04 Kasım 2020 05:27
Son Güncellenme Tarihi: 04 Kasım 2020 16:35

Çorlu tren katliamına ilişkin dava 16 Mart'a ertelendi

Tekirdağ Çorlu’da 25 kişinin yaşamını yitirdiği tren faciasına ilişkin 6’ncı duruşma Çorlu'da görüldü. TCDD davaya 'mağdur' olarak müdahil olmak istedi. Duruşma 16 Mart 2021'e ertelendi.

Fotoğraf: DHA

Paylaş

Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde 25 kişinin hayatını kaybettiği ve 340 kişinin yaralandığı tren katliamına ilişkin haklarında kamu davası açılan 4 sanığın yargılanmasına devam edildi.

Mahkeme heyeti, bilirkişi raporunun incelenmesi ve genişletilmesi için Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığında devam eden dosyaya ilave edilmesi ve TCDD'deki sorumluların belirlenmesi için hiyerarşi şeması ile personelin görev tanımlarının istenmesini talep etti.

Duruşma 16 Mart 2021'e ertelendi.

8 Temmuz 2018’de meydana gelen 7’si çocuk 25 kişinin yaşamını yitirdiği 238 kişinin de yaralandığı tren faciasına ilişkin davada TCDD 1. Bölge Müdürlüğü Halkalı 14. Demir Yolu Bakım Müdürü Turgut Kurt, Çerkezköy Yol Bakım ve Onarım Şefi Özkan Polat, Köprüler Şefi Çetin Yıldırım ve Hat Bakım Onarım Memuru Celaleddin Çabuk yargılandı.

Çorlu 1. Ağır Ceza Mahkemesince Halk Eğitim Merkezi salonunda devam edilen duruşmaya, tutuksuz sanıklar Turgut Kurt, Özkan Polat, Çetin Yıldırım ve Celaleddin Çabuk, kazada hayatını kaybedenlerin yakınları ve yaralananlar ile tarafların avukatları katıldı.

Duruşma öncesi yakınlarını kaybeden aileler Bulvar Yolu Santral Işıklar mevkisinden Çorlu Halk Eğitim Merkezi önüne yürüdü.

Dava öncesi kazada kızını, kardeşini ve yeğenini kaybeden Zeliha Bilgin, gazetecilere yaptığı açıklamada, kendilerine destek olan herkese teşekkür etti.

Bilgin, adalet için mücadele ettiklerini ifade ederek, "Bugün altıncı duruşma için buradayız. Gecikmiş adaleti bulmak için buradayız. Yanlı bilirkişi heyetinin attığı imza ile çıkan raporun peşinden iki buçuk yıldır sürükleniyoruz. Suçlu yağmur dendi, suçlu yağmur değildi bunu tüm dünya görüyor, biliyordu. Çıkan son raporda TCDD kusurlu çıkmıştır. Gecikmiş adaletin davasını görmeye geldik" dedi.

Duruşma, bilgi ve belgeler ile yeni bilirkişi raporunun okunmasıyla başladı.

BİLİRKİŞİ RAPORU OKUNDU

Raporda, trende hız ihlali olmadığı, fren uygulamasının dereyman sürecini etki etmediği, kaza günü meydana gelen yağışın öngörülebilir nitelikte olduğu, menfez kapasitesinin 10 yıllık tekerrürlü taşkın debisinden geldiği ve yetersiz olduğu belirtildi. Raporda, demiryolu altyapısı ve sanat yapılarında olağanüstü hava koşulları ile ilgili gerekli önlemleri almayan ve meteorolojik durum ile hava koşulları hakkında gerekli koordinasyonu sağlamayan TCDD Genel Müdürlüğü AR-GE Birimi, Merkez ve 1'inci Bölge Demiryolu Emniyet ve Risk Yönetimi Müdürlükleri, TCDD altyapılarını yenilemeden sorumlu başkanlığının, TCDD Genel Müdürlüğü yol ve geçit kontrol memuru istihdam etmekle sorumlu başkanlığı kusurlu bulundu.

"KOORDİNASYON YOK"

Bilirkişi raporunda, "TCDD Genel Müdürlüğü ile olumsuz hava koşullarında kontrol görevini yerine getirmek üzere görevlendirilen personelin, görevlerini sağlıklı olarak yerine getirebilmesi için meteorolojik olaylarla ilgili eş zamanlı, güncel ve sürekli bilgi akışının gerekli olduğu TCDD Genel Müdürlüğü ile Meteoroloji Genel Müdürlüğü arasında kurulacak koordinasyon ve sürekli veri akışı ile gerçekleşebilecektir. Ancak böyle bir koordinasyon mevcut değildir" denildi.

Yol üst yapısında ve alt yapısında, özellikle deprem ve sel gibi olağanüstü durumlarda kontrol işlerinin yapılabilmesi için TCDD'nin, yeterli sayıda yol ve geçit kontrol memuru istihdam etmesinin bir zorunluluk olduğu belirtilen raporda, kazanın meydana geldiği Çorlu'daki duruma ilişkin, "Mevcut durumda, sürekli (her gün) ve düzenli kontrol görevini yerine getirecek, söz konusu memurlar dışında personel görevli değildir" ifadeleri yer aldı.

"YAĞIŞ ÖNGÖRÜLEBİLİR NİTELİKTEDİR"

Kazaya karışan trenin hız ihlalinin olmadığını, tren seti hızının livre değerine uygun olduğu belirtilen raporda şu tespitler yer aldı:

"Fren uygulaması derayman sürecine etki etmemektedir. Kaza günü meydana gelen yağış öngörülebilir niteliktedir. Menfezin kapasitesi 10 yıllık tekerrürlü taşkın debisine denk gelmektedir, yani yetersizdir. Havzanın yapısı ve arazide tarım yapılması, akarsu yatağının yönünü ve yolunu zamanla değiştirmektedir ve demiryolu şevleri korunaklı değildir. Bu durum menfezlerin dolmasına ve kapasitelerinin yetersiz kalmasına neden olmaktadır. Kaza, km: 161+968'deki menfezin üstündeki ray ve traverslerin altındaki balast ve dolgu tabakalarının boşalması ile meydana gelmiştir. Bu menfez, kazadan önceki şiddetli yağış sonrasında, komşu drenaj yapılarının işlevini yerine getirmemesi nedeniyle üç havzadan gelen akış ile karşı karşıya kalmıştır. Yapılan değerlendirmelerde, suyun menfez seviyesinin üzerinde çıktığı, menfezin kısmen basınçlı su kısmen hava emerek çalıştığı, su seviyesi daha da yükseldikçe memba tarafından emilen suyun girdap yaparak yol şevinin stabilitesini bozduğu ve şevin göçmesine neden olduğu belirlenmiştir. TCDD ve özellikle AR-GE Dairesi Başkanlığı'nın, Merkez ve 1'inci Bölge Demiryolu Emniyet ve Risk Yönetimi Müdürlüklerinin küresel iklim değişikliğinin farkında olmaları gerekmesine karşın; yaptıkları risk analizlerinde, kaza oluşana bu kadar olan değişimleri dikkate almadıkları ve risk analizlerinin temel nedeni olan proaktif tedbirler önermedikleri görülmektedir. Mevcut hat sinyalli bir hattır ve sinyal sistemi doğru çalışmaktadır. Kazada sinyalizasyon sisteminden kaynaklı herhangi bir kusur bulunmamaktadır. Küresel iklim değişikliği ile hava koşullarının önemli dönüşüm geçirdiği düşünüldüğünde, sicilli menfez kavramı sorgulanmalı, altyapı ve üstyapıda olağanüstü koşullara karşı hazırlıklı olmak amacıyla gerekli tüm önlemler alınmalıdır. Trenler modernize edilirken yol üstyapısının uygun hale getirilmesi yeterli değildi. Altyapı ve sanat yapılarının da buna uygun hale getirilmesi gerekir."

Raporun okunmasının ardından duruşmada avukatlar söz almaya başladı.

"YARGILAMANIN ÇOK KRİTİK BİR AŞAMASINDAYIZ"

Avukar Can Atalay, "Yargılamanın çok kritik bir aşamasındayız ve yargılamanın bu şekilde devam ettirilemeceyeğini biliyoruz. Raporun eksiklikler içeren hali ciddi soruna işaret ediyor. Savcı bugüne kadar harekete geçmiş olmalıydı. Kovuşturmanın genişletilmesiyle ilgili adım atmanız gerekir. Rapor, 'Bu haliyle bu yargılama sürdürülemez ve tamamlanamaz' diyor" ifadelerini kullandı.

