İMO İzmir Şube Başkanı: Depreme karşı adım atılmadığı gibi imar affı çıkarıldı
İMO İzmir Şube Başkanı Eylem Ulutaş Ayatar, hükümetin deprem konusunda atması gereken adımları atmadığı gibi üstüne bir de imar affı çıkardığına dikkat çekti.
Fotoğraf: AA
Meltem AKYOL
İstanbul
İzmir Seferihisar’da yaşanan deprem, gerçekliğimizi bir kez daha yadsınamaz ve ertelenemez bir şekilde önümüze koydu: Türkiye bir deprem ülkesi… Peki bu gerçek bu kadar net biliniyor olmasına rağmen neden her defasında aynı senaryoyu yaşıyoruz. Dere yatağına yapılan binalar, yapılmayan denetimler, imar izinleri, yıkılan binalar, enkaz altında kalan canlar… Depremin olacağını biliyorsak neden hazırlıklı değiliz? Bütün bu soruları Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliğine (TMMOB) bağlı İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) İzmir Şube Başkanın Eylem Ulutaş Ayatar’a sorduk.
Depremin hemen ardından bir heyet oluşturarak bölgede incelemelerde bulunduklarını söyleyen Ayatar, önümüzdeki günlerde ön inceleme raporu hazırlayacaklarını söyledi. Oda olarak kriz merkezi kurduklarını söyleyen Ayatar, “Hasar tespiti için deneyimli üyelerimiz var. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile koordineli çalışacaklar. En net veriyi raporumuzla ortaya koyacağız” dedi.
‘ARTIK KONUŞMANIN ÖTESİNE GEÇMEMİZ LAZIM’
İzmir ve İstanbul başta olmak yer bilimcilerin yaptığı uyarılara dikkat çeken Ayatar, “Deprem olacağını herkes biliyor. Biz de her deprem döneminde bunu konuşuyoruz. Artık bunun bir adım ötesine gitmemiz lazım. Niye sokaktayız bugün? Binalarımıza güvenmediğimiz için. O zaman bu binaların depreme dayanıklı olup olmadığının tespitinin yapılması lazım. Hangi binada sorun var, hangi bina ne kadar dayanır, bunu bilmemiz lazım” dedi.
‘ÖNCE BİNA ENVANTERLERİ ÇIKARILMALI’
Halkın esas derdinin binasının depremde yıkılıp yıkılmayacağı olduğunu söyleyen Ayatar, 2012’de hazırlanan Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planına atıf yaptı ve “O planda 2017 yılına kadar tüm Türkiye’deki bina envanterinin çıkarılması gerektiği yazıyor. Hangi kurumların sorumlu olduğu, hangi kurumların görev alabileceği yazıyor. Şimdi 2017’nin üzerinden 3 yıl geçti, bırakın bütün Türkiye’yi kaç ilde bina envanteri çıkarıldı. Dolayısıyla esas konuşulması gereken şey binaların hızlı tekniklerle değerlendirilmesi ve buna uygun adımların atılması. Milyonlarca insanın canından bahsediyoruz. Bir aşama kaydetmek zorundayız. Konuşmanın ötesine geçmeliyiz. Deprem öldürmez bina öldürür diyoruz. Artık lafın ötesine geçmeli, çalışmalar başlatılmalı. Bunu yapmadığımız sürece aynı şeyi konuşup duracağız. Bakın bu depremi ucuz atlattık, çok farklı senaryolarla her an karşılaşabiliriz” uyarısında bulundu.
‘ELDEKİ TABLOYA GÖRE YAPILACAKLAR BELİRLENMELİ’
“Envanterlerin çıkarılması sonrası elimizde bir tablo olacak” diyen Ayatar devamında şu değerlendirmede bulundu:
“O zaman elimize öncelikli bina verisi çıkacak. O adımdan sonra da bu binalar için ne yapılacak, örneğin riskli bölgelerde binaların yıkılması, yeni binaların taşınması gibi adımlar atılmalı... Burada zeminden, binaya kadar bilim insanlarından, bu alanda uzman mühendislerden görüş alınmalı, onlarla birlikte çalışılmalı. Bu adımların atılması lazım artık. Burada bizi yönetenlerin ortadaki tabloya göre önlemini alması gerekiyor.”
‘DEPREM VERGİLERİ DE DEPREM İÇİN HARCANMALI’
2020’nin ocak ayında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘deprem vergileri nereye gitti’ sorusuna ‘Harcanması gereken yere harcadık’ gibi bir yanıt verdiğini hatırlatan Ayatar, “Deprem vergileri ne için toplanmıştı, depreme hazırlık için, insanlar bu vergileri bunun için verdi. Harcanması gereken yerler dediği neresi peki? Kaç bina depreme dayanıklı hale geldi. Artık ertelenebilir bir risk değil karşı karşıya kaldığımız. Artık bekleyecek zamanımız yok. İktidar, yerel yönetimler bu konuda üzerine düşeni yapmalı ve ilk elden bina tespiti yapılmalı. Bu adımlar atılmadığı gibi ‘imar affı’ çıkarıldı. Bu noktadan sonra artık vatandaşın canını önceleyen politikalara ihtiyaç var. Başka enkazların başında beklememek, daha kötü durumları yaşamamak için hemen harekete geçilmeli” dedi.