Kürt tiyatrocular: Yasaklara karşı dayanışmayı büyütecek adımlar atılmalı
Fırat Topal, Kürt tiyatrocularla "Bêrû: Klakson, Borîzan û Birt” isimli Kürtçe oyunun yasaklanmasını ve oyun hakkında açılan soruşturmayı konuştu.
Görsel: Pixabay
Fırat TOPAL
DİYARBAKIR
Teatra Jîyana Nû’nun “Bêrû: Klakson, Borîzan û Birt” isimli Kürtçe oyunun İstanbul Şehir Tiyatroları Gaziosmanpaşa Sahnesindeki gösteriminin yasaklanmasına ve oyun hakkında soruşturma başlatılmasına tepkiler sürüyor. Platforma Tora Zimana û Çanda Kurdî (Kürt Dili ve Kültürü Ağı Platformu), Teatra Jîyana Nû ve Amed Şehir Tiyatrosu konuya dair Evrensel'e açıklamalarda bulundu.
"KARŞI DAVA AÇACAĞIZ"
Teatra Jîyana Nû oyuncularından Ömer Şahin, yaklaşık 3 yıldır ulusal ve uluslararası festivallerde oynanan oyunun “Kamu düzenini bozabileceği” gerekçesiyle yasaklanmasının ve ardından soruşturma açılmasının “absürtlük” olduğunu dile getirdi. Şahin, “Türkiye’deki demokratik örgütlerden, sanat ve tiyatro gruplarından tepki oluştu. Bu defa oyunun içeriğinin ‘örgüt propagandası’ içerdiği yönünde hikaye uydurmaya başladılar. Sahnelediğimiz bütün oyunların textlerini ve görüntülerini emniyetle paylaşmışız, onlar gelip bizim oyunlarımızı çekmişler. Onların elinde bizden daha fazla görüntü arşivi var” ifadelerini kullandı.
Yasak kararına karşı dava açacaklarını belirten Şahin şunları söyledi: “Türkiye’de herkesin gözaltına alınabildiği, yargılanabildiği, tutuklanabildiği bir dönemde yaşıyoruz. Kimin haklı ya da haksız olduğunun çok fazla bir önemi yok. 3 yıldır bütün emniyet birimlerinin takip ettiği bir oyun, bugüne kadar herhangi bir sıkıntı, şikayet gelmedi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi bize sahnesini verdiği gün böyle bir algı başladı. Toplumda hiçbir karşılığı olmayan insanların yaptığı haberlerle sanat çalışmalarımızın önü kesildi. Oyunumuzla ilgili soruşturma açılmış, biz de karşı dava açacağız. Mahkemeden bu kararın iptalini isteyeceğiz.”
Böyle zamanlarda dayanışmanın önemine dikkat çeken Şahin; “Demokrat gruplar, sanatçı arkadaşlarımız, Türk ve Kürt tiyatrosu yapan arkadaşlarımız bize desteklerini sundular. Bu bizim için onurdur. Bu tür durumların önüne geçebilmek için dayanışmayı büyütecek adımlar atılmalı” şeklinde konuştu.
"YASAK KARARI SİYASİ SÜRECİN BİR SONUCU"
Platforma Tora Zimana û Çanda Kurdî Sekretaryasından Bawer Berşev, oyunun yasaklanmasının Kürtçeye olan tahammülsüzlüğü gösterdiğini belirtti. Berşev “Yasak kararı süregelen siyasi sürecin bir sonucu. Vali daha konuya vakıf olmadan direk açıklama yapması bunu gösteriyor. Gaziosmanpaşa’da Kürtçe oynanan bir oyun ne gibi bir tehdit yaratır. Daha önce defalarca oynanmış bir oyunun yasaklanması kabul edilemez. Göz göre göre ülkeyi karanlığa çekiyorlar.” dedi.
"SUSTUKÇA SIRA HERKESE GELEBİLİR"
Amed Şehir Tiyatrosu oyunlarından Berfin Emektar, son süreçte ülkede baskı ve sansürün sadece Kürtlere değil aynı zamanda muhalif olan bütün kesimlere uygulandığını belirtti. Emektar, “Yaşananlar Mezopotamya Kültür Merkezinin ilk defa karşılaştığı bir durum değil. Daha önce de ne tesadüftür ki Dario Fo’nun Bir Anarşist’in Kaza Sonucu Ölümü 2005’te yasaklanmıştı. Tarih sürekli tekerrür ediyor. 2016’da kayyumlar atandığında tiyatromuz fiili olarak kapatılmadı ama 33 arkadaşımızın sözleşmesi feshedildi. Arkadaşlarımızın tek suçu kendi dillerinde, kendi kültürlerinde sanat icra etmekti. Biz bunlara cevap vermekten bıktık ama onlar bu duruma düşmekten utanmıyorlar” ifadelerini kullandı.
Oyunun yasaklanmasının ardından tiyatro gruplarının bağlı olduğu kooperatifler ve sendikaların açıklamalar yaptığını söyleyen Emektar “Destek açıklamaları oldukça kıymetli Kürtler ve Kürt tiyatrocular açısından. Bu sadece Kürtlere, Kürtçeye karşı bir tutum değil. Sustukça sıra herkese gelebilir. Çünkü sadece Kürtçe oyunlar yasaklanmıyor. Öteki olana, kendisinde olmayana karşı müthiş bir tahammülsüzlük var. Siyaseten yapılan bütün tahammülsüzlüklerin sansüre dönüşmesinin kabul edilebilir bir yanı yok.” dedi.