28 Ekim 2020 10:24

EMEP İzmir İl Başkanı Emine Uyar'dan artan iş cinayetlerine karşı mücadele çağrısı

Aliağa’nın işçiler için ölüm bölgesi olduğunu ifade eden Emek Partisi İzmir İl Başkanı Emine Uyar, artan iş cinayetlerine karşı mücadele çağrısı yaptı.

Emine Uyar | Fotoğraf: Evrensel

Reklam

Emek Partisi (EMEP) İzmir İl Başkanı Emine Uyar, Aliağa’da artan iş cinayetlerine ilişkin açıklama yaparak, “Şirketlerin 'yeni normal'i Aliağa'nın doğasını ve halkın sağlığını hiçe sayıyor" diyerek haklarımız ve hayatlarımız için mücadele çağrısı yaptı.

Aliağa’nın işçiler için ölüm bölgesi olmaya devam ettiğini ifade eden Uyar, artan iş cinayetlerine dikkat çekti. Uyar, "Dün akşam saatlerinde PETKİM’de çıkan yangına müdahale ederken, köpük dolu kanala düşen 26 yaşındaki Gürkan Kaynar yaşamını yitirdi. Kaynar, Star Rafinerisi yangın söndürme biriminde çalışıyordu” diyerek Aliağa’nın işçiler için ölüm kazanı olduğunu söyledi. Uyar Ekim ayında yaşanan cinayetleri hatırlatarak, “Ekim ayı içerisinde farklı fabrikalarda çalışan işçiler alınmayan önlemler ve ihmaller sonucu ya canından oldu ya da kalıcı yaralanmalarla uzuvlarını kaybetti. 2 Ekim’de Işıksan Gemi sökümde çalışan 21 yaşındaki Can Sünmez, kopan korkuluk parçasının kafasına çarpması sonucu 40 metreden düşerek hayatını kaybetti. 8 Ekim’de 36 yaşında ve bir çocuk babası olan HABAŞ işçisi Kadir Özdemir yüksekten düşerek yaşamını yitirdi. 7 Ekim’de PETKİM’de asit tankı yarılmasıyla 3 işçi yaralandı, iki işçi ölümden döndü. 9 Ekim’de de yine PETKİM’de torna makinasında bir işçinin parmakları koptu.11 Ekim Pazar günü Özkanlar Demirçelik’te çalışan Erkan Engin ocakta yaşanan patlamada yaşamını yitirdi. 25 Ekim’de İDÇ'de üzerine kütük düşen elektrik işçisi Mehmet Fidan yaşamını yitirdi. Dün ise yine PETKİM’de 26 yaşındaki Gürkan Kaynar’ın çıkan yangına müdahale ederken kanala düşerek yaşamını yitirdiğini öğrendik" dedi.

"ŞİRKETLER KORUNUYOR, İŞÇİLER ÖLÜYOR"

Şirketlerin "yeni normal"inin Aliağa'nın hem doğasını hem de halkın sağlığını hiçe saydığını ifade eden Uyar, "İşçiler salgın koşullarında dahi canları pahasına çalıştırılmaya devam ediyor. İş cinayetlerinin yaşandığı fabrikaların ve işletmelerin çoğu sendikalı iş yerleri. Sendikalar bypass edilerek etkisizleştiriliyor, mücadeleci işçiler işten atılmakla tehdit ediliyor, şirketler kural, yasa tanımıyor. Devlet şirketleri koruyor, işçiler sömürüye mahkum ediliyor. Pandemi şartlarında, 'ne olursa olsun yeter ki çarklar dönsün' zorlaması ile işçiler salgının yarattığı sefalete sürükleniyor, aileleri endişe içinde yaşıyor" dedi.

İşçi ve emekçilerin her gün daha fazla bedel ödediğini söyleyen Uyar, “Yerel idari amirler, vali, kaymakam olağanüstü hal yetkileri kullanıyor, eylemler yasaklanıyor. Cumhurbaşkanlığı Makamı grevleri yasaklayarak şirketlere ve patronlara dikensiz gül bahçesi gibi rahatça sömürü imkanı sunarken işçiler emekçiler her gün daha fazla bedel ödüyor. Cezasızlık yüzünden iş kazaları, iş cinayetleri sürüp gidiyor” dedi.

"MİLLİ GÜVENLİK ŞİRKETLERİN KÂRI MI?"

Sendikacıların baskı altına alınarak, patronlar ve iktidar tarafından etkisizleştirildiğini de belirten Uyar, “Patronların sömürü ve kâr peşinde koşarken neden olduğu seri cinayetlere, ağır ve tehlikeli fabrikalarda yangın, patlama gibi ihmallerine, Aliağa’nın, Menemen’in, İzmir'in havasının, toprağının, suyunun zehirlemesine ses çıkarmayan iktidar, mücadele etmek isteyen işçileri düşman gibi görüp tehdit ediyor. Milli güvenlik, vergi bile vermeyen, teşviklerle obezleşen şirketlerin kârı mı, yoksa bu halkın hayatı, havası, suyu, sağlığı ve geleceği mi? Bu cinayetlerden, işçileri canları pahasına, kölece çalışmaya zorlayan şirketler kadar, toplu sözleşme masalarında yüksek hakem heyetini dayatan, grev ve eylemleri yasaklayan, esnek çalışma yasalarını geçiren, işçilerin temsilcilerini göz altına aldıran, eylem yapan işçinin önüne çevik kuvveti çıkaran iktidar da sorumludur” diye açıkladı.

MÜCADELE ÇAĞRISI

Ölümlerin ne fıtrat ne kader bunların cinayet olduğunun altını çizen Uyar,  “Ne zaman cezalandırılacak bu cinayetler? Ne zaman bitecek bu ağır sömürü, bu insanlık dışı uygulamalar? İşçi kardeşlerimiz, artık hak arama mücadelesi hayatta kalma mücadelesine eşdeğerdir, aynıdır. Pandemi sermaye için krizi emekçilerin ve işçilerin üzerine yükleme fırsatı doğurmuştur. Haklarımız ve hayatımız için mücadele edelim! Sömürüye karşı, sendikaların pasifize edilmesine karşı, yasaların çiğnenmesine karşı birleşelim” diyerek mücadele vurgusu yaptı. (İzmir/EVRENSEL)

Reklam