BTS: TCDD SUÇUNU MASUM ÇALIŞANLARIN ÜZERİNE YIKIYOR

Çorlu’daki katliama ilişkin BTS Genel Merkezi önünde de basın açıklaması yapıldı. Basın açıklamasını yapan BTS Genel Başkanı Murat Oral, “Dönemin Demiryolu Bakım Servis Müdür vekili Mümin Karasu genel müdürün ‘danışmanı’ yapılıp koruma zırhı verilerek, yargılamadan kaçırılmak istenmektedir. Bu 2.bilirkişi raporuyla; Mümin Karasu’nun faciada 1. Derecede kusurlu olduğu bir kez daha ortaya çıkmıştır. Çorlu 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın bilirkişi heyeti raporunda, TCDD yöneticilerinin sorumluluğu net olarak ortaya çıkmıştır. Artık bu saatten sonra TCDD yöneticileri yargı önüne çıkartılmalıdır” dedi.

TCDD’nin kadrolaşma politikaları nedeniyle bugünlere geldiğini ifade eden Oral, “Siyasi kadrolaşma, işin, ehli ve teknik yeterliliği olmayan ve özellikle yerel seçimin muhalefet partisi lehine sonuçlanmasının ardından İBB’den direkt atanan yöneticiler tarafından yürütülmesi nedeniyle meydana gelen kazalarda; onlarca insan ölmekte, ocaklar sönmektedir. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ile TCDD Genel Müdürlüğünü, yanlı, yanlış ve bilimsellikten uzak uygulamalardan bir an evvel vazgeçmeye, insanlık suçu olan tüm personel sürgünlerini derhal durdurmaya, tren kazaların bir daha yaşanmaması için gerekli önlemleri almaya, yaşanan kazalarda bilirkişi raporları ile sorumluluğu ortaya çıkanlar hakkında gereğini yapmaya davet ediyoruz” dedi.

TCDD DAVAYA' MAĞDUR' OLARAK MÜDAHİL OLMAK İSTEDİ

TCDD'in avukatlarının davaya mağdur sıfatıyla müdahil olma talebi mahkeme heyeti tarafından reddedildi.

Heyet, bilirkişi raporunun incelenmesi ve genişletilmesi için Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığında devam eden dosyaya ilave edilmesi ve TCDD'deki sorumluların belirlenmesi için hiyerarşi şeması ile personelin görev tanımlarının istenmesini talep etti.

Duruşma 16 Mart 2021'e ertelendi.

İLK RAPORA İTİRAZ EDİLMİŞTİ

Kazanın ardından hazırlanan ilk bilirkişi raporuna kazazedeler, Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığı'na itiraz etmişti. İtiraz dilekçesinde, ilk hazırlanan bilirkişi heyetinde yer alan Prof. Dr. Mustafa Karaşahin'in Ulaştırma Bakanlığı Danışmanı, Bekir Sıddık Binboğa Yarman'ın ise hattın sinyalizasyon işlerini yapan şirketlerin yönetim kurulu başkanı olduğu belirtilerek, "Görevleri, bilirkişinin tarafsızlığına ve hazırlanan raporun objektifliğine gölge düşürecek niteliktedir" denilmişti. Talep üzerine mahkeme, yeni bir bilirkişi heyetinin kaza yerinde keşif yapmasına karar vermişti.

NE OLMUŞTU?

İstanbul Halkalı'dan Edirne Uzunköprü'ye giden tren, 8 Temmuz 2018'de Tekirdağ'ın Çorlu ilçesine bağlı Sarılar'da devrildi. Kazada 25 kişi yaşamını yitirdi, en az 300 kişi yaralandı. Kazanın yaşandığı alanda iki yıl sonra, 16 Temmuz 2020'de, bilirkişi heyeti keşif yaptı. 

Kazaya ilişkin davada Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları (TCDD) 1. Bölge Müdürlüğünde görev yapan Demiryolu Bakım Müdürü Turgut Kurt, Yol Bakım ve Onarım Şefi Özkan Polat, Köprüler Şefi Çetin Yıldırım ve Hat Bakım ve Onarım Memuru Celaleddin Çabuk yargılanıyor. Dört sanığın, "taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olmak" suçundan 2'şer yıldan 15'er yıla kadar hapsi isteniyor. (HABER MERKEZİ)

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

Zonguldak Kilimli’de maden ocağında göçük: 2 işçi yaralandı

SONRAKİ HABER

Bakan Ziya Selçuk: Özel okullara 891 milyon lira destek aktarılacak

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa