Dr. Emrah Kırımlı İstanbul için uyardı: Artış sürerse bu kartopu gibi çığa dönüşür
Dr. Emrah Kırımlı, İstanbul’da 10 Ekim’den bu yana vaka artışının sürdüğünü belirterek “Nisan rakamlarını 3’le çarpın” dedi. Kırımlı, "Bu artış sürerse kartopu çığa dönüşür" uyarısında bulundu.
Fotoğraf: DHA
Vural NASUHBEYOĞLU
İstanbul
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın “Kimi ilçelerinde vaka artışları yüzde 70-80’e çıktı” dediği İstanbul’da koronavirüs pandemisinin durumunu Türk Tabipleri Birliği (TTB) Aile Hekimliği Kolu Üyesi Dr. Emrah Kırımlı ile konuştuk.
Ümraniye’de aile hekimi olarak görev yapan Dr. Kırımlı, İstanbul’da 10 Ekim’den bu yana vaka artışının kesintisiz olarak sürdüğünü belirterek “İstanbul için nisan ayı rakamlarını üçle çarpın. Çok yoğun artış var” dedi. Türkiye’de vakaların en yüksek seviyeye ulaştığı nisanda 22 pozitif, 50 temaslı hastası olduğunu, şimdi ise 45 pozitif hasta ve temaslılarıyla birlikte 110 kişiyi takip ettiği söyleyen Kırımlı, “Bu durum İstanbul’daki tüm hekim arkadaşlarım için geçerli” dedi.
Nisan ayında vakaların önce yükselip sonra durduğunu dile getiren Kırımlı, “O dönem önlem de çok yüksekti. Kapanmalar vardı. Şimdi önlem de yok. Bu kez dalga hem yüksek hem de geniş İstanbul için” değerlendirmesinde bulundu. İstanbul’da iki hafta önce günlük vaka sayısının 3-4 bin civarında olduğunu, on günlük olarak ortalama 30-40 bin kişinin listeye düştüğünü söyleyen Emrah Kırımlı, “Artış devam ederse bu kar topu gibi çığa dönüşür” uyarısında bulundu.
"POLİKLİNİKLERE BAŞVURULAR DA ARTTI"
Polikliniklere başvuruların da çok arttığını, bunun SGK istatistiklerine de yansıdığını anlatan Kırımlı, “Nisan’da günde 10 hasta gelirken şimdi 50 hasta gelmeye başladı. Her şey normale döndü! Bu da bir kalabalık yaratıyor. Kalabalıkta da virüs herkese bulaşıyor” diyerek, İstanbul’daki pandemi hastanelerinin dolduğu bilgisini verdi.
‘Bu artışa rağmen hasta takibini nasıl yapabiliyorsunuz?’ diye sorduğumuz Kırımlı, şunları anlattı: “Günde 46 hastayı telefonla aramam gerekiyor. Pozitif olanları arayabiliyorum ancak. Bu çetrefilli bir hastalık. Hastam hafta sonu arayıp ‘Şu şikâyetim var’ diyor. Ciddi de bir şikâyet. Hastaneye başvur diyorum, ‘İzolasyondayım evden nasıl çıkayım?’ diye soruyor…”
"5+1 EVİNİZ YOKSA FİZİKİ MESAFE ZOR"
Pandemi hastanelerine zatürre olanlar, telefonla konuşamayacak durumda olanlar gibi şiddetli hastaların alındığını, hastalığı orta şiddetli geçirenlerin ise evlerde izole edildiğini belirten Kırımlı, “Ama yakınları da evde. Evler küçük. Onları da hastaneye almak gerekir. Çünkü herkes sağlıkta aynı tutumu gösteremeyebilir” dedi. Evde tedavisi süren hastalara ‘Ayrı bir odada kalın, mutfağı ayrın, tuvaletiniz ayrı olsun temas etmeyin’ dediklerini anlatan Kırımlı, “Ama ev var, ev var. Hastam diyor ki ‘biz bir odada iki kişi kalıyoruz.’ İnsanlar yoksul, bazılarının evde kalma koşulları yok. Ya da bir evin içinde 6-7 kişi yaşıyor. Ki ben Ümraniye’deyim çok yoksul bir yer değil, daha çok orta sınıf yaşıyor burada. İstanbul’da çok daha kötüleri var. Yani 5 artı 1 eviniz yoksa fiziki mesafeyi sağlamanız çok zor” diye konuştu.
"YA NİSAN’DA YAPILAN YANLIŞTI YA DA ŞİMDİKİ!"
Askerlik için muayene dönemi olduğunu, on binlerce gencin test yaptırdığını ama bu testlerde asemptomatik kişilerin negatif olan testlerinin bir hafta sonra pozitif çıkma olasılığı olduğuna işaret eden Kırımlı, “Böylece bulaş İstanbul’dan Anadolu’ya yayılabilir. Nisanda askerlik sürecini ertelemişlerdi, şimdi de ertelenebilir. Ayrıca şehirler arası seyahat sürüyor. Nisanda bu da yasaktı. Ya nisanda yapılan yanlıştı ya da şimdiki yanlış. Bunun başka açıklaması yok” değerlendirmesinde bulundu. İstanbul’da kafelerin, çarşı pazarın, her yerin kalabalık olduğunu belirterek, 2 metre mesafeye uyulamadığına dikkat çeken Kırımlı, “Vergi toplamayı, askere almayı kişinin keyfine bırakmayan devlet, sağlıkta da bunu sağlamalı. Sağlık temel bir hak ve acilen salgına karşı önlem alınmalı. Bunu kişinin kendi OHAL’ini ilan etmesine bırakmazsınız” dedi.
İSTANBUL’DAN ÇIKIŞLARA DİKKAT!
Kırımlı, İstanbul’da hastalık arttı diye insanların İstanbul’dan başka yerlere gidebileceği uyarısında bulundu: “Bu şehirde 20 milyon insan yaşıyor. Yüzde 5’i gitse 1 milyon yapar. Bunların yüzde 1’i hasta olsa 10 bin hasta eder. Bunlar da gittikleri yerlerde çevresine bulaştıracak. Yaz dönemi dile getirilen ‘İstanbul’dan geldiler bize bulaştırdılar’ laflarını yeniden konuşmaya başlayabiliriz.”
"AŞI TALEBİNİ KARŞILAYAMAMAK HEKİM İÇİN VİCDANI BİR YÜK"
“76 yaşında, şekeri var, kalp hastalığı var, tansiyonu var, raporlu; alamıyor aşı. 85 yaşında hiçbir hastalığı, yok alamıyor aşı. 56 yaşında böbrek yetmezliği var, çalışmak zorunda; alamıyor aşı” diyerek grip aşısı konusunda yaşanan sıkıntılara işaret eden Kırımlı “Sipariş edilecekti grip aşısı bu kadar basit. Sipariş ettiğin zaman geliyor ama sipariş etmedik” diye konuştu. Mutlaka aşı olması gereken hastasına aşı yapamadığına dikkati çeken Kırımlı, “Bundan daha büyük sıkıntı mı var? Bu kişi ya üç ay sonra influenzadan ölürse ben bunu nasıl taşıyacağım? Bu kişiler benim hastalarım, her gün gördüğüm, ilişki kurduğum insanlar. Bu benim için vicdanı olarak yüktür, bu Sağlık Bakanı için de olmalı” ifadelerini kullandı. Kırımlı, güney yarımkürede martta başlayan grip mevsiminde Avustralya’da grip vakalarının yüzde 80-90 az olmasında ise anlatılanın aksine 10 kat daha fazla yapılan grip aşısı ve kapanmaların etkisi olduğunu söyledi.
"VATANDAŞ SAĞLIK HAKKINI SAVUNMALI"
“Sağlık hakkını savunmak vatandaş olarak bize kaldı” diyen Kırımlı, bizim bu hakkı kamudan talep etmemiz gerektiğini belirterek, alınması gereken önlemleri şöyle sıraladı: “Askerlik sevki ertelenebilir, okullar rehberde yazdığı gibi hazırlanabilir, evde kalamayacak durumda olanlar için takip yerleri ayarlanabilir. Hastaneler zor durumda ama evde olan da yüzbinler var. Onları telefonla aramak dışında bir şey yapmak gerekli. Bir de grip aşısı hemen sipariş edilmeli.”