28 Ekim 2020 09:10

Lübnan’da gençlik mücadelesi 

Ekonomik kriz, hak gaspları ve hükümetlerin attığı anti-demokratikleşme adımları açısından birçok bölgede meydana gelen halk ayaklanmaları göze çarpıyor. Bu bölgelerden biri ise Lübnan.

Arşiv | Fotoğraf: Wikimedia Commons

Paylaş

E. Ava 

Son yıllarda derinleşen ekonomik kriz, hak gasplarının artışı ve birçok ülke hükümetlerince atılan anti demokratikleşme hamlelerinin karşısında; halkın ve özellikle gençlerin biriken tepkilerini farklı eylemlilik biçimlerine dönüştürdüklerine, kitlesel protesto gösterileri ile birlikte farklı gündemlere karşı taleplerini ve tepkilerini örgütlediklerine şahit olduk. Bu birçok bölgede meydana gelen halk ayaklanmalarının göze çarptığı bölgelerden biri ise Lübnan.  

Lübnan, bir yandan 15 yıldır süren iç savaş ve hala körüklenen korkular, diğer yandan on yıllardır aynı koltuklarda oturan aynı simalar; mezhep ayrışmalarının ve tartışmalarının yanında yolsuzluk başta olmak üzere birçok sorunun kemikleştiği bir ülke. Elektrik, su gibi temel hizmetlerde yaşanan krizlerden işsizliğe, temel tüketim maddelerine kadar her kalemde ithalata bağımlı olmasının yarattığı aşırı pahalılıktan, medeni kanun ile evliliğin mümkün olamayacağına ikna edilmiş kitlelerin kadınların yaşamını zorlaştıran perspektifine kadar yüzlerce sorunun altında ezilen Lübnan’da insanlar nihayet “Artık yeter” dedi. On yılların birikimi olan öfkenin patlaması ile başlayan protestolar geçtiğimiz ocak ayında hükümetin istifa etmesine sebep olmuştu fakat Lübnan halkı sokakları yine de terk etmedi. Yıllardır çok ciddi sorunlarla karşı karşıya kalan Lübnan halkını son protestolarda tetikleyen kıvılcım Whatsapp üzerinden yapılan görüşmelere ayda 6 dolar vergi getirilmesi girişimi olmuştu. Yaklaşık 5.5 milyon nüfuslu bir ülke olan Lübnan’ın sokakları 2 milyon kişiyle doldu. Bu protestolarda gençlerin ve kadınların ön saflarda yürümesi dikkatlerden kaçmadı. 

Bu süreçte gençlerin rollerini ve Lübnan gençliğine dair sorularımızı Lübnan Komünist Partisi Gençlik Merkez Yönetim Kuruluyla konuştuk. 

“NÜFUSUN %70’İ ÜLKEYİ TERK ETMEK İSTİYOR” 

Lübnan’daki gençlerin yaşam koşulları nasıl? 

Gençler açısından korkunç yaşam koşullarının olduğunu söyleyebiliriz: İşsizlik hızla artıyor (yaklaşık % 50'den fazla), muazzam ekonomik bozulma ile birlikte ekonominin tüm sektörlerinde olduğu gibi eğitim de gün geçtikçe çöküyor. Devlet okulları ve üniversiteleri yeterli finanse edilmediğinden Lübnan’da eğitimde özelleşmenin önü açıldı. Bu da fiyatları karşılanamaz halde olan eğitimi emekçiler açısından erişilemez kılan bir durum. Örneğin öğrenim ücretleri dolar haline geliyor.  

Salgın döneminde alındığı iddia edilen koruyucu önlemlerin yetersiz olduğu da kanıtlandı. Ekim ayaklanmasından ve 4 Ağustos sözde nükleer patlamasına müdahaledeki başarısızlığından sonra gençlik üzerindeki sosyal ve psikolojik baskı Lübnan’da dayanılmaz hale geldi. Nüfusun %70'inden fazlasının ülkeyi terk etmeye çalıştığını gösteren son anketler gençlerde umutsuzluğun arttığını da gösteriyor ve ülke dışına göç hızla artıyor. 

 

Böylesi koşullar içinde gençlerin hangi talepleri öne çıkıyor? 

İlk bakışta oldukça benzeyen talepler göze çarpıyor: ekonomik istikrar, “yolsuzlukla mücadele”, hesap verebilirlik -özellikle Beyrut patlaması durumunda- talepleri ortaklaşırken daha derinlemesine bakıldığında gençlerin yaşadığı sorunlardan kimi sorumlu tuttuğu konusunda farklılıklar ortaya çıkıyor. Ama bu, gençlerin artan radikal eğilimleri ile birlikte değişiyor. Kimi suçlayacaklarının çok daha fazla farkına varıyorlar ve ayaklanmada da gördüğümüz üzere bu farkındalık giderek yaygın olarak “sınıf temelli mücadele” söylemlerine dönüşüyor. Bu nedenle suçu sadece politikacılarda değil, bankalarda, büyük tüccarlarda ve tekellerde de görüyorlar. Bir anlamda, egemen sınıfın daha görünürleşmesi ve yekpare olarak varlığını hissettirmesiyle sınıf mücadelesi de daha görünür bir hal almaya başlıyor. 

 

Lübnan'da gençler arasında mezhep tartışmaları ne durumda? Geçmişten bugüne ne gibi değişiklikler gözetiyorsunuz? 

Lübnan'daki mezhepsel yönetim hala güçlü, eskisinden kesinlikle daha zayıf ancak bu tartışmalar medyadaki mezhepsel kutuplaşma söylemleri ile dikte edilmeye devam ediyor. İlerici ve sol gruplar olarak mezhepsel söylemleri ve burjuvazinin sınıf iktidarına dayanan yönetimini ortadan kaldırmak en önemli mücadelemiz ancak bugüne kadar tam anlamıyla bir başarı elde ettiğimizden bahsedemeyiz. 

KADINLAR EN ÖNDE 

Gençler Lübnan'daki halk hareketinde nasıl bir rol oynuyorlar? 

Gençlik, sokaktaki eylemlerde ve örgütlenmede de çoğunlukla ilerici olan yeni alternatif medya kuruluşlarını da geliştirerek (çoğunlukla sosyal medya ve yazılı) en büyük rolü oynadılar.  

 

Lübnan Komünist Partisi’nin öğrenci ve işçi gençlik örgütlenmesindeki rolü nedir? 

Birçok üniversitede öğrenci birlikleri ve öğrenci temsilci organları seçilmediğinden öğrencilerin örgütlenmesi zordu ancak resmi olmayan öğrenci örgütleri aracılığıyla devlet ve özel üniversitelerde de gençliğin kendi örgütlerini kurması ve gençlik mücadelesinin yükseltilmesi için çalıştık ve yaygın örgütlenme planları yaptık. Belirli okullarda uzun yıllardır bir örgütlenme mekanizmamız var ve dönemin hareketli olmasıyla birlikte bu örgütlenmeler de güçlendi. 

Kitlelerin örgütlenmesinde özellikle işçi gençlik kitlelerinin örgütlenmesinde büyük zorluk yaşamamız ayaklanmanın başarısızlığının arkasındaki ana nedendir. Çeşitli gruplar doğdu ve örgütlerin üyelikleri (Lübnan Komünist Partisi gibi) arttı. Ancak doğan çeşitli grupların talepler üzerinde uzlaşıya varamaması ve yan yana gelmeyi bu açıdan zorlaştırması örgütsüzleşmenin bir başka nedeni oldu. Bu nedenle, nüfusun ana kısmı örgütsüz kaldı. 

 

Lübnan'da genç kadınlar mücadelenin neresinde? Kadınlar örgütlerde nasıl yer alıyor? 

Genç kadınlar güçlü bir şekilde meydanlardalar ve kadınların mevcudiyeti buradaki mücadelede önemli bir güç kaynağı. Ekonomik durumdan ve yürürlükteki ataerkil sistemden en çok etkilenen kesim olarak ön saflarda mücadele yürütüyorlar. Maddi baskılar, aile baskıları, toplum algılarının onlara dayattıkları ve devletin tamamen kadınlara karşı bir tutum sergilemesi kadınları radikal güçlere çevirdi. Kadınların daha ilerici söylemlerle buluşması, talepleri ve mücadeleyi bölmeye yönelik liberal yaklaşımı gölgeleyebilme potansiyeline sahip. Kadınlar mücadelede çok aktif ve önemli olsalar da örgütlerdeki varlıkları (özellikle önemli rollerde) hala temsilcilik düzeyine erişebilmiş değil. Bu süreçte Beyrut bölgesinden orta sınıf ve iyi eğitimli kadınların yoğunlukta olduğu feminist örgütlerin güçlendiğinden de bahsedebiliriz.  

 

“Gençler Hizbullah'tan nasıl etkileniyor? Lübnan komünist partisi gençleri bu duruma nasıl bakıyor?​” 

Marksist bir perspektiften, Hizbullah, mezhepçilikten ve günah çıkarma sisteminden beslenerek bunları kendi iktidarının yönetimde kalmasını sağlayan koşulları sürdürmek için kullanan bir burjuva partisinden başka bir şey değildir. Aynı zamanda birçokları tarafından ülkedeki en güçlü parti olarak görülüyor ve bu nedenle en büyük algı şu ki; “Bu sistem muhtemelen Hizbullah’ın (ve diğerlerinin) mezhepselleştirme çabaları olmasaydı ayaklanma sırasında devrilmiş olacaktı.” 

Hizbullah aynı zamanda İran'ın gözle görülür bir şekilde ikincil partisidir ve muhafazakar, gerici söylemin başlıca propagandacısıdır. Özellikle Şii gençleri arasında hala büyük bir takipçi kitlesi var, ancak bu takipçilerin özellikle ekonomik ve politik istikrarsızlık ve halk ayaklanmasıyla tartışmalı bir şekilde azalmasına şahit olduk. Esasında, Hizbullah’ın anti-emperyalist söylemi bir araya getirmesi, direniş hareketlerini tekeline almaya çalışan burjuva, ikincil, mezhepçi ve muhafazakâr bir partinin örtüsünden başka bir şey değildir. 

MÜCADELEDEN BAŞKA ÇAREMİZ YOK 

Sosyalizm fikri gençler arasında yaygın mı? 

Olmasını istediğimiz kadar değil. Geçmişte, özellikle Lübnan Komünist Partisi, İlerici Sosyalist Parti (şimdi revizyona uğradı mezhepçi ve gerici hale geldi) ve diğerlerinin çok güçlü olduğu köylerde fazlasıyla mevcuttu. Ancak son yıllarda ayaklanmalar ve örgütlenmenin üniversitelerde yaygınlaşmasıyla sosyalizm, daha olumlu bir şekilde özellikle öğrenciler ve gençler tarafından daha fazla destek kazandı. 

 

Gençler emperyal paylaşım savaşları ve patlamadan sonra Macron'un Lübnan ziyareti hakkında ne düşünüyorlar? 

Özellikle Macron'un patlamadan sonraki kaos, istikrarsızlık, çaresizlik ve yerel yönetici sınıftaki umutsuzluktan yararlanma biçiminde çok fazla aldatmaca vardı. Yerel medyanın desteği ve Macron’un popülist söylemleri sebebiyle halkı bir kesimi bu ziyaretten medet umsa da özellikle Macron'un verdiği sözlerin birçoğunda bocalamasının ardından beklenti düşüşe geçti. Gençlerin bir kısmı, Macron’un seyahatini ülke üzerindeki hâkimiyetini güçlendirmeye çalışan bir güç olarak gördü ve bölgedeki gaz ve deniz limanları konusunda emperyalist çatışmanın bir parçası olarak görüyorlardı. 

 

Son olarak Lübnan Komünist Gençliği’nin gençlere çağrısı nedir? 

Lübnan’da bildiri veya sosyal medya çağrıları son dönem işe yarar görülse de genelde tercih etmediğimiz bir yöntem. Yerellerde meydanlarda, sokaklarda ve okullarımızda bulunup yaptığımız eylemlerle gençleri mücadeleye davet ediyoruz ve onlar bizlerin görünürlüğüyle bir yandan güvenleri artıyor ve katılmaya çalışıyorlar. 

Hep dediğimiz gibi mücadeleden başka bir çaremiz yok. 

ÖNCEKİ HABER

İş, okul, ev üçgeninde robotlaşan bir hayat

SONRAKİ HABER

TUSAŞ'TA 6+2 çalışma düzenine karşı yemek eylemi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa