28 Ekim 2020 01:38

Erdoğan'ın "Keyif çayı iç" dediği Malatyalılar: Her şey ateş pahası, kendisi içsin!

“Evimize ekmek götüremiyoruz” sitemlerine Erdoğan'dan "Al, keyif çayıdır bu, çay iç” yanıtını alan Malatyalılar, “Her şey ateş pahası. Ucuz olsa bari. Keyif çayını kendisi içsin” diyorlar.

Erdoğan, Malatya'da "keyif çayı" dağıtırken | Fotoğraf: Fırat Özdemir/AA

Paylaş

Berfin GÜLER
Malatya

AKP İl Kongresi için geçtiğimiz günlerde Malatya’ya giden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, otobüs ile gezerek halka çay dağıttı. Çay dağıttığı sırada halktan biri Erdoğan’a “Geçinemiyoruz, evimize ekmek götüremiyoruz” dedi. Vatandaşın bu sözlerine Erdoğan “Abartlı buluyorum, al keyif çayıdır bu, çay iç” yanıtını verdi. Kentte Evrensel’e konuşan yurttaşlar, alım güçlerinin düştüğünü belirterek, “Her şey ateş pahası. Ucuz olsa bari. Çalışıyoruz, geçinemiyoruz. Keyif çayını kendisi içsin” dedi.

"ALIM GÜCÜMÜZ DÜŞTÜ"

Asgari ücretle tekstil fabrikasında çalışan bir işçi, “Asgari ücretle çalışıyoruz. Yani eve 2 kişinin maaşı giriyor ama paranın eski değeri yok. Geçim sıfır, geçinemiyoruz. Mesela geçen sene 35 liraya aldığım 5 litre yağı şimdi 54 liraya alıyorum. Yarı yarıya neredeyse fark. Ama geçen sene aldığın maaşla bu sene aldığın maaş aynı. Evim kira, 800 liradan aşağı kiralık ev yok. Benim 2 çocuğum var, 1'i öğrenci diğeri küçük, geçinemiyoruz. Asgari ücret yetmediği için hafta sonları da gündelik işlere ek gelir için gidiyorum. Kazandığımız 100 lira sadece o günün ihtiyaçlarını karşılıyor” diye konuştu.

"KEYİF ÇAYINI KENDİSİ İÇSİN"

Geçimini pazarcılık yaparak sağlayan bir pazar esnafı ise “Keyif çayını kendisi içsin. Biz çalışıyoruz, geçinemiyoruz. 5 tane kiram birikti üst üste, onu ödeyemiyorum. Çalışıyoruz, anca karnımızı doyurabiliyoruz. Geçen seneye oranla 35 TL gelen elektrik faturam şu an 107,5 TL geliyor. Ben bile şaşırdım, gittim sordum zamlandı diyorlar. Zamlandı da bu kadar mı zamlandı” diye sordu.

"GELECEĞİMİ GÖREMİYORUM"

Bir genç olarak geleceğini göremediğini söyleyen Berkan Karabulut da “Ben çalışmıyorum, ailemde çalışanlar var geçinemiyoruz. Ne var ki, nasıl geçineceksin? Değerlendirilecek bir ekonomi de yok. Şu an ben ülkede ekonomi diye bir şey görmüyorum. Bakarsanız zaten anlarsınız, şu dükkanlara bir bakın. Esnaf iş yapamıyor, kepenk kapatmak zorunda kalıyor. Kimsede para yok, ne yapsınlar? Ben bir genç olarak geleceğimi göremiyorum. Günübirlik yaşıyorum sanki. İş de arıyorum, biz sizi ararız deyip kapatıyorlar. Ailemin kazandığı da yetmiyor” dedi.

"EN AZINDAN ALDIKLARIMIZ UCUZ OLSUN"

Asgari ücretle çalışanların geçinemediğini ifade eden iplik fabrikası işçisi ise “Ülkenin durumu ekonomik açıdan hiç iyi değil. Şu an ülkemizde dolar, avro olmuş 8 lira. Ekonomi bitmiş durumda. Herkes aç. En basiti pazara gidiyorsun, elmanın kilosu olmuş 4-5 lira. 2 tane elma zaten 1 kilo. E bu adam evine 1 kilo alacak, evde 4-5 kişiler, mecbur anne baba yemeyecek, çocuklarına yedirecek. Yemin ederim ay sonunu bazen zor getiriyoruz. Biz devlete çalışalım, her şey ucuz olsun, doğalgazımız, yemeğimiz, kiramız… Az maaş alalım ama aldıklarımız en azından ucuz olsun. Ben buna kabulüm ama ülkemizde yiyecek, giyecek tüketeceğimiz her şey ateş pahası. Bir doğalgaz geliyor, 50 lirası otomatik vergi. Bu nereye gidiyor? Milyonlarca insandan 50 lira kesilse dünya para. Bu para nerede, ortada yok” diye konuştu.

Erdoğan’ın geçim sıkıntısını ‘abartılı buluyorum’ demesini yanlış bulan işçi, “Ben de sarayda yaşasaydım ben de öyle konuşurdum. Bu dünyaya çile çekmeye gelmedik ki biz. Bir dürüm yiyelim diyoruz, eskiden 3 liraydı şimdi 12-13 lira. Her şeye zam geliyor, asgari ücrete gelmiyor” dedi.

VELİ AĞBABA: OKULLARA SERVİS YAPAN ESNAF MART AYINDAN BERİ İŞSİZ

Söz konusu görüntüleri paylaşan CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, “AKP’nin kendi mitinginde partili bir oda başkanının vermiş olduğu dosyaya cevabı çok ilginç, abartma diyor al bunun yerine keyif çayı iç diyor. Okullara servis yapan esnaf yaklaşık mart ayından beri işsiz durumda. Biliyorsunuz milli eğitim bakanlığı okulları pandemi nedeniyle tatil etti. Hem pandemi hem yaz sonrası servis yapan yaklaşık iki yüz bin servisçi, 200 bin hostes yaklaşık 400 bin kişi direkt işsiz kaldı, mart ayından beri işsizler. Mart ayında 25.000 TL kredi verildi, onun da ödemesi şimdi geldi, ödeyemiyorlar. Servisçi esnafı aç durumda, evine ekmek götüremiyor durumda. Onların taleplerini içeren dosyaya ‘biz evimize ekmek götüremiyoruz’ diyenlere ‘abartmayın’ demek AKP’nin, Recep Tayyip Erdoğan’ın bakışını gösteriyor. Ekmek bulamıyorsan pasta ye diyen anlayışın devamı. Halktan kopuk, sarayda yaşamını süren bir anlayış kendi medyası ile kendi yandaş örgütleri ile bir Türkiye göstermeye çalışıyor” dedi.

"İKİ TÜRKİYE İLE KARŞI KARŞIYAYIZ"

İki Türkiye ile karşı karşıya kalındığını söyleyen Ağbaba, “İki Türkiye var; birinci Türkiye yandaş medyanın her gün televizyonda gösterdiği işsizliğin olmadığı, herkesin mutlu olduğu Türkiye. ikincisi ise gerçek Türkiye. 2 buçuk milyona yakın emeklinin 761 TL ile geçindiği, 10 milyona yakın kişinin asgari ücretle açlık sınırında yaşadığı ve TÜİK verilerine göre 17 milyon insanın sosyal yardımlarla yaşadığı bir Türkiye. Yani ülkenin yarısının yoksul yaşadığı bir Türkiye. Tabi o görmez bunları, gördüğü tek şey 5’li çete. Onların vergilerini affeder, borçlarını erteler, onların borçlarını ertelediği gibi ödemeleri de dolar üzerinden yapar.”

"KİMSEYİ ZORLA KONUŞTURMADIM"

Küçük esnafı görmezden gelen bir iktidar ile karşı karşıya kalındığını ifade eden Ağbaba, “İnşallah servisçi ve dolmuşçular bu durumu anlar. Bir tarafta 5’li çeteye para yetiştiren bir iktidar, diğer tarafta küçük esnafı görmezden gelen onu küçümseyen ‘abartı’ diyen, çay atan ‘ekmek bulamıyorsanız çay için’ diyen bir anlayış söz konusu. Paylaştığım videodan sonra oda başkanı baskı ile “Benim suçum yok, olayı Veli Ağbaba saptırdı” gibi açıklamalar yaptı. Ben kimseyi zorla konuşturmadım, ben sadece kendi yayınlamış olduğum videoyu kamuoyu takdirine sundum. Türkiye’nin gerçeği budur maalesef odalar, sendikalar baskı altındadır kimse konuşamamaktadır. 3-5 tane gazete, 2-3 tane televizyon dışında maalesef bütün medya teslim alınmış durumdadır. Odalar, meslek örgütleri, esnaf odaları teslim alınmış durumdadır ve maalesef ki konuşma özgürlükleri kalmamıştır” dedi.

HDP: YOKSULLUĞUN BOYUTU DERİNLEŞİYOR

HDP İl Eş Başkanı Yusuf Bozkuş, “AKP genel başkanının vatandaşın “evimize ekmek götüremiyoruz” feryadını “al çay iç” şeklinde karşılık vermesinin AKP/ MHP iktidarının halka verecek hiç bir şeylerinin kalmadığı gerçeğinin dışa vurumudur. İktidar, halka, üreticiye, emekçiye, işçiye, çiftiyle, esnafa nemalanan küçük bir azınlığın dışındaki hiç kimseye verecek hiç bir şeyi kalmamıştır. Ülke kaynakları savunma adı altında savaşa aktarılmaktadır. AKP/ MHP iktidarı ekonomiyi çökertmiştir. Yoksulluğun boyutu her geçen gün derinleşmektedir.”

EMEP: HALK İÇİN HİÇBİR ŞEY YOLUNDA DEĞİL

Emek Partisi (EMEP) İl Başkanı Kemal Gültekin, “Memlekette işsizlik, yoksulluk, geçim sıkıntısı artık en temel mesele. Ermenek’te maden işçisinin çocuğu  “babam cebime 5 kuruş koyamıyor” diyor. Malatya’da “AKP üyesi olduğunu söyleyen bir servis şoförü eve ekmek götüremiyoruz” diyor. Her gün kepenk kapatan esnaflara yenileri ekleniyor. Ancak ülkeyi yönetenlere sorarsan “her şey yolunda”.  Sarayın günlük harcaması 10 Milyon TL, bir eliniz yağda diğeri balda. Gidersen bir yere binlerce koruma eşliğinde. Tabi görmezsin semt pazarları dağıldıktan sonra çöplerden yiyecek toplayan vatandaşı. İşçiler açlık sınırının altında bir ücrete mahkum edilmiş, sen onların maaşlarında kestiğin vergileri, işsizlik fonunu fabrika sahiplerine, holdinglere aktarıyorsun. Bu tablo karşısında elbette ki holding sahipleri için, sarayda yaşayanlar için her şey yolunda. Ancak işçiler yoksul, iflas eden küçük esnaf sayısı her geçen gün artıyor. Emekliler ay sonunu getiremiyor. Yoksul halk için hiç bir şey yolunda değil.AKP’li Keşan belediyesi ve Kızılay kan bağışlayanlara 5 litre Ayçiçek yağı veriyor. Kızılay’ın önünde kuyruklar oluşuyor. Bu yoksulluğun ne boyuta geldiğinin en önemli göstergesidir” dedi.

"ERDOĞAN’A SARAYDAKİ SOFRALAR ABARTI GELMİYOR"

Saraylarda kurulan sofraların Erdoğan’a abartı gelmediğini söyleyen Gültekin:”Malatya’da eve ekmek götüremiyoruz diyen servis şoförüne Cumhurbaşkanı ‘bana biraz abartı geldi. Al bir keyif çayı iç’ diyor. Saraylarda her gün kurulan sofralar Cumhurbaşkanına abartı gelmiyor. Ancak aylardır çalışamayan, borç batağındaki insanların evine ekmek götürememesi abartı geliyor. AKP, ülke için değer yaratan ve binlerce insanın çalıştığı KİT’leri özelleştirme politikalarıyla bitirdi. Ülke ekonomisi her yönüyle dışarıya bağlı bir duruma geldi. Ekonomi emekçilerden alınan vergiler, cezalar üzerine kurulmuş durumda. AKP işçilere, yoksul halka değil kapitalist şirketlere hizmet ediyor. Artık emekçilerin güçlerini birleştirmesi ve geleceği kazanmak için mücadele etmesi gerekiyor.”

ÖNCEKİ HABER

CHP'li Oğuz Kaan Salıcı: AKP kendini çok güvende hissetse bugün seçim yapar

SONRAKİ HABER

Ankara'da bir apartmanın zemin katında doğal gaz patladı: 3 yaralı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa