar sonbaharın sonlarında gelip kışlık eşyalarının hepsini alırlardı. Bu sene bakıyorsun gelen hiç kimse yok” diye konuşuyor.
"GİYİM KONUSUNDA ALIŞVERİŞ ÇOK KISITLI"
Toprak’ın yanından ayrılarak Eski Hal’de gezmeye devam ediyoruz. O sırada dikkatimizi yan yana dizilmiş ve hepsinde kıyafet satılan 5-6 dükkan dikkatimizi çekiyor. Ancak dükkanlarda toplamda sadece 1 müşteri var. Bir dükkana giriyoruz. Faki Zengi (45) satış durumlarını anlatmaya başlıyor. İşlerin çok durgun olduğunu ve pandemi ile ekonomik krizin en büyük etken olduğunu söyleyen Zengi, yurttaşların genellikle gıda üzerine alışveriş yaptıklarını ve giyim konusunda alışveriş çok kısıtlı olduğunu belirtiyor. Ekonominin iyi olduğu yönündeki söylemlere katılmadığını dile getiren Zengi, “Bunlar 20 senedir hep aynı şeyi söylüyorlar. Ben hiç inanmadım ki bugün inanayım. Geçen seneye oranla alım çok düşük ve fiyatlar baya yükseldi. Geçen sene 80 liraya aldığım bir malı bu yıl 110 liraya zar zor alıyorum. İnşallah işler açılır. Hastalık herkesi vurdu. İnsanlar hakkını aramak istiyor ama hükümet tarafından engelleniyor. Kimse kendi talebini dile getiremiyor. Bu sene kışa girerken işler eskisi gibi olmayacak ama benim hâlâ umudum var” ifadelerini kullanıyor.