Şili'de halk anayasanın yeniden yazılmasını istedi
Bolivya’daki darbe hükümetinin ilk seçimde düşürülmesinin ardından Şili’nin cunta dönemi anayasası bir yıldır süren halk protestolarının sonucu yapılan referandumla, 40 yıl sonra çöpe atılıyor.
Fotoğraflar: AA
Latin Amerika ülkesi Şili’de tarihi günler yaşanıyor. 1973’te askeri darbeyle Sosyalist Salvador Allande hükümetini deviren ve Allande’yi öldürerek koltuğuna oturan Diktatör Augusto Pinochet döneminde yazılan 1980 anayasası, 40 yıl sonra değiştiriliyor.
Dün yapılan referandumda halkın yüzde 78, 27’si “Anayasanın değiştirililmesini onaylıyorum” dedi. Ayrıca oylamaya katılanların yüzde 79,04’si de yeni anayasanın tamamı halk tarafından seçilecek bir meclis tarafından hazırlanmasına oy verdi.
Seçmen sayısının 14 milyonu aştığı Şili’de, referanduma katılım oranı yüzde 50,8 oldu. Bu oran daha önceki seçimlerle karşılaştırıldığında yüksek olarak nitelendiriliyor.
GECE BOYUNCA KUTLAMALAR
Referandum sonucunun belli olmasının ardından on binlerce kişi kutlama için sokağa döküldü. Şili’de geçen yıl düzenlenen protestolarda göstericilerin başlıca toplanma yeri haline gelen, başkent Santiago’daki İtalya Meydanı kutlamaların merkeziydi. Meydanın adı eylemlerle birlikte halk tarafından “Haysiyet Meydanı” olarak değiştirilmişti. Bu meydanda toplanan çoğu genç binlerce Şilili şarkılar, marşlar söyleyerek ve dans ederek bir yıldır verilen mücadelenin geldiği tarihi noktayı kutladı.
Video of people in Chile celebrating after a huge majority of people voted to rewrite the Pinochet-era constitutionpic.twitter.com/59BWto03Oh
— Ben Norton (@BenjaminNorton) October 26, 2020
YENİ ANAYASA NASIL HAZIRLANACAK?
Anayasa tamamı halk tarafından seçilecek “Anayasal Meclis” tarafından yazılacak. Meclis üyeleri, 11 Nisan 2021’de yapılacak seçimlerle seçilecek. Kadın-erkek sayısının eşit tutulacağı ve Mapucheler gibi yerli halkların da temsilcilerinin bulunacağı bu meclis, yeni anayasayı 9 ayda yazacak. Gerekli görülmesi halinde bu süre 3 ay uzatılabilecek.
Kurulun hazırlayacağı yeni anayasa da yine halk oylamasına sunulacak.
Halk kabul ederse, Şili, 1973’ten 1990’a kadar süren Pinochet rejiminin ardından ilk kez demokratik yönetimde yazılmış bir anayasaya sahip olacak.
Anayasanın içeğinin halkın toplumsal adalet ve eşitlik taleplerine yanıt verebilmesi için halkın örgütlü mücadelesini sürdürmesi gerekiyor.
SAĞCI BAŞKAN SONUÇLARI KABUL ETTİ
Şili’deki protestoları polis ve asker şiddetiyle bastırmaya çalışan ancak halkın kararlılığı nedeniyle başarılı olamayan sağcı devlet başkanı Sebastian Pinera ise sonuçlara itiraz edemedi. Pinera, “Bugüne kadar anayasa bizi bölmüştü. Umarım bugünden itibaren yeni anayasa, birlik, istikrar ve geleceğin çerçevesi olur” dedi.
Pinera, 2018’de göreve geldiğinde önceki Devlet Başkanı Michel Bachelet’in görev süresinin bitmesine 5 gün kala imzaladığı anayasanın yeniden yazılmasını içeren yasa tasarısını desteklememiş, o dönem anayasanın yeniden yazılmasının önüne geçmişti. Şili’nin zengin kapitalistleri arasında bulunan Pinera ve partisi, Pinochet destekçileri olarak tanınıyor.
2021 BAŞKANLIK SEÇİMLERİNE DOĞRU…
Sebastian Pinera, bir dönem aranın ardından ikinci kez başkanlık koltuğuna oturuyor. Bir önceki sosyal demokrat Michelle Bachelet hükümeti, başta gençlerin kamusal eğitim talebi olmak üzere önemli sektörlerde özelleştirilmelerin geri alınması konusunda sözlerini tutmayınca tepki oylarını alarak yeniden başkan olan Pinera, seçildikten sadece bir buçuk yıl sonra halk protestolarıyla karşılaşmıştı.
Bir sonraki başkanlık seçimlerinin, resmi takvime göre, Kasım 2021’de gerçekleşmesi gerekiyor. Seçim süreci, anayasanın yeniden yazılması süreciyle de kesiştiği için 2021'deki seçimin Pinochet sonrası dönemin en farklı seçimi olması mümkün.
ABD destekli askeri darbe ile 1973’te iktidara gelen General Augusto Pinochet yönetimi, Şili’yi “Neoliberalizmin laboratuvarı”na dönüştürmüş, baskı rejimini ülkenin tüm kaynaklarını ve kamu hizmetlerini özelleştirilerek yabancı ve yerli kapitalistlerin ele geçirmesi için kullanmıştı.
ANAYASA DEĞİŞTİRİLSİN DİYENLER: GENÇ, KADIN VE EMEKÇİ
Şili’de yayımlanan La Tercera gazetesi, oylamaya katılanları sosyal açıdan inceledi. Yüzde 78 gibi yüksek bir oran olduğu için her yaştan ve sosyal kesimden Şililileri birleştiren oylamada küçük de olsa kimi farklar dikkat çekiyor. Buna göre, anayasanın değişmesi lehine oy verenlerin çoğu kadın, genç, emekçi sınıflardan ve kendini “solcu” olarak nitelendiriyor. Gazetenin tespitleri şöyle:
- Kadın seçmenlerin yüzde 79’u, erkek seçmenlerin ise yüzde 76’sı anayasa değiştirilsin dedi.
- Yani anayasa değiştirilsin diyenlerin çoğu, az bir farkla da olsa, kadın.
- 18-34 yaş aralığındaki seçmenin yüzde 85’i, 35-54 yaş aralığındakilerin yüzde 76’sı, 55 yaş üstü olanların ise yüzde 69’u anayasanın değiştirilmesinden yana oy kullandı.
- Yani anayasa değiştirilmesin diyenlerin çoğunluğu 55 yaş üstü.
- Alt gelir grubundan seçmenlerin yüzde 89’u, orta gelir grubundan seçmenlerin yüzde 76’sı ve üst gelir grubundan seçmenlerin yüzde 68’si anayasanın değiştirilmesini istedi.
- Yani anayasa değiştirilmesin diyenlerin çoğunluğu zenginler.
- Kendini “solcu” olarak nitelendiren seçmenin yüzde 95’i, “bağımsız” olarak nitelendiren seçmenin yüzde 87’si, “merkezde” olarak nitelendiren seçmenin yüzde 75’i ve “sağcı” olarak nitelendiren seçmenin yüzde 32’si, anayasanın değiştirilmesinden yana oy kullandı.
- Yani anayasa değiştirilmesin diyenlerin çoğunluğu “sağcı”.
- Öğrenci seçmenlerin yüzde 92’si, işsiz seçmenlerin yüzde 89’u, çalışan seçmenlerin yüzde 76’sı, emekli seçmenlerin yüzde 57’si anayasa değişikliği lehine oy kullandı.
- Kendini “herhangi bir dine inanmayan” olarak nitelendiren seçmenin yüzde 89’u, “Katolik” olarak adlandıranların yüzde 74’ü ve “Evangelik” olarak adlandıranların yüzde 57’si anayasanın değiştirilmesini istedi.
KATILIM: SALGINA RAĞMEN YÜKSEK
Şili’de referanduma katılım yüzde 50,8 oldu. Türkiye’den bakınca yüksek olmayan bu oran Şili’nin önceki sandık deneyimlerine göre ise yüksek olarak nitelendiriliyor. La Tercera gazetesine göre salgının ortasında gerçekleşmesine rağmen katılım son 8 yılın en yükseği. Sandığa en az giden bölgeler ise “kırmızı alanlar” olarak nitelendirilen, yani en çok Kovid-19 vakasının görüldüğü bölgeler. (DIŞ HABERLER)