HDP'li Serpil Kemalbay Meclise araştırma önergesi verdi: Fay yasası hemen çıkarılsın
HDP Milletvekili Serpil Kemalbay Pekgözegü başta deprem olmak üzere doğa olaylarının afete dönüşmesini engellemek, depremle ilgili önlemlerin alınması için Meclise araştırma önergesi verdi.
Fotoğraf: AA
HDP Milletvekili Serpil Kemalbay Pekgözegü, depremle ilgili önlemlerin alınması için Meclis araştırması önergesi verdi.
HDP Milletvekili Serpil Kemalbay Pekgözegü, başta deprem olmak üzere doğa olaylarının afete dönüşmesini engellemek ve depremlerde can kayıplarının, yaralanma ve engelli kalma durumlarının en aza indirgenmesi, öncelikli olarak deprem riski altında bulunan konutlardaki yanlış şehir planlamalarının, mevcut eksikliklerin tespiti ve alınması gereken önlemlerin belirlenmesi, her depremden sonra aynı acıları ve kayıpları yaşamamak için bilimsel, teknik normlara ve uluslararası standartlara uygun, insan yaşamından yana politikalar ile acil önlem alınması amacıyla TBMM Başkanlığına araştırma önergesi verdi.
Kemalbay araştırma önergesi gerekçesinde mühendislik biliminin gerekleri dikkate alınarak, yapı tasarım uygulama ve denetim evresinin sağlıklı bir şekilde işletildiği, sadece Japonya’nın değil milli geliri çok daha düşük olan Güney Amerika ülkeleri başta olmak üzere deprem kuşağında olan ve daha büyük depremlerle sarsılan dünyanın birçok ülkesinde, yapı stokunun dayanıklılığı ile ölümlerin hiç olmadığını veya daha az olduğunu, doğa olaylarının afete dönüşmediğini belirterek, “Jeolojik konumu itibarı ile yüksek deprem riski altında olan Türkiye, siyasi iktidarların insan yaşamını merkeze almayan, bilimin, mühendisliğin gereklerini görmezden gelen ekonomik ve siyasal tercihlere dayalı sağlıksız yapı ve yapılaşma, denetimsizlik, rant ve çıkar ilişkilerine dayalı politikaları nedeniyle sadece bir deprem ülkesi değil aynı zamanda bir afet ülkesine dönüşmüştür. Denetimsiz ve ruhsatsız yapıların artması, mühendislik incelemelerinin azaltılması, dere yataklarının imara açılması, dolgu alanlarının sayısının artması, deprem gerçeğini yok sayarak imar planlarının afet riskine göre hazırlanmaması ama yaşama geçirilmesi gibi nedenlerin sonucu olarak orta büyüklükte meydana gelen bir deprem bile ülkemizde büyük hasarlar oluşmasına yol açmaktadır. İmar barışı ile binlerce kaçak ve imar problemi olan yapı affedilmiş, kamunun sorumluluğu kişilere yüklenmiş, her hangi bir olası depremde yıkılması muhtemel binlerce kaçak yapıya göz yumularak depremlerin afete dönüşmesinin temeli atılmıştır. Ranta dönük kentsel dönüşüm çarpık kentleşme ile yaşam alanlarımızı afet alanlarına dönüştürürken binaların tasarım, inşa, denetim ve bakım süreçlerine rant amaçlı yaklaşılması bir çok depremde kendisini göstermektedir” dedi.
“DEPREM GERÇEĞİYLE YÜZLEŞMEDİĞİMİZİN GÖSTERGESİ”
Deprem toplanma alanları olarak belirlenmiş yeşil alanların deprem unutularak ranta açıldığını, İstanbul’da 1999 depreminden sonra belirlenen 470 alanda bugün ya gökdelenlerin ya da AVM’lerin yer aldığını vurgulayan Kemalbay şunları ifade etti:
“Türkiye 17 Ağustos 1999 ve 12 Kasım 1999’da iki büyük yıkımla karşı karşıya kalmıştır. 1999 depreminden sonra meydana gelen Van depremi, 24 Ocak 2020 tarihinde yaşanan Elazığ depremi sonrası İzmir’de yaşadığımız felaket deprem gerçeğiyle yüzleşmediğimizin göstergesidir.
Ege Denizi'nde, İzmir'in Seferihisar ilçesi açıklarında 30 Ekim 2020 tarihinde meydana gelen ve AFAD’ın 6.6, Kandilli Rasathanesi verilerine göre moment büyüklüğü 6.9 ve jeoloji profesörlerinin 7 büyüklüğünde olabileceği yönünde açıklamaların yapıldığı depremde AFAD tarafından yapılan açıklamada, 03.11.2020 tarihi itibarıyla yaşamını yitirenlerin sayısının 102, yaralananların sayısının ise 1026 olduğu belirtilmiştir. Depremin merkezinin Seferihisar olmasına rağmen Bayraklı Manavkuyu Mahallesi'nin alt yapısı ile ilgili birçok bilim insanınca yapılaşma için uygun değildir uyarılarına rağmen en ağır ve yüksek binaların buraya yapılması bu bölgenin en çok hasar alan yer olmasına neden olmuştur.”
“ZARARLARI EN AZA İNDİRMEK DEVLETİN ASLİ GÖREVLERİNDENDİR”
İzmir Depremi TMMOB İlk Gözlem Raporu’nda, yapılan saha gözlemlerinde, yıkıma uğrayan ve ağır hasar alan binaların genellikle 8 kat mertebesinde olduğunun belirtildiğine dikkat çeken Kemalbay: “Yıkılan yapıların birçoğunun zemin katlarının dükkan ya da otopark amaçlı olarak kullanılan alanlar olduğunun gözlemlendiği yer almaktadır. Özellikle Bayraklı’da yalnızca bir köşesi yıkılan binanın alt katında bulunan bir zincir market alanı açmak için binayı ayakta tutan kolonların kesildiği iddiaları ise basında yer almıştır.
Sağlıklı güvenlikli yapılarda yaşam hakkı en temel insan haklarından biri olup deprem ve benzeri afetlerin yol açacağı zararları en aza indirmek devletin asli görevlerindendir. Devletin, İmar Barışı’ndan yararlanan tüm yapıların öncelikle deprem dayanıklılık testinden geçirilmesi ve bu testi geçenlerin ya da deprem yönetmeliğine uygun hale getirenlerin barıştan yararlanması koşulunu sağlaması, kentsel dönüşüm olarak adlandırılan binaların güvenli hale getirilmesi çalışmalarında desteğin arttırılması, kentsel dönüşüm planlanmış ve uygulama sorumluluğu alan yerel yönetimlere deprem vergisinden kaynak aktarılmasını sağlamasının yaşanan can ve mal kaybını engellemeye yönelik olacağı açıktır” ifadelerini kullandı. Kemalbay, son olarak şunları belirtti:
"Türkiye'deki fay hatlarını ve buna yönelik alınması gereken önlemleri, yurttaşları enkazların altında bırakmayacak bilimsel yöntemlerle önlem alınması, depremlerde can kayıplarına neden olan sorumluların tespit edilerek gerekli cezai işlemlerin yapılması, rant politikaları yaklaşımını temel almayan, yapı denetim kuruluşları ile ve beton lobisinin istem ve çıkarları doğrultusunda olmayan Fay Yasası’nın bir an önce çıkarılmasına referans olmak amacıyla Anayasa’nın 98. ve iç tüzüğün 104. ve 105. maddeleri gereğince Meclis araştırması için gereğini arz ve talep ederiz." (HABER MERKEZİ)