Çukurova Üniversitesi öğrencisi: Eğitime uzaklaşıyoruz!
Çukurova Üniversitesi Gazetecilik Bölümü öğrencisi Olcay Aytürk, uzaktan eğitimde yaşadıkları sorunları yazdı.
Fotoğraf: Pixabay
Olcay AYTÜRK
Çukurova Üniversitesi Gazetecilik Bölümü Öğrencisi
Uzaktan eğitim sürecinde göz ardı edilen altyapı eksikleri, her sistem değişiminde öğrencilere çile yaşatmaya devam ediyor. Dördüncü sınıf gazetecilik öğrencisi olarak, her ders saatinde derse alınmak için onay bekleme ile kaçırılan dersler, dersin tam ortasındayken sistemden düşmek ya da internet kesintisine maruz kalmakla derse olan odağın kaybedilmesi; yetersiz olan eğitim sisteminin daha da aksaklıklara uğraması ile kaybedilen öğrenim süreçleri...
Bir eğitim-öğretim süreci daha böyle geçerken uygulamalı derslerin gerektirdiği sağlıklı ortamın imkansızlıkları sarıyor biz öğrencilerin etrafını. Ev ortamında sağlıklı bir dinleme ve derse katılımın gerçekleşemediği sistemde, tartışan, sorgulayan bir gazeteci yetiştirmenin imkansızlığı görmezden geliniyor. Sistemin oturtulmadan kullanıma sunulmasıyla işleyişi öğrenmeye çalışarak geçirilen süreler, öğrencinin, eğitimim ülkedeki öneminin göstergesi olabiliyor. Derken bir bakıyoruz; bizden beklenenler bizleri aşmış, bir bilinmezliğin kaosun ortasında sürükleniyoruz çok iyi şartlara sahip hayatlarımız varmışçasına.
Ülkece eğitime o kadar önem veriyoruz ki önce alışveriş merkezlerini açıyoruz, eğitimi her daim ertelenecek sorunlar listesine ekliyoruz. Uzaktan eğitim sistemlerini öğrencilerin lehine sağlamak için son ana kadar adım atamıyoruz, attığımız adımlarda da öğrenci lehine hiçbir girişimde bulunamıyoruz. Kimimiz okulu bırakma aşamasına gelirken, kimimizi bu süreçlerde boğuşurken kaybediyoruz ama duyulmuyor, görülmüyor.
Ders toplantılarına onay ile katılmak üniversite öğrencisinin kendisini yok saymanın, hiyerarşiyi beslemenin de ayrı bir boyutunu oluşturuyor. Whatsapp sınıf gruplarında her gün yaşadığımız bir görüşü tartışmak ya da beyin fırtınası yapmak yerine “Ders başladı mı?”, “Derse giremiyorum”, “Hocaya söyler misiniz?”, “İnternetim kesildi bağlanamıyorum”, “Sistem attı, hocaya iletir misiniz?” konuşmaları da bilimin merkezi olarak görülen üniversitenin durumunu gözler önüne seriyor. Çoğu durumda içler acısı bir durumla karşı karşıya geliyoruz ve ekonomik krizin faturasının öğrencilere çıkarıldığı dönemimizde, mobil veriyi paylaşıma açarak derslere katılmak zorunda bırakılıyoruz. Olmayan kendi imkanlarımızla yol almaya çalışıyoruz eğitim hakkının ücretsiz olduğu sosyal bir devlet iddiasında bulunulurken!
Öğrenciyi, eğitimi dikkate almadan, planlamadan yoksun yapılan uzaktan eğitimle sadece eğitime uzaklaşıyoruz. Her birimize eşit şartlarda derslere katılma sağlanmadıkça, eğitim araç gereçleri öğrencilere imkan olarak sağlanmazsa, uzaktan eğitimin sorunlarına sırt çevrilmeye devam edilirse geleceğimize eğitimsizlik işlenmeye devam edecek.