ABD seçimine dair ilk yorumlar: Kazananın meşruluğuna ilişkin tartışma sürecek
Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu ve Akademisyen Dr. Berk Esen, ABD seçimlerindeki son durumu ve gelişmeleri Evrensel için yorumladı.
Fotoğraf: Tayfun Coşkun/AA
Şerif KARATAŞ
İstanbul
ABD’de seçim sonuçlarından ilk yansılan bilgileri ve seçim atmosferini Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu ve Akademisyen Dr. Berk Esen, Evrensel için yorumladı. Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, Cumhuriyetçi aday Donald Trump'ın posta ile gelebilecek oyların sayılmaması yolunda mahkemeye başvurusunun ABD'de seçimi kimin kazandığı, kazananın meşru konumda olup olmadığına ilişkin tartışmaların sürmesine neden olacağını belirterek "Bu tartışmaların da sokağa yansıması, toplumdaki etnik, din temelli düşmanlıkları körüklemesi tehlikesini yüksek görüyorum" dedi. Kozanoğlu, belirsizlik ortamının ABD'de işsizliğin artmasına, yatırımların durmasına ve talebin yavaşlamasına yol açacağına dikkat çekti. Sabancı Üniversitesi Siyaset Bilimi Bölümü’nden Dr. Berk Esen de otoriter yanları olan sağ popülist bir lider olarak Trump'ın kültürel anlamda muhafazakar işçilerin en azından bir miktarının oylarını aldığının göründüğünü, Demokratlar açısından seçimin biraz hayal kırıklığı yaratmış gibi göründüğü yorumlarında bulundu.
KOZANOĞLU: ABD’DEKİ IRKÇILIĞIN VARLIĞINA İŞARET EDİYOR
Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu’nun değerlendirmeleri şöyle oldu:
“ABD’de Trump’la birlikte ırkçılık; siyahlara, Latinlere, Hristiyan olmayan topluluklara olan tepki ve nefret iyice körüklendi. Şöyle bir değerlendirme vardı: Anketlerde Trump’ı desteklediğini söylemekten çekinen, ama içten içe Trump’a sempati duyan da bir topluluk var. Bunlar muhtemelen George Floyd’un öldürülmesinden sonraki sokak gösterilerinin, insanların demokratik haklarını, taleplerini dile getirmesini, ırkçılığı protesto etmesini büyük bir tehlike olarak nitelendiren anlayıştan etkilendiler gibi... Trump’ın Biden’a yakın oy almış olması bu tezin doğruluğunu, ABD’de ırkçılığın ciddi bir şekilde varlığını gösteriyor.
OTORİTER POPÜLİST LİDERLER KAZANMAYA MECBUR HİSSEDİYOR
ABD’de Cumhuriyetçiler, daha fazla sermayeden yana bir parti oldu. Bu bilenen bir gerçek. Trump’ın da, diğer Cumhuriyetçi başkanlardan farklı olarak çok belirgin bir şekilde cinsiyetçi, kadın düşmanı, ırkçı, yalan söylemekten çekinmeyen bir şahsiyet olduğu herkes tarafından biliniyor. Bu bilinmesine rağmen düşmanları karşısında, öteki karşısında her şeyi mubah gören anlayışın ne yazık ki ABD’de oldukça kök saldığının da kanıtı bu durum.
Trump ve benzeri sağ popülist, otoriter, faşizme eğilimli liderlerin ortak özelliği kendilerini kazanmaya mecbur hissetmeleri, aleyhlerinde gelişen her sonucun da bir komplo olduğunu, oyların çalındığını iddia etmeleri. Onun için sandıklar açılmadan Trump'ın kazandığını ilan edeceği tahmin edilebilirdi.
MEŞRUİYET TARTIŞMASI SÜRECEK
Ama son aşamada sonucun 3 eyalete kitlendiği görülüyor. Pensilvanya, Wisconsin ve Michigan. Trump kendi açısından bunu öngörebilmişti. Özellikle Pensilvanya'da posta ile gelebilecek oyların sayılmaