Hukuk Fakültesi Öğrencisi: Mesleğe dair kaygılarım artıyor
Çukurova Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğrencisi Evrensel'e yazdı: Bir an önce hukukun üstünlüğüne geri dönülmesini ve adalet ışığının tüm ülkeyi aydınlatmasını diliyorum.
İllustrasyon: Pixabay
Çukurova Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğrencisi Onur
Bu aralar çokça tartışılıyor. Bir takım yerel mahkemeler yüksek yargının kararlarını tanımıyor. Belki ilk başta kulağa o kadar da kötü gelmeyebilir. Ama hukuk devletinin olmazsa olmazı olan anayasal düzen yok sayılmış oluyor. Anayasa tanımamış, hiçe saymış olunuyor. Yerel mahkemenin yaptığı bu hamle hukukta bozulmanın boyutlarını gözler önüne seriyor.Yargı, siyasal iktidarı sınırlayan güçlerden biridir, öyle olması gerekir. Günümüzde anlaşılan o ki bu sınırlar ortadan kaldırılmak isteniyor. Bir bakan ile AYM başkanı arasında da verilen kararlardan kaynaklı tartışma yaşanmıştı. Bakan "Kendi arabanla işe gidebilir misin, ben giderim." diyerek bir nevi tehditte bulunmuştu. Bir AYM üyesinin attığı tweet darbe iması olarak yorumlanmış ve yine aynı bakanlık tarafından rest çekilmişti.
Diğer yanda baro seçimlerini erteleyen genelge var ortada. Baro seçim tarihi Avukatlık Kanunu'nda düzenlenmiştir ve tarihi bellidir. Ama bakanlığın çıkardığı bir genelge ile bu tarih ileriye alınıyor. Sıkıntı şu ki normlar hiyerarşisinde genelge kanunun altındadır. Yani hiçbir genelge kanuna aykırı olamaz veya kanunu değiştiremez.Öte yandan çıkan genelgenin kapsamı da tartışmalı. Koronavirüs bahane gösterilerek baro seçimleri ertelendi ancak siyasi parti kongreleri ve sendika seçimleri kapsam dışı. Sanırım korona mekan konusunda seçici. Yapılan yürütmenin durdurulması başvuruları ise ardı ardına reddediliyor.Bir başka sorun ise Ankara'da kurulması planlanan ikinci baro ile ilgili. Yeterli imzaya ulaşamadıkları için henüz kurulamadı. Kurulabilmesi için kamu kurumlarında çalışan avukatlara imza vermeleri yönünde baskı uygulandığı iddiaları var. Belki de yukarıda bahsi geçen genelgenin çıkarılma amacı ikinci baronun kurulabilmesi için gerekli zamanı sağlamak olabilir. Hukuk düzeni gittikçe bozuluyor, anayasa tanınmıyor. Yargı bağımsızlığını kaybediyor. Savunma makamı susturulmaya ve bölünmeye çalışılıyor. Tüm bunlar toplumda derin yaralar açabilir. Nitekim toplumun adalet aradığı alan yargı değil artık. İnsanlar başvurularının tekrar tekrar sonuçsuz kalması üzerine artık sosyal medyadan seslerini duyurmaya ve adalet aramaya başlıyor. Birçok örneği ile karşılaştık ve anlaşılan karşılaşmaya devam edeceğiz. Bu durum bile yargıya güvenin ne seviyede olduğunu bize çarpıcı bir şekilde gösteriyor. Bir hukuk öğrencisi olarak ben kaygılıyım. Öğrendiğim şeylerin ülkemizde sadece kitaplarda teori olarak kaldığını ve uygulanmadığı görmek beni derin bir korku ve kaygıya yöneltiyor. Gelecekte yapacağım meslek ile ilgili ciddi endişelerim var. Bazen bu hukuksuzluk içinde boşu boşuna okuyormuşum hissine kapılıyorum. Bir an önce hukukun üstünlüğüne geri dönülmesini ve adalet ışığının tüm ülkeyi aydınlatmasını diliyorum.