İMO Van Şube Başkanı Fırat Durmaz: Hâlâ hasarlı binaların içinde yaşıyoruz
Van depreminin 9'uncu yıl dönümünde Evrensel'e konuşan İMO Van Şube Başkanı Fırat Durmaz, "Depremden 9 yıl sonra hâlâ hasarlı binalarda yaşıyoruz" dedi.
Fotoğraf: MA
İnanç YILDIZ
Diyarbakır
Van’da, 23 Ekim 2011 tarihinde meydana gelen ve resmi rakamlara göre 644 kişinin yaşamını yitirmesiyle sonuçlanan 7.1 büyüklüğündeki depremin üzerinden 9 yıl geçti. Depremde 250 kişi enkazdan çıkartılarak kurtarıldı. 2 bin üzerinde kişi ise yaralandı. Evrensel’e konuşan İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Van Şube Başkanı Fırat Durmaz, “Maalesef hâlâ 2011 depremindeki hasar görmüş binaların içerisinde yaşıyoruz. Bunların tespitlerinin tekrar yapılması, güçlendirmeye ya da yıkılmaya ihtiyacı olan binaların bir an önce yıkılması gerektiğini düşünüyoruz” dedi.
"DERS ÇIKARTMAK ÖNEMLİ"
Depremde büyük bir yıkımın yaşandığını ifade eden Durmaz, “Maalesef ülkemizde yıkımlar olmadan, depremler acı vermeden bazı şeyleri değiştiremiyoruz. Bu artık bir gelenek haline geldi. Depremden sonra biliyorsunuz deprem mevzuatı değiştirildi. Yeni deprem mevzuatı gündeme getirildi, bunlar kale alınmadı. Biz depremlerden önce gerekli önlemleri almak yerine depremlerden sonra kendimize ders çıkarmaya çalışıyoruz. Aslında pratik olarak depremlerden ders çıkarabilme olayı da önemlidir” dedi.
"2 KÜÇÜK DEPREMDE EVLER YERLE BİR OLDU"
Maalesef mevcut konjonktür sisteminin sadece teori üzerinde kaldığını dile getiren Durmaz, “Van’da yaşanan ve aradan 10 yıl geçmiş depremin üzerine bu sene 2 çaplı küçük çaplı deprem atlattık. İran’nın Hoy kentinde olan depremler Başkale, Saray ve Özalp ilçelerimizi etkiledi. Şunu gördük depremin büyüklüğünün çok da önemi yok açıkçası. Depremler için alınan hiçbir tedbir olmadığı için o köylerde, o mahallelerde yaklaşık 25 mahalleden bahsediyorum. Yaşayan vatandaşlarımız çok büyük mağduriyetler yaşadılar. Yaşamış oldukları evler neredeyse yerle bir oldu” dedi.
"10 YILDA DEPREMSELLİK GERÇEĞİ İYİ KAVRANMAMIŞ"
Bunun sebebi için tekrar araştırma yaptıklarında hayretler içinde kaldıklarını söyleyen Durmaz, “İnsanlar depreme dayanıklı binalarda değil. Kendi imkanlarıyla işte saman ve çamurun karıştırılarak elde edildiği kerpiç evlerde, üzerini ahşapla kapatmak zorunda kaldığı evlerde yaşıyorlar. Ve maalesef küçük bir depremde bile can ve mal kayıpları yaşanabiliyor. Bu da gösteriyor ki 10 yıl geçmesine rağmen biz depremsellik gerçeğini bölgemizde gerçek anlamda kavrayamamışız. Her ne kadar sivil toplum örgütleri olarak bunu elimizden geldiğince dile getirsek dahi bunun kale alınmaması, önlemlerin alınmasında maalesef hükümetin mevcut politikası yetersiz kalıyor. Hâlâ en küçük bir depremde bile büyük zayiatlar, can ve mal kayıpları yaşayabiliyoruz. Bununla alakalı almış olduğumuz önlemler yetersiz maalesef” diye konuştu.
"YAPI STOKLARI DOĞRU İMARLA ARTIRILMALI"
“İnsanlarımıza depremsellik gerçeğini aşılamamız lazım” diyen Durmaz, “Temel çalışmamızın bu yönde olmaması lazım. Depremde büyük zayiatlar gördük, çok kısa bir süre sonra insanlarımız o depremi unutabiliyor. Yaşamış oldukları acılar silinebiliyor insanların hafızasında ve gerekli önlemler, bireysel anlamda tabii önce bireysel anlamda bahsediyorum alınamayabiliniyor. Dolayısıyla bu depremsellik gerçeğini her zaman, her yerde dile getirmek lazım. Deprem için alınması gereken önlemlerde toplumun bilinçli olması lazım bu önemli, bu bireysel olarak özellikle sivil toplum örgütlerinin bu konuda hassas davranması lazım bu bizim için önemli” dedi.
Diğer yandan ise plansız ve rant odaklı kentleşmeyle yapı stokunu artırarak depremin önüne geçilemeyeceğini belirten Durmaz, “Bu mevcut politika sadece aldatmaca üzerinedir. İnsanları belirli yerlerdeki toplu konutları içerisinde kültürel yaşamlarından, uzaklaştırarak şehir yaşantısından uzaklaştırarak bu tür değerleri de göz önünde bulundurmayarak toplu konutlaşmanın da deprem açısından daha sağlıklı, depreme daha dayanıklı binalar üretildiğini düşünüyoruz, iddia ediyoruz ama birazda politik kültürel yönleri de düşünmek lazım. Bu şekilde yaklaşmak yerine yapı stoklarımız doğru bir imar çerçevesinde artırarak insanların bütün değerlerini de göz önünde bulundurarak mevcut yaşam alalarının içerisinde daha sağlıklı yapılaşmanın teşviki lazım. Bu konuda bizim de önerilerimizin dikkate alınması lazım” diye konuştu.
"HASARLI BİNALAR GÜÇLENDİRİLMELİ YA DA YIKILMALI"
Diğer hususun ise mevcut depreme dayanıksız olan binaların tespitinin ve bunların yerine daha güçlü depreme dayanıklı binaların inşa edilmesi olduğunu ifade eden Durmaz, “Maalesef hâlâ 2011 depremindeki hasar görmüş binaların içerisinde yaşıyoruz. Bu binalar hâlâ risk teşkil ediyor. Bu binaların tespiti daha önce yapıldı ama yapılan tespitlerin yetersiz olduğunu düşünüyoruz ki teknik personelle yapılmayan tespitlerdi. Yine 2011 depremine ülke olarak hazırlıksız yakalanmış olmanın sebebi ile büyük yıkımlar büyük mağduriyetler yaşanmıştı ve ondan sonra da bununla alakalı bedellerimizi ödedik. Tespit aşamasına gelince ise tespitler genellikle teknik olmayan insanlar tarafından yapılmıştı. Şu anda bile o yapılan tespitlerin sağlıklı olmadığını düşünüyoruz. Bunların tespitlerinin tekrar yapılması, güçlendiremeye ya da yıkılmaya ihtiyacı olan binaların bir an önce yıkılması gerektiğini düşünüyoruz.