28 Ekim 2020 08:23

Kalıplaşmış eğitim, kronikleşen sorunlar 

Kendi geleceklerine dair de bir umutlarının olmadığını söylerken bu gelecek kaygısının da sadece eğitim sisteminden kaynaklı bir sorun olmadığını belirttiler. 

Fotoğraf: Pixabay

Paylaş

Havin TORGUT 

Hedar ELÇİ 

Eyüp/Güzeltepe 

 

Mahallemizde bulunan Güzeltepe Parkı’nda, liseli arkadaşlarımızın eğitimin gidişatına dair ne düşündüklerini öğrenebilmek için bir röportaj yaptık. Mikrofonumuzu uzattığımız anadolu lisesi öğrencileri olan Buse ve arkadaşı, online derslerin verimli olduğunu düşünmüyor ve yüz yüze eğitimin daha verimli olacağını düşünüyorlar. Ancak okullarda da yeterli önlemlerin alınmayacağına dair de kaygıları var. Eğitim sisteminin genel olarak çok yetersiz olduğu, kişilerin kendi yeteneklerini keşfedemedikleri, derslerin de belirli kalıplarda olduğu konusunda hem fikirler. Kendi geleceklerine dair de bir umutlarının olmadığını söylerken bu gelecek kaygısının da sadece eğitim sisteminden kaynaklı bir sorun olmadığını belirttiler. 

“DEVLET BU SORUNLARI ÇÖZMELİ” 

Sohbetimize katılan bir arkadaşımız da, online derslerde altyapı yetersizliği yüzünden bağlantı sorunu yaşadığını, derslerin de bundan kaynaklı verimsiz olduğunu söylüyor. İletişimi kolayca kuramadıklarından soru soramadıklarını, bundan dolayı da konuları tam anlamadıklarını söylüyor. Kimi öğrencilerin de evlerinde internet olmamasının veya gerekli araç gereçlerin bulunmamasının sebebiyle de onların dersleri takip edememesinin büyük bir sorun olduğunu düşünüyor. Bu sorununun nasıl aşılacağına dair tartıştığımızda ise devletin bu sorunları çözmesi gerektiği konusunda anlaşıyoruz.  

Parkta biraz dolaştıktan sonra liseye yeni başlayan üç arkadaş; Beren, Melisa ve Tuğba’yla karşılaşıyoruz. Eğitim sistemine dair ne düşündüklerini sorarak sohbetimize başlıyoruz. Tuğba, anadolu lisesi istemediğini, meslek lisesinde okumanın daha avantajlı olduğunu söylerken meslek lisesinde okursa liseyi bitirdiğinde iyi kötü bir meslek sahibi olacağını, üniversitede iyi bir bölüm kazanamazsa dahi o meslekte ilerleyebileceğini düşünüyor. Beren ise meslek lisesinde olmasına rağmen virüsten korktuğunu ve okula bu yüzden gitmediğini belirtiyor. Sonrasında da Melisa LGS’ye girdiklerinde bile arkadaşlarıyla dip dibe oturduklarını, okullarda önlemlerin alınmadığını anlattı. 

SINAVA GÖRE DEĞİL, YETENEĞE GÖRE EĞİTİM 

Parkın içerisinde biraz daha ilerliyoruz ve basket oynayan Emirhan’a denk geliyoruz. Emirhan da liseye yeni başlamış. Online dersleri yetersiz bulduğunu, bazı öğrencilerin de başka insanlara ID şifresini verdiği için derslerinin sabote edildiğini söylüyor. Hatta bu durumun nerdeyse her derste olduğundan ve zamanlarının boşuna gittiğinden bahsediyor. Genel duruma dair de Emirhan, derslerin online devam etmesi gerektiğini ama devletin alt yapıyı güçlendirmesinin şart olduğunu belirtiyor. Geleceğine dair ne düşündüğünü sorduğumuzda net bir şey söyleyemeyeceğini ifade ederken sadece sayısal bölümlerin önemli kılınmasından ve sözel bölümlerin geri plana atılmasından ötürü de işsizlikle karşı karşıya kaldıklarından yakınıyor. Kendisinin de sözelci olduğunu belirterek ilerde iş bulamayacağını düşünüyor. Son olarak da sınav sisteminin yerine yeteneğimize göre eğitim almamız gerektiğinin doğru olduğunu ifade ediyor. 

ÖNCEKİ HABER

Kalıplaşmış eğitim, kronikleşen sorunlar 

SONRAKİ HABER

İş, okul, ev üçgeninde robotlaşan bir hayat

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa