Evrensel için yeni bir dönem
Reklamları Kapat
28 Ekim 2020 00:00

Eğitim haktır, ayrıcalık değil!

Virüs sebebiyle aramıza koymak zorunda kaldığımız mesafeleri mücadeleyle aramıza koymayalım, isteklerimizi ancak ortak bir mücadele ile kazanabiliriz.

Eğitim haktır, ayrıcalık değil!

Dilan ORTAKCI

Ankara

Eylül ayı itibariyle kademe kademe yüz yüze eğitime açılan sınıflara geçtiğimiz haftalarda 12. sınıflar eklenmişti. Üniversite sınavı, staj gibi lisenin zorlu vakitlerini kapsayan 12. sınıf eğitimi birkaç haftalık süreçte bile birçok sorunu öğrencilerin karşısına çıkardı. Bu sorunlar arasında öğrencilerin en çok tartıştığı konulardan biri “eğitimdeki belirsizlik.” İşlenecek müfredattan sınavda çıkacak konulara, okullarda alınması gereken önlemlerden meslek lisesi öğrencileri için stajların durumuna kadar pek çok mesele belirsizlikler içerisinde yer alıyor. Bu belirsizliklere karşı Bakan Ziya Selçuk ise öğrencilerin yaşadığı problemleri görmezden gelmeye devam ediyor.

SORUNLARA KARŞI SOMUT ÇÖZÜMLER

Pandemide yüz yüze eğitimi deneyimleyen 12. sınıfların bir diğer tartışma konusu da okullardaki önlemlerin yetersizliği. Salgının yönetimi noktasında okullarda önlemlerin sağlanmasını istemek yalnızca eğitim hakkını değil, aynı zamanda yaşam hakkının da savunmak anlamına geliyor. Bu nedenle lise gençliğinin okullara ilişkin somut taleplerini ortaya çıkarması ve kazanmak için mücadele etmesi düne göre daha da önem kazanmış durumda. Dergimizde de uzun süredir lise öğrencilerinin yazılarında geçen, gençler arasında tartışılan taleplere tekrardan bakmakta fayda var: sınıfların fiziki durumuna ve sosyal mesafe kurallarına göre öğrenci sayısının düzenlenmesi, öğrencilere ve çalışanlara yaygın testler yapılması, sınıfların ve ortak kullanım alanlarının sık aralıklarla dezenfekte edilmesi, sınıflarda ateş ölçerlerin ve dezenfektanların sürekli bulunması, öğretmen ve personel sayısının arttırılması, sağlık çalışanlardan oluşan birimlerin okullarda kurulması öne çıkan talepler arasında yer alıyor. Hükümet var olan sorunları çözmeden lise sınıflarını birer birer açmaya devam ediyor. Örneğin, yakın zamanda Cumhurbaşkanı tarafından yapılan açıklamada 2 Kasım tarihinde 9. sınıfların da yüz yüze eğitime geçeceği duyuruldu. Lise son sınıf öğrencilerin 3 haftalık eğitim sürecinden ders çıkarmayan iktidar, liseye yeni adım atan öğrencileri de aynı sorunlar ile karşı karşıya bırakıyor.

SİSTEM ÇÖKTÜ DEMEYELİM DE TALEP ÇOK DİYELİM

Sorunların biriktiği bir başka alan da online eğitim süreci. Pandeminin başından beri türlü sıkıntılar ile öğrencileri zorlayan EBA, yetersizlikleri ile sürekli gündeme geliyor. Nitelikli eğitimin n’sinden dahi uzak olan EBA; çoğu öğrenci tarafından işlevsel bulunmuyor, öğrenciler eğitimleri için bireysel yollardan alternatif araçlar arıyorlar. EBA’yı kullanmayan öğrencilerin çoğu başka platformlardan ders dinlerken yetmeyen internet kotasından ve ek tarifelerle artan fatura hesaplarından şikayetçi. Bakanlık tarafından EBA’nın kullanımı için verilen internet paketinin işe yaramadığını dile getiriyorlar. Tüm bu tabloya karşılık Bakan Selçuk ise Nil Karaibrahimgil’in “her şeyi olumlama” üslubuna benzer şekilde talep yoğunluğundan dolayı EBA’nın sistemsel sorunlar yaşadığını anlatıyor açıklamasında. Öğrencilerin yaşadıkları ile Bakan’ın söylemleri arasındaki açı farkı artıyorken eğitim hakkı yalnızca imkanı olanlara tanınıyor. İnternete, elektronik araçlara ulaşım noktasında, toplumdaki eşitsizlik ciddi oranda artarken emekçi ailelerin çocuklarının payına geleceksizlik bırakılıyor, eğitim hak olmaktan çıkarılıp bir ayrıcalık haline getiriliyor. Bu sorunların çözümünün bir ayağının oluşturulmasında ise okullarda yetkili kişilerin öğrencilerin ve okulların yetersizliklerini belirlemesi ve MEB’in bu yetersizliklerin giderilmesinde okullara bütçe sağlaması gereklidir.

EĞİTİM TEK YÖNLÜ BİR FAALİYET DEĞİLDİR

Pandeminin başında sokağa çıkma yasakları ile cebelleşen liseli gençler sürecin başından beri eğitimde yaşadıkları ile de pek çok engelle karşılaştılar. Bu sorunların gençlerin açısından ilk yansıması da psikolojik yönden oldu diyebiliriz. Sürecin yönetilememesi, belirsizliklerle dolu olması öğrencilerin büyük bir çoğunluğunda psikolojik yıpranmaların artması şeklinde karşılık buldu. Pedagojik gelişim açısından önemli bir dönem olan lise eğitimi, salgın koşullarının yarattığı psikolojik durumlara göre de düzenlenmelidir. Okullarda online ve yüz yüze olarak rehberlik birimlerinin işlev kazanması, öğrencilerin psikolojik takiplerinin yapılması, salgının psikolojik etkilerine dair etkinlikler organize edilmelidir. “Ulaşabilirsen ders dinlersin, ulaşamazsan yoklama kağıdına yok yazılırsın” şekline sıkışan eğitim öğrencileri edilgen bir pozisyona sokmaktadır. Oysa eğitim yalnızca ders dinlemek üzere kurulu olmamalıdır; öğrencilerin gelişimi için bilim, sanat, spor gibi faaliyetler pandemi koşullarına uygun şekilde sürdürülmelidir.

TALEPLERİMİZLE ARAMIZA MESAFE KOYMAYALIM

Eğitimde silsile haline gelen sorunlar; bir yandan da gençliğin büyük bir kısmında yeni tartışmalara, mücadele olanaklarına da kapı araladı diyebiliriz. Başta eğitim olmak üzere yaşamın her alanında eşitsizlikle yüz yüze kalan lise öğrencileri, iktidarın pandemi politikalarından en çok etkilenen kesimlerden biri. Liselilerin yaşadıkları bu eşitsizliğe karşı bir öfke büyüttüğünü ve bu öfkeyi yer yer sosyal medya platformlarında, kimi zamanda yan yana gelerek yürüttüğü tartışmalarda paylaştığını söyleyebiliriz. Salgının yönetim seyri açısından yukarıda geçen talepler, öğrencilerin ve okulların özgün koşullarına göre düzenlenmiş başkaca somut talepler düne göre daha da önem kazanmış durumda. Tam da bu nedenle, virüs sebebiyle aramıza koymak zorunda kaldığımız mesafeleri mücadeleyle aramıza koymayalım, isteklerimizi ancak ortak bir mücadele ile kazanabiliriz. Nitekim pandeminin fiziki zorluklarına inat kazanım elde eden birçok örnek olay da sıralayabiliriz. Örneğin üniversite öğrencileri, sosyal medyada yürüttüğü hashtag kampanyaları ile okullarındaki pek çok soruna çözüm geliştirip sonucunu birlikte kazandılar. Kimi üniversitelerdeki öğrenci toplulukları birlikte karar alarak yaşadıkları sorunlara ortak söz söyleyebildikleri için birçok kararı okul yönetimlerine kabul ettirebildiler. Bu deneyimler de gösteriyor ki lise gençliği de online ve yüz yüze eğitimde yaşadıkları sıkıntılara dair kendi sözünü söyleyebilirse kazanım elde edebilir.

Evrensel'i Takip Et