20 Ekim 2020 02:21

Kovid’e karşı koku molekülleri araştırılıyor

ODTÜ'de koku moleküllerinin Kovid-19’un önlenmesi ve tedavisinde kullanımı üzerine yapılan çalışmanın başındaki Doç. Dr. Çağdaş Devrim Son, araştırmaya ilişkin sorularımızı yanıtladı.

Kovid’e karşı koku molekülleri araştırılıyor

Fotoğraf: Pixabay

Selen AKÇAKOCA
Ankara

ODTÜ Biyolojik Bilimler Bölümünde koku moleküllerinin Kovid-19’un önlenmesi ve tedavisinde kullanımı üzerine bir çalışma başlatıldı. Yürütülen çalışmada, şu ana kadar yüzlerce molekülü farklı yerleştirme sistemlerinde test eden çalışma ekibi; solunduğunda Kovid-19’u önleme ve tedavi etmede bazı moleküllerin potansiyel olarak yararlı olabileceğini öne süren sonuçlar topladı. Özellikle antiviral, antibakteriyel özelliklerinden dolayı uçucu yağlarda bulunan koku moleküllerinin, antiviral aktiviteleri araştırılıyor. Çalışma ekininin başında bulunan Biyolojik Bilimler Bölümü Moleküler Biyoloji ve Genetik Programı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Çağdaş Devrim Son, araştırmaya ilişkin sorularımızı yanıtladı.

Çağdaş Devrim Son

fotoğraf: Doç. Dr. Çağdaş Devrim Son'un arşivi

"KLİNİK ÇALIŞMALAR VE DOZ BELİRLEMELERİ YAPILMALI"

Çalışmanızın detaylarından bahsedebilir misiniz?

Yaptığımız çalışma temel olarak bir tarama çalışması. Uzun yıllardır parfüm endüstrisinde kullanılan moleküllerin Covid-19’a karşı kullanılabilecek etken madde içerip içermediği sorusu çalışmanın temelini oluşturuyor. Bu soruyu cevaplamak için dünyada birçok çalışma grubu Covid-19 virüsünün yayılmasını ve /veya çoğalmasını etkileyebilecek molekülleri araştırıyor. Biz de bu çalışmalardan yola çıkarak virüsün insan hücrelerini etkilerken kullandığı bazı proteinler ile koku molekülleri arasında etkileşim olup olmadığını hesaplamalı yöntemlerle araştırdık. Bu çalışmalar sırasında halihazırda hastalık üzerinde etkili olduğu öne sürülen bazı ilaçları da kendimize kontrol olarak seçtik. Çalışmamızın sonucunda bazı koku moleküllerinin, mevcut kullanılan ilaç moleküllerine benzer ya da daha iyi bağlanma özellikleri olduğunu tespit ettik. Bu aşamada yapılması gereken belirlenen bu moleküllerin klinik deneylerinin yapılması ve ilaç olarak kullanılabilecek moleküllerin doz çalışmalarının gerçekleştirilmesidir. Salgının hızla yayılması ve ölümcül olması düşünüldüğünde bu çalışmalar yapılırken tespit edilen koku moleküllerinin esans amaçlı kullanılan dozlarda kullanılmasının da yararlı olabileceği düşünülmektedir. Ancak burada bir konu göz ardı edilmemelidir; maske kullanımında olduğu gibi bu kokuların kullanılması insanlara aşırı bir güven vermemeli ve tedbirler elden bırakılmamalıdır. Sonuçta bu moleküllerin olası bir koruyucu etkisi olabilir ama klinik çalışmalar ve doz belirlemeleri yapılmadan bundan emin olmak mümkün değildir.

Bu yöntemin kullanılmaya başlanması için hangi koşullar gerekiyor?

Üzerinde çalıştığımız koku molekülleri halihazırda parfüm endüstrisi tarafından kullanılmakta olan moleküllerdir. Bu moleküller parfümlerde kullanıldıkları dozlarda farklı karışımlar içerisinde kullanılabilir. Ancak hastalığa karşı etkili olabilecek doz çalışmaları ve testler yapılmadan kesin bir koruyuculuk ya da tedavi edici özellik içerir demek doğru değildir. Bu çalışmaların yapılması en iyi şartlarda aylar alabilecektir, bu süre zarfında bilinçli bir şekilde tespit edilen koku moleküllerinin kullanılmasının bir zararı olmayacaktır. 

"ÖNÜMÜZDEKİ YÜZYILDA KİŞİSEL İLAÇ ARAŞTIRMALARINA AĞIRLIK VERİLECEK"

Koronavirüs gibi salgın hastalıklarda sizin çalışmanıza benzer alternatif yöntemler kullanıldı mı? Tarihte böyle bir örnek var mı?

Yaptığımız çalışma aslında alternatif yöntemlerde kullanılan maddelerin bilimsel altyapılarını araştırmaktır. Uzak Doğu ve Asya’da birçok bitki ve yağ hastalıkların tedavisinde kullanılmaktadır. Tedavi amaçlı kullanılan doğal maddelerin çoğu genelde birtakım etken maddeler içermektedir. Modern ilaç sanayi de aslında bu etken maddelerin tespiti ve üretimi üzerine çalışmaktadır. Bu çalışmaların ilk adımı aday moleküllerin belirlenmesidir. Yüzlerce ya da binlerce molekül ile başlanan bu çalışmalar genelde hesaplamalı yöntemler ile yapılmakta ve molekül sayıları uygun kriterlere göre onlu rakamlara düşürülmektedir. Sonraki çalışmalar bu moleküllerin optimizasyonu ve yan etkilerinin araştırıldığı çalışmalardır. En son olarak da bu moleküller ilaç haline getirilerek yine sınırlı sayıda hasta ve kontrol ile denenir ve piyasaya sürülürler. Bu sebepten dolayı yapılan çalışma aslında ilaç geliştirme için yapılması gereken ilk adımlardan biridir.

Alternatif ilaç dediğimiz kavram tarihte toplumlar tarafından birçok hastalık için kullanılan malzemeleri kapsayan bir kavramdır. Birçok örneği mevcuttur ancak çoğu zaman etken maddelerin bilinmemesi ve kullanılan malzeme içinde bu etken maddenin miktarının değişken olması etkilerinin kullanımdan kullanıma farklılık göstermesine yol açmaktadır. Modern ilaçlarda ise bu etken maddeler genellikle saf olarak ve belirli dozlarda kullanılmaktadır. Bu sayede beklenen etki genellikle her bireyde aynı olmaktadır. Son yıllarda bu görüşün de aslında doğru olmadığı, her bireyin ufak farklılıklar taşıdığı ve kullanılan ilaç moleküllerine farklı tepkiler gösterebildiği ortaya çıkmıştır. Bu bilgiler ışığında kişisel ilaç tasarımları önümüzdeki yüzyılda ağırlık verilecek araştırma alanlarının başında gelmektedir.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Yağma iklimi

Yağma iklimi

Enerji şirketlerinin patronlarının bizzat yönetimine girdiği Saray iktidarı, “iklim değişikliğiyle mücadele” adı altında sermayeye yeni kaynak aktarma hazırlığında. İktidarın Meclise getirdiği tasarıya göre karbon emisyonu ticareti sistemi kurulacak, “atmosferi kirletme hakkı” alınıp satılan bir mala dönüşecek. Sistem karbon ticareti zenginleri yaratırken, halka zehir kalacak.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
CHP'li belediyelere silkeleme ve sabah dörtte operasyonlar yapılırken AKP'li Sincan Belediyesine Cumhurbaşkanlığı bütçesinden 30 milyonluk bağış yapıldığı iddia edildi.

Evrensel'i Takip Et