İnti İllimani ile Şili referandumu üzerine: Neoliberalizmin laboratuvarında patlama
İnti İllimani müzik grubunun kurucularından Jorge Coulon, Şili’deki 25 Ekim anayasa referandumu üzerine Evrensel’e konuştu: Halk ekonomik sistemi ve onun taşıyıcısı olan siyasi sistemi sorguluyor.
Fotoğraf: Juan Carlos Tedeschi
Bir yıl önce ekim ayında Şilili gençler, başkent Santiago’da metro ücretine yapılan zamma karşı çıktılar sokaklara. Turnikelerden atladılar, önlerini polis kesti. Şiddet gördüler. O şiddetin acısı, uzun zamandır ekonomik olarak yıpratılmış tüm halk kesimlerinin yaralarını sızlattı. Merhemi dayanışmada buldular. Birkaç gün içinde gösteriler kitleselleşmiş, ülke çapına yayılmıştı.
iktidardaki sağcı Piñera Hükümeti sokağa diktatörlük döneminden sonra ilk defa orduyu çıkardı. İşçilerden öğrencilere, emeklilerden sanatçılara kadar birçok kesimi içine alan halk protestoları siyasallaştı, hükümete yöneldi ve sosyal adaletin yanına artık bir de “haysiyet” mücadelesi eklendi.
Bir yıl önce bilet zammıyla başlayan mücadele 25 Ekim Pazar günü Anayasa’nın değiştirilip değiştirilmemesine karar verme referandumuna kadar gelmiş bulunuyor.
Yanıtların çoğu “Apruebo” yani “Onaylıyorum” olursa, 11 Eylül 1973’te ABD destekli askeri darbeyle iktidara gelen Diktatör Pinochet rejiminin 1980’de yürürlüğe koyduğu Anayasa, 40 sonra ilk defa temelden değiştirilecek.
Şili’deki referandum sürecini ülkenin dünyaca tanınan devrimci müzik grubu İnti İllimani’nin kurucularından Jorge Coulon ile konuştuk.
İnti İllimani, 1973 askeri darbesi sırasında İtalya’da konserdeydi. Sosyalist Salvador Allende hükümetinin zaferini Avrupa’ya yayıyor, “Venceremos/Kazanacağız” diyen şarkılar okyanusları aşıyordu. Darbe olunca Avrupa’da kalan grup, 1988’de Pinochet’in bir dönem daha devlet başkanı olmasına “Hayır” denilen tarihi anayasa referandumunun ardından 1989 yılında ülkeye dönebilmişti.
Coulon, 2020 referandumu için “1988’de eksik olanı tamamlıyoruz” diyor. Anayasa değişikliğinin hayata geçebilmesi için de halk eylemlerinin devam etmesi gerektiğini düşünüyor.
HALK EKONOMİK VE SİYASİ SİSTEMİ SORGULUYOR
Referandum öncesi Şili’de durum nedir?
Şili, Pinochet diktatörlüğünden beri neoliberalizmin laboratuvarı oldu. (Dönemin ABD Başkanı) Nixon ve (Dışişleri Bakanı) Kissinger tarafından Şili sağıyla iş birliği içinde yönetilen bu darbenin alışılmadık şiddeti ve diktatörlüğün sert vahşeti, bu ülkede aşırı bir ekonomik sistemi, neoliberalizmi deneyimlemeyi amaçlıyordu. Bu sistem, stratejik şirketler ve doğal kaynaklar da dahil olmak üzere tüm ulusal sanayinin özelleştirilmesine, hatta suyun dahi özel mülkiyete geçmesine yol açtı.
Bu politika, Şili’de aşırı bir ekonomik güç birikimi üretti ve rakam olarak ülke oldukça gelişmiş görünse de, gerçekte bir bölgeyi paylaşan ancak çok eşitsiz olan iki ülke inşa edildi, çok azı her şeye sahip ve büyük çoğunluğu çok tehlikeli koşullarda yaşıyor ve çalışmaları, zenginin daha zengin olmasına katkıda bulunuyor.
Bu durum, bir yıl önce Şili halkının haysiyet ve sosyal adalet talep etmek için sokaklara çıkması, ekonomik sistemi ve onun taşıyıcısı olan siyasi sistemi sorgulamasıyla patladı. Plebisit, bu isyandan; Şili’nin Pinochet diktatörlüğünden aldığı siyasi Anayasa’yı değiştirmek üzere doğdu.
25 Ekim’de Şilililer hangi sorulara yanıt verecekler ve bu yanıtların Şili emekçileri halkları açısından önemi ne olacak?
Alternatifler şunlar:
- Anayasa değişikliğini “Onaylıyorum” veya “Reddediyorum”
- Yeni bir anayasa yazılırsa bunu hangi organ yazmalı? Karma Meclis mi yoksa Anayasal Meclis mi?
Karma Meclisin yüzde 50’si oyla seçilecek vatandaşlardan, yüzde 50’si görevdeki milletvekillerinden oluşacak.
Anayasal Meclis ise yüde 100 halkoyuyla seçilen vatandaşlardan oluşacak.
İlginçtir ki, her halükarda dünyada kadın ve erkek oranı açısından eşit olan ilk meclis oluşturulacak. Yüzde 50’si erkek ve yüzde 50’si kadın olacak.
1988 referandumuyla benzerlikleri var mı bu sürecin?
Hayır. 2020 süreci 1988’de eksik olan şey. O referandum, Pinochet figürü üzerineydi. “başkan” olarak 8 yıl daha Pinochet’e “evet” veya “hayır” demek içindi. Ancak diktatörlüğün dayattığı sistemi veya Anayasa’yı sorgulamıyordu.
Şili halkına sizin çağrınız nedir?
Halkımıza çağrımız, oylamaya toplu halde katılması, oy vermesi, Anayasa’nın Anayasal Meclis aracılığıyla değiştirilmesini yüzde 100 halk oyu ile onaylamasıdır. Ayrıca yapılacak değişikliklerin halkın içindeki siyasi çevrelerce “kaynatılmasını” önlemek için halk hareketliliğinin sürdürülmesi çağrısında da bulunuyorum.
DEMOKRASİNİN GARANTİSİ HAREKETİN DEVAM ETMESİNDE
Referandum sonrası beklentileriniz neler?
Sosyal adalet ve insan onuru beklentilerinin gerisinde kalan siyasi ve ekonomik çıkarların büyüklüğünü hepimiz biliyoruz.
İnsanlar temel hakları, çalışma, sağlık, eğitim ve onurlu bir yaşlılık için boş elleriyle mücadele veriyorlar... Kadınlar onur ve eşitlik için, saygı ve güvenlik için savaşıyorlar, ancak kâr ve eşitsizliğe dayalı kapitalist sistemi, ataerkilliği ve maçoluğu değiştirmek zor, kanun yazmak kolay ama alışkanlıkları değiştirmek zor. Kültürel değişimler uzun sürüyor.
Önemli bir adım atacağımızın farkında olmalıyız. Ancak sistem hâlâ orada, halkın kafasında ve alışkanlıklarında. Bu kültürü değiştirme mücadelesi küçük büyük adımlar atmaya devam etmeli. İnsanlar örgütlü ve hareket halinde kalmalı, bu gerçek demokrasinin tek garantisidir. (DIŞ HABERLER)