İş Güvenliği Uzmanı Bedri Tekin: E-posta ile denetim olmaz
Çalışma Bakanlığı pandemi gerekçesiyle denetimlerin uzaktan yapılmasına karar verirken, İş Güvenliği Uzmanı Bedri Tekin "Kovid-19 dışındaki işyeri uygunsuzluklarının da belirlenmesi gerekir" dedi.
Fotoğraf: Bedri Tekin'in kişisel arşivi
Hilmi MIYNAT
Denizli
Pandemi süreciyle birlikte hem Kovid-19, hem de gerekli tedbirlerin alınmaması nedeniyle iş cinayetleri arttı. Denetimlerin yetersizliği tartışmaları sürerken, Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ise Kovid-19 ile ilgili denetimleri patronların beyanlarına dayanarak uzaktan yapma kararı aldı. İş cinayetleri ve Kovid-19 vakalarının önemli nedenlerinden birinin denetimsizlik olduğuna dikkat çeken Makine Mühendisi ve İş Güvenliği Uzmanı Bedri Tekin, “E-posta ile belgeler isteniyor, böyle bir denetim olmaz. Kovid-19 dışındaki işyeri uygunsuzluklarının da belirlenmesi gerekir. İş güvenliği uzmanları işverenin yapmadığı çalışmaların sorumlusu olmamalıdır” dedi.
İşyerlerinde Kovid-19 vakalarının arttığını dile getiren Bedri Tekin, toplu taşıma ve servislerde mesafe kuralına uyulmamasının Kovid-19 bulaşını artırdığını belirterek “İşyerlerinde emekçiler iç içe çalışıyorlar, bu da yayılmanın aracı. İSİG Meclisi raporuna göre pandeminin ilk 7 ayında binlerce emekçi Kovid-19’a yakalandı. Aralarında 105’inin sağlık emekçisi olduğu en az 294 emekçi Kovid-19 nedeniyle hayatını kaybetti, bence bu rakam 294’ün çok üzerindedir” diye konuştu.
"E-POSTA İLE DENETİM OLMAZ"
İş cinayetlerinde 2020’nin ilk 9 ayında 1500 emekçinin hayatını kaybettiğini hatırlatan Tekin, “Elbette ki, iş cinayetlerinin başka nedenleri de olmakla birlikte önemli nedenlerinden birisi de işyerlerinin denetlenmemesidir. İşyerlerinin yüzde 1’i bile işçi sağlığı güvenliği açısından denetlenmiyor. Son yıllarda işyerlerinin denetlenmemesi için çeşitli bahaneler yaratıldı, özellikle seçim dönemlerinde ‘hizmet içi eğitim’ bahanesi ile işyerlerinde aylarca denetim yapılmadı. Geçen ay çıkartılan bir genelge ile işyerlerinin Kovid-19 yönünden uzaktan denetimine başlandı, işçi sağlığı güvenliği denetimlerinde belge denetimi de vardır. Ancak denetimin esasını işyerindeki durumun belirlenmesi oluşturur, belgede yazılanlarla işyerindeki gerçekliğin uyumunun belirlenmesi gerekir. Oysa şimdi, e-posta ile belgeler isteniyor, böyle bir denetim olmaz. Bunun yanında Kovid-19 dışındaki işyeri uygunsuzluklarının da belirlenmesi gerekir” diye konuştu.
"UYGUN KOŞULLAR İÇİN ÖRGÜTLÜ MÜCADELE"
Meslek hastalığı tanımı ve Uluslararası Çalışma Örgütünün (ILO) 194 No’lu meslek hastalıkları listesi tavsiye kararına atıfta bulunan Tekin, “Kovid-19 bir biyolojik etmendir, dolayısı ile doğrudan ‘meslek hastalıkları listesi’ne alınmalıdır. İş cinayetlerinin önlenmesi de, uygun çalışma koşullarının yaratılması da aslında emekçilerin mücadelesi ile mümkündür, bunun için emekçilerin, örgütlenmesi ve örgütlü mücadele etmeleri gerekmektedir” dedi.
"İŞ GÜVENLİĞİ UZMANLARI İŞVERENİN YAPMADIĞI ÇALIŞMALARIN SORUMLUSU OLMAMALI"
İş güvenliği uzmanlarının sahada yaşadığı sorunları konuştuğumuz Tekin, şöyle devam etti: “İşçi sağlığı ve iş güvenliğinin sağlanması öncelikle devletin ve işverenin görevidir. Ancak, işyerlerinde işçi sağlığı güvenliğinin sağlanması bir işveren yükümlülüğü dışında ele alınmakta, iş güvenliği uzmanının yükümlülüğüymüş gibi değerlendirilmektedir. İşyerini denetlemeye gelen müfettiş de, iş kazası meydana geldiğinde olayı soruşturan güvenlik görevlileri, savcı, hakim de uzmanı muhatap almakta, ifadesini almakta, suçlamakta, yargılamaktadır. Uzmanın görevinin kapsamını rehberlik dışında değerlendiren hükümler değiştirilmelidir. İş güvenliği uzmanları işverenin yapmadığı, yapamadığı çalışmaların takipçisi ve sorumlusu olmamalıdır.”
Tekin son olarak iş güvenliği uzmanlarının taleplerini şöyle sıraladı;
- İşçi sağlığı iş güvenliğinin sağlanmasındaki esas faktör, işçilerdir. 4857 sayılı İş Kanunu ile çalışma yaşamında yer alan, esnek çalışma türleri, uzun çalışma süreleri, asıl işveren-alt işveren ilişkisi, ödünç iş ilişkisi vb. hususlar ile sendikalaşma, toplu sözleşme ve grev hakkının kullanımını zorlaştıran düzenlemeler, çalışanların işçi sağlığı ve iş güvenliğine doğrudan müdahalesini engelleyen ve ölümleri artıran faktörlerdendir. Çalışma yaşamına ilişkin düzenlemeler emekçi lehine düzeltilmelidir.
- İşçi sağlığı ve iş güvenliği hizmetlerinin piyasalaştırılması, yaşanan sorunların en temel kaynağıdır. İşyerlerine verilecek işçi sağlığı ve iş güvenliği hizmetleri bir kamu hizmeti olarak ele alınmalıdır.
- 100 civarında işyerine hizmet veren uzmanlar bile bulunmaktadır. İş güvenliği uzmanlarının hizmet vereceği işyeri sayısına sınırlama getirilmelidir.
- Uzmanlar, işyerlerinde önerilerini uygulatmakta sorun yaşamaktadırlar. İş güvenliği uzmanları işverenden/OSGB’den bağımsız olarak çalışamamaktadır. Uzmanların önemli bir bölümü, “Havuzdan atama”, “Ücretlerin fondan karşılanması” vb. önerilerde bulunmaktadır.
- Ülkemizde yaşanan kriz, uzmanları da etkilemiş, uzmanların önemli bir bölümü işsiz kalmış, ya da ücretleri düşmüştür. TMMOB’nin “asgari ücret tarifesi” uzmanlar için de uygulanmalıdır. ILO sözleşmelerinde ülke barajı, işyeri barajı, gibi engeller bulunmamakta, işyerlerinde tek sendikaya, tek toplu sözleşmeye zorlayan hükümler yer almamaktadır, sendikal hak ve özgürlüklere ilişkin ILO ilkelerinin uygulanması, uzmanların örgütlülüğünü kolaylaştıracak, hak gasplarını önleyecektir.