02 Kasım 2020 09:29

TMMOB deprem raporunu yayımladı: Denetimsiz ve kaçak yapılaşmaya son verilmeli

İzmir'deki deprem bölgesinde incelemelerde bulunan TMMOB rapor yayımladı.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

İzmir'in Seferihisar açıklarında meydana gelen depremin ardından Bayraklı ve Seferihisar'da incelemelerde bulunan TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu, sahadan edindiği bilgileri İzmir Depremi Ön Raporu ile açıkladı. Mimarlık Merkezi'nde düzenlenen açıklamaya, TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz ve Yönetim Kurulu Üyeleri katıldı.

Rapordan önce konuşan TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz, Türkiye’nin deprem tehdidi altında yaşadığını ancak buna rağmen hazırlıklı olmadığını belirterek, “İçinde bulunduğumuz yapıların depreme uygun olup olmadığını bilmiyoruz. Depreme karşı hazırlıklı olmak, sağlıklı, güvenlikli yapılarda yaşamak ve bireysel olanaklarla alacağımız önlemlerle sınırlı değil. Depremin yol açtığı hasarı, zararı en aza indirmenin yolu bilimsel teknik gerekliliklerin tüm kritallerini yerine getirmekle mümkün. Deprem bir doğa olayı. Bu doğa olayını engelleyemeyiz ama gerekli önemleri alırsak vereceği zararı ve yaratacağı can kayıplarını en aza indirebiliriz” dedi.

“KAMUSAL DENETİM ÖNEMLİ”

Kamusal denetimin önemine vurgu yapan Koramaz, “Deprem ve afetlere hazırlık kararlı bir şekilde uygulanacak bir devlet politikasını zorunlu kılmaktadır. Ranttan ziyade insani gereksinimleri, yaşam hakkını ön planda tutacak bir deprem politikasını siyasi iktidarlar kararlılıkla yerine getirmek zorundadır” diye konuştu. 

Daha sonra raporu okuyan İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Eylem Ulutaş, raporun iki bölgede yapılan ilk 24 saatlik gözlem ve mülakatlara dayandığını ve önümüzdeki sürecin planlanmasına ışık tutması amacıyla hazırlandığını söyleyerek, ilin tüm merkez ilçelerinde çeşitli bina hasarlarının da tespit edildiğini belirtti. Depremin Bayraklı ilçesinde yoğunlaştığını ifade eden Ulutaş, binaların genellikle 8 kat mertebesinde olduğunu ve ruhsat tarihinin 1999 öncesi verildiğini hatırlattı. 

“YANLIŞ TASARIM VEYA ÜRETİMİN SONUCU GÖÇMELER GÖRÜLDÜ”

Binaların ruhsat bilgilerinde de yapı ruhsatı ve yapı kullanma tarihleri arasındaki uzun sürenin dikkat çektiğini belirten Ulutaş, bunun yanında yıkılan yapıların birçoğunun zemin katlarının dükkan ya da otopark amaçlı olarak kullanılan alanlar olduğunun gözlemlendiğini söyledi. Yıkılan binalarda alt katlarda kolon kiriş bağlantılarının koptuğunun görüldüğünü ifade eden Ulutaş, “Bina sakinleriyle yapılan bazı mülakatlarda dükkanlarda yapısal sisteme müdahale edildiği söylense de konuyu destekleyecek kesin bir bilgi mevcut değildir" diye belirtti. Ulutaş ayrıca yıkıma uğrayan binaların bir tanesinde de kenar düşey taşıyıcı eleman veya elemanlarda zayıflık, yanlış tasarım veya üretimin sonucu bir göçme görüldüğünü aktardı. 

“BAZI BİNALARDA 5-10 CM OTURMA ÖLÇÜLDÜ”

Bölgede ağır hasar alan birçok yapının gözlemlediklerini belirten Ulutaş, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kolonlarda kabuk atması ve donatı eğrilmesi sıkça görülmüştür. Asma tavan veya kaplama bulunan bölümlerde hasarların tespitinde ilgili kaplamalar kesinlikle kaldırılmalı ve hasar derecesi tespitinde yüksek dikkat gösterilmelidir. Sıkça görülen bir diğer hasar ise kolon kiriş birleşimlerinde çatlak ve mafsal oluşumlarıdır. Bazı binalarda düzgün oturma gözlenmiştir. Oturmalar 5-10 cm olarak ölçülmüştür. Yapısal hasarlar yanında bir çok yapıda bölme duvarlarda devrilme, çatlaklar vb. hasarlar gözlenmiştir. Özellikle dış duvarlarda meydana gelen kısmi göçmelerin artçı depremler ile devam etmesi durumunda tehlike yaratmaması için gerekli güvenlik önlemleri alınmalıdır. Depremin merkezi bu alanlara uzak olsa da, İzmir özelinde asıl yıkıcılığı sağlayan zemin davranışının yapıya etkisi olarak görülmektedir. Gerekli önlemlerin alınmaması veya durumun anlaşılamaması ile şehir merkezi içerisinde kendisini gösteren Tuzla ve İzmir faylarında oluşacak benzer veya daha büyük bir deprem, bu bölgeye bu kapsamda daha büyük zararlar verebilecektir."

“HASAR ALMIŞ BİNALAR İÇİN İHBAR HATTI OLUŞTURULMALI”

Bölgede yapılan gözlemlerde, birçok binada ağır hasar olduğu, bir kısmında ise hasarların taşıyıcı olmayan elemanlarda olduğu fakat yapısal elemanların sorunlu olmadığının görüldüğünü belirten Ulutaş, “Sahada ağır hasar gören bazı binaların dış cephesinde mantolama olduğu tespit edilmiş ve hasarın dış cepheden gözlenemediği görülmüştür. İç mekanlarda ise kaplamalar ve yer yer asma tavan/alçıpan nedeniyle taşıyıcı sistem gözlenememektedir. Hasar tespiti için görevlendirilecek kadrolara bu kaplama ve örtüleri açabilecek ekipman verilmelidir. Unutulmamalıdır ki can kayıplarının artmaması için tespitler titizlikle gerçekleştirilmelidir. Bunun yanında hasar tespit çalışmalarında öncelikli bölgede olmayıp hasar almış binalar için bir ihbar hattı oluşturulması önemlidir" diye konuştu.

“İL GENELİNDE BİR ENVANTER ÇALIŞMASI YAPILMALIDIR”

Denetimsiz ve kaçak yapılaşmaya derhal son verilmesi ve İmar aflarının yasaklanması yönünde uyarıda bulunan Ulutaş, "İmar barışı adı altında ruhsatlandırılan tüm ruhsatlar iptal edilmelidir. Mevcut yapı denetim sistemi, zeminle ilgili mühendislik çalışmalarının arazi denetimlerini kapsamalıdır. 2011 tarihinde Bakanlar Kurulu kararıyla uygulamaya konulan ‘Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planı’ geciktirilmeden uygulamaya konulmalıdır. Başta Hastaneler, Okullar ve Kamu binaları olmak üzere kentimizdeki tüm kaçak, imara aykırı ve deprem riski içeren yapıları tespit etmek için il genelinde bir envanter çalışması yapılmalıdır” dedi. 

Yaşanabilir kentler oluşturmak için depremin yıkıcı etkilerini azaltma yönünde kararlı adımlar atılması gerektiğini dile getiren Ulutaş, “İzmir Deprem Master Planı yenilenmelidir. Tüm paydaşlarla birlikte il genelinde öncelikli risk grubunda yer alan yapıları belirleyerek, bu yapıların güçlendirilmesi veya yıkılıp yeniden yapılması sağlanmalıdır. Yapı tasarım, üretim ve denetim süreçlerinde TMMOB’a bağlı meslek odalarını devre dışı bırakan uygulamalara son verilmelidir. Odaların mesleki denetim faaliyetleri üzerine konulan engeller kaldırılmalı, Yerel Yönetimler bu konuda üzerlerine düşenleri eksiksiz yerine getirmelidir" diye konuştu. 

TMMOB HASAR TESPİT HARİTASI OLUŞTURULDU

Mimarlar Odası İzmir Şube Başkanı İlker Karahan ise, TMMOB İzmir İKK olarak web siteleri üzerinden bir harita hazırladıklarını ve binaların hasar tespitine katkı sunacaklarını söyledi. Karahan çalışmayı şöyle anlattı; “Web site üzerinden vatandaşlarımız irtibat numaralarını girip kendi evlerinin konumlarını girecekler. Eğer konumları giremezlerse araçlardan adreslerini yazdıkları takdirde biz bu konumları gireceğiz. Ayrıca İnternet kullanamayan arkadaşlar telefon ve e posta ile bize ulaşabilecekler. Biz buraya işleyeceğiz oraya kendi binalarının fotoğraflarını koyacaklar. Kendi binalarının fotoğraflarını koyduklarında biz bir ekiple kontrol gerçekleştireceğiz. Gerekli gördüğümüz evlere ekip gönderip onların daveti üzerine çalışma yürüteceğiz.”

Harita çalışması ile sadece kendi tespit ettikleri değil İzmir'de bulunan tüm hasarlı binaların tespitinin olmasını planladıklarını dile getiren Karahan, “Bunların tekrarlanmaması için gerekli düzenlemelerin, mimar mühendis ve şehir planlarından oluşan bir ekibin daha güvenli kaynaklarla geleceğe yatırım yapılması yönünde çalışma yapılmasını umuyoruz. Web site üzerinden çevre şehircilik il müdürlüğümüzün de katkı sunacağını, vatandaşlarımızın da katkılarıyla binaların güvenilir olup olmadığı sorununa çözüm bulmayı umuyoruz” diye konuştu. (İzmir/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Depremin vurduğu Samos Adası yaralarını sarmaya çalışıyor

SONRAKİ HABER

CHP’li Sertel: Öğrenci yurtları depremzedelere açılsın

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa