Avukat Feyza Çerçioğlu: İstismar vakalarında cezasızlık örnek teşkil ediyor
Avukat Feyza Çerçioğlu, cinsel istismar suçlarında örnek teşkil edecek gerekçelendirmelerin yapılmamasını eleştirerek, İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanmasını istedi.
Feyza Çerçioğlu | Fotoğraf: MA
Eylem AKDAĞ
Çocuklara yönelik cinsel istismar suçları 2006-2019 yılları arasında 10 kat arttı. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Milletvekili Sezgin Tanrıkulu'nun 23 Nisan 2020 tarihli Çocuk, Yaşam Hakkı İhlali raporuna göre bu suçlarda 2006 yılında 2 bin 337 karar verilirken, geçen 14 yıl da bu sayı 21 bin 518'i geçti. Geçtiğimiz günlerde ise Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 17'nci Ceza Dairesi’nde görülen davada mahkeme heyeti, “çocuğun bekâreti bozulmadığı” gerekçesiyle Şükrü Şengül hakkında verilen 30 yıl hapis cezası kararını bozarak, beraat kararı verdi.
Ankara Barosu Gelincik Merkezi Başkan Yardımcısı Avukat Feyza Çerçioğlu, cinsel istismar suçlarında örnek teşkil edecek gerekçelendirmelerin yapılmamasına değinerek İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanmasını istedi.
CEZASIZLIK ÖRNEK TEŞKİL EDECEK
Yılmaz hakkında verilen karara tepki gösteren Çerçioğlu, "Ortada suç vasfı var ve bir istismar söz konusu. Hâkimlerin bu durumda cinsel ilişki boyutunun olmamasına dayanak gösterip de değerlendirmesi doğru değil. Çünkü bu sefer diğer olaylara örnek teşkil edecek. Devamında da bu noktada durursak eğer suç olmayacak ve bundan sonrası bir suçmuş gibi bir algı yaratacak. Ama ceza kanunun da failin yaptığı bu eylemin hem taciz olarak hem de istismar olarak cezası var. Cezasızlık durumu olmamalı" dedi.
İSPAT SORUNU
Cinsel istismar vakalarının hukukta göz ardı edilmeyeceğinin altını çizen Çerçioğlu, "Fakat biz ispat sorununda bir sıkıntı yaşıyoruz. Delil yetersizliği ve olay örgüleri birbirini tutmayınca cezasızlıkla karşılaşıyoruz. Çünkü hukukta 'şüpheden sanık yararlanır' ilkesi var. Eğer hâkim de o kişinin suç işlediğine dair bir kanaat oluşmazsa, ortada ceza verilecek bir durum olmuyor. Ama geri kalan durumlarda nitelikli bir hal alıyorsa uzun süreçte hem kardeşe hem anneye hem de çevredekilere yapıyorsa tanık delilleriyle dosya güçlendirilirse o dosyanın cezasız kalması imkânsız gibi bir şey" diye belirtti.
TRAVMAYA NEDEN OLUYOR
Çocuk İzlem Merkezleri’nin önemine de değinen Çerçioğlu, merkezlerde bütün soruların zaten sorulduğuna dikkat çekerek, "Biz ikinci bir sorgunun yapılmasını istemiyoruz. Çünkü çocuk burada örseleniyor. Hele ki o çocuğun mahkeme ortamına getirilmesi daha büyük travmalara sebep oluyor. Çocuk, o ortamı, savcıyı, hakimleri, heyeti, avukatı ve kendine taciz eden şahsı gördüğü zaman çok etkileniyor ve ifadeleri de değişiyor. Bu durumlar için Adli Görüşme Odaları var. Bu odalar sayesinde ikinci bir travma yaşanmıyor fakat maalesef Ankara Adliyesi olarak çok büyük sıkıntılar yaşıyoruz. Hâkimlerimizin büyük bir kısmı bunu iş yükü olarak görüyor. Ekstra bir mesai harcamak istemiyorlar. Böyle olunca da biz avukatların çabası bir noktadan sonra yetersiz kalıyor" diye belirtti.
ŞİKAYET AŞAMASI ÖNEMLİ
Cezasızlığın yanında istismar vakalarının mahrem konu olarak görülmesine tepki gösteren Çerçioğlu, şunları ifade etti: "Toplumuna indirgediğiniz zaman bir ayıp kavramı var. Böyle bir şeyle çocuğun suçlanması, örselenmesi adının çıkması korkusu birçok şey bizde halının altına süpürülüyor. Kendileri çözmeye çalışıyor. Hiç böyle bir şey yaşanmamış gibi devam ediyorlar. Böyle olunca da fail cesaret alıyor. Biz bunun cezasız kalmayacağını, bir şekilde adliyeye intikal edeceğini ve yapılan eylemin sonuçlarına katlanacağını bu insanlara hatırlatmalı ve öğretmeliyiz. Cinsel istismar hepimizin başına gelebilecek bir şey. Bizim hemen o anda şikayet aşamasına geçmemiz lazım. 'Toplum ne der algısı' bizde travma yaratıyor. Bizim bu durumlarda en büyük savaşımız delillerimizle olacak. Yaşadığınız şey suç değil size karşı bir suç işlenmiş.”
"SÖZLEŞME UYGULANIRSA AZALACAK"
Vakaların azalması için Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun olan 6284 sayılı kanunun ve İstanbul Sözleşmesi'nin uygulanması gerektiğini belirten Çeçioğlu, "6284 sayılı kanun bizim başucu kitabımız ama İstanbul Sözleşmesi bizim anayasamızın da üstünde olan bir sözleşme. İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanması mahkemeler nezdinde devreye girdiği anda bu tür vakalar azalacaktır. Sözleşmenin kapsamı çok geniş ve bizim bunu uygulamamız gerekir ve kimse bu sözleşmenin uygulanamayacağını iddia edemez” diye konuştu. (Ankara/MA)