Bağışıklık sisteminin biyolojik ve sınıfsal boyutu
Salgınla birlikte bağışıklık sistemini güçlendirme herkesin gündeminde. Bağışıklık sistemini, sistemdeki yapıları anlamak da “güçlendirme” konusuna ışık tutacaktır.
Fotoğraf: Pikist
Koronavirüs tüm dünyada yayılımını gittikçe hızlanan bir düzeyde sürdürürken; virüse karşı olan aşı ve ilaç çalışmaları da sadece bilim insanlarının gündeminde değil. Herkes “müjdeyle” duyurulacak bir aşının gelmesini bekliyorken aşının çıkışına kalan olan süreçte de “bağışıklığı güçlendirme” de yine herkesin gündeminde. Yaşanan vakaların ve ölümlerin daha da açık şekilde gösterdiği pandeminin ve sağlığın sınıfsallığı gibi bağışıklık meselesinde de daha ağırlıklı olarak belirleyici olan biyolojik durum olsa da bu dönemde sınıfsallığı daha ağır basıyor.Bağışıklık sistemini, sistemdeki yapıları anlamak da “güçlendirme” konusuna ışık tutacaktır.
BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİN FAALİYETİ
Bağışıklık sisteminin temel görevi yabancı maddelerin vücuda girişini önlemek, bir şekilde girmeyi başarmış olanların da yayılımını engellemek ve en nihayetinde de onları yok etmektir. Bağışıklık sistemi bu yabancı maddelere karşı bulunduğu organizmayı, konağı üç basamakta savunmaktadır. İlk olarak organizma için yabancı maddenin varlığını fark eder. Daha sonrasında da bu maddeye karşı savunmayı organize eder. Son basamakta da bir daha unutmamak için hafızasına kaydeder.
DOĞAL VE EDİNİLMİŞ BAĞIŞIKLIK
Bağışıklık sistemi; ilk koruyucu engeli oluşturan doğal (innate) ve daha sonraları yavaş yavaş devreye giren fakat daha da etkili savunma sağlayan edinilmiş (adaptive) bağışıklığı kapsamaktadır. Doğal bağışıklıkta olan bağışıklık yanıtı özgül olmayan (non-specific) yanıt iken, edinilmiş bağışıklıkta olan bağışıklık yanıtı özgüldür (specific).
Özgül bağışıklık yanıtı sıvısal (humoral) ve hücresel (cell-mediated) olmak üzere iki kısıma ayrılmaktadır. Hücresel bağışıklık yanıtında az önce bahsettiğimiz T ve B lenfositler yer alırken, sıvısal bağışıklık yanıtında immunoglobulin (Ig) proteinleri yer alır.
BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ YANIT VERİYOR
B lenfositler; antikor sentezi yapabilen, plazma hücrelerine farklılaşarak ilgili antikoru bireyin ömrü boyunca sentezleyebilen hücrelerdir. T lenfositler ise görevleri isimlerinden de anlaşılacak; yardımcı T hücreleri (helper T cell) ve öldürücü T hücreleri (cytotoxic t cell) olarak ikiye ayrılır.
Az önce kabaca üç aşamada anlattığımız bağışıklık yanıtında; yabancı madde vücuda girdikten sonra B lenfosit hücreleri, yardımcı T lenfosit hücrelerinin yardımıyla yabancı maddeye karşı antikorlar üretmeye başlar. Daha sonrasında da öldürücü T hücreleri enfekte olan hücrelerin yok edilmesini sağlar.
BAĞIŞIKLIĞI ETKİLEYEN OLUMLU VE OLUMSUZ FAKTÖRLER
Bağışıklık sistemi güçlenmekten veya zayıflamaktan ziyade; iyi bir bağışıklık sistemi veya yetersiz bir bağışıklık sistemi demek belki de daha anlamlı olacaktır. Çünkü oto-immun hastalıklardan, alerjik hastalıklardan ve çeşitli bağışıklık sistemi hastalıklarından görüyoruz ki “güçlü”, “zayıf”, “düşük” şeklinde olan sıfatlar pek de anlamlı olmamakta.
Bağışıklık sistemini olumlu veya olumsuz etkileyen çeşitli faktörler vardır. Genetik yatkınlık burada daha ağır bassa da çevresel etmenler de önemlidir. Özellikle salgın koşullarında çevresel etmenlerin genetik yatkınlığın önüne geçtiği de söylenebilir. Stres, kötü beslenme, alkol, uykusuzluk, hava kirliliği gibi etkenler bağışıklık sistemini olumsuz etkilemektedir. Özellikle stres tek başına, bağışıklık sistemini baskılamaktadır. Yapılan çeşitli çalışmalarda da görüldü ki, fast-food kullanımı da bağışıklık sistemini saldırganlaştırıyor.
Bağışıklık sistemini olumlu etkileyen en önemli faktörlerden birisi (belki de birincisi), dengeli beslenmedir. Yetersiz beslenme; bağışıklık sistemine zarar vermekte, işlevlerini baskılamakta ve enfeksiyon riskini arttırmaktadır. Sınırlı ve tek yönlü beslenmenin yanında aşırı beslenme, obezite de bağışıklık sistemini olumsuz etkilemekte.
Genel olarak sağlıklı beslenme için şeker ve karbonhidrat ağırlıklı beslenme tercih edilmemeli, protein alımına dikkat edilmeli, bol su tüketilmeli, lifli gıdalar tüketilmelidir. Aynı zamanda bağırsak florasının da düzenlenmesi bağışıklık açısından önem taşımaktadır. Burada da probiyotikler bağırsak florasını sağlıklı kılmada etkilidir.
Bağışıklığı olumlu ve olumsuz etkileyen etkenler de görüldüğü üzere; kişi tercihinden öte ağırlıklı olarak sınıfsaldır.