Tekellerin planlarına karşı geleceğimiz kendi ellerimizde

Stuttgart ve çevresinden Mercedes işçileri

Otomobil sektöründe üretim yapan tüm tekellerin planları 2030 yılı ve sonrasına dair. Çünkü bu yıla kadar tekellerin hepsi yavaş yavaş dizel emisyonu olan araçların üretiminden kurtulmak istiyor. Gerekçenin ise “insan ve çevre” olduğu ileri sürülüyor.

Özellikle Alman tekeli Daimler (Mercedes) ve Amerikan tekeli Tesla arasında geleceğin araçlarının üretimi noktasında bir “savaş” devam ediyor. Bu savaş ‘en iyi kim olacak’ savaşı.

Özellikle geleceğin teknolojisi olarak belirtilen insansız ve elektrikli araçların üretimi noktasında büyük pazar kavgası var. Gün geçmiyor ki, iki tekel de yaptıkları açıklamalarda en güçlü “elektrikli aküllerin” kendileri tarafından üretildiğini kamuoyu ile paylaşmasınlar.

Peki tekeller yukarıda tepişirken üretimde olan biz işçilere bunun yansıması nasıl oluyor, bakmak gerekiyor.

Özellikle Mercedes, pandeminin yükselmesini de bahane ederek kendisine yük olarak gördüğü birçok bölümden kurtulmak istiyor. Şu an Mercedes bünyesinde olan tüm lojistik ile ilgili işleri kiralık firmalara devretti ve burada çalışan işçiler ya başka bölümlere kaydırıldı ya da erken emekli edildi. Ayrıca, Stuttgart çevresinde bulunan (Untertürkheim, Badcannstatt, Mettingen vb.) ve Berlin’deki Mercedes bölümü yukarıdaki gerekçeler nedeniyle ya tamamen kapatılmak ile karşı karşıya ya da ucuz işçi cenneti olan ülkelere taşınacak. Bu nedenle günlerdir İşyeri İşçi Temsilciliği ve Mercedes tekeli temsilcileri söz konusu bölümlerin kapatılmaları ve işten çıkarmalarla ilgili olarak görüşmeler yapıyor. Bu bölümler de çalışan işçiler ise işlerine ve geleceklerine sahip çıkmak için sürekli eylem halinde.

Bu durum sadece Mercedes ile sınırlı değil. Bosch, MAN, Mahle, ve diğer bir çok araba yan sanayindeki firmalar da aynı durumlar söz konusu. Ve bunlara hizmet sektöründe olan işyerlerini de katmak gerekiyor.

Ülkenin en büyük sendikası durumundaki IGMetall ise, iş yerlerini korumak için işverenlerin tüm isteklerini yerine getirmek ile meşgul durumda.

Almanya'nın farklı bölgelerinde yer alan firmalarda çalışan işçilerin eylemleri, hizmet sektöründe örgütlü durumda olan Ver.Di Sendikasının TİS dönemi nedeniyle yaptığı eylemlerin hepsi bir noktada sermayeye karşı birleşmek zorunda. Bu birleşmeyi sağlayacak örgütlü bir güce bu dönemde acil ihtiyaç olduğu ortada. Bu örgütlü güç ortaya çıkana kadar biz işçilerin birliği ve birlikte mücadelesi de önemini korumaktadır.

ALMANYA’DA ELEKTRONİK VE METAL PATRONLARI PANDEMİYİ ÖNE SÜRÜP SIFIR ZAM DAYATIYOR

Stuttgart’tan bir Mercedes işçisi

Almanya 'da elektronik ve metal iş kollarında yaklaşık 4 milyon işçiyi ilgilendiren toplu iş sözleşmesi (TİS) görüşmeleri aralık ayında başlayacak. Bu görüşmeler birçok firmada işten çıkarmaların gündemde olduğu bir dönemde pandeminin gölgesinde geçecek gibi görünüyor.

Bu yıl mart ayında yapılan özel “pandemi TİS'lerinde” 2020’nin sonuna kadar sıfır ücret artışı belirlenmişti. Geçen süre içerisinde işyerlerini kaybetmek istemeyen ve sadece ücretlerinden değil birçok hakkından da fedakarlık yapmak zorunda bırakılan işçileri yeni TİS sürecinde yeni sürprizler bekliyor.

Tüm İşverenler Birliği Başkanı Rainer Dulger, TİS’lerle ilgili yaptığı açıklamada “Ücret artışı bu koşullarda gerçekçi değil” dedi. Dulger yaptığı açıklamanın devamında ise "Ücret artışını konuşmak için ortada paylaşılacak bir şeyler olması gerekir, her şeyin ekside olduğu durumda dağıtılacak bir şey yok” diyerek patronların hedefini açıkça belli etti. Ayrıca kasım ayı ile birlikte işverenlerin yeni başkanı olma olasılığı yüksek olan Stefan Wolf ise yaptığı açıklamada “Bizler ücret eşitliği olmaksızın haftalık iş saatlerinin düşürülmesine karşı değiliz. Ücret artışı sıfır olmalı ve hiç bir şekilde masraflarımızda artış olmamalıdır” dedi.

Yaklaşık 4 milyon işçi ve emekçiyi temsil eden IGM Sendikası bugün Almanya'nın Frankfurt kentinde yaptığı toplantıda 2021 yılında, yıllık yüzde 6 ücret artışı ve haftalık çalışma saatlerinin de 28 saate kadar düşürülmesi ve bunun da yaklaşık 24 aylık olması talepleri ile masaya oturacaklarını açıkladı. Haftalık çalışma saatleri ile ilgili talebin ucu açık bırakılması özellikle ücret noktasında tartışmaları beraberinde getirecektir.

Pandemi sürecini kendi lehlerine kullanan işverenler, sendikal bürokrasiyi de yedekleyerek bu süreci elde edilmesi gereken her şeyi elde ederek bitirmeyi planlıyor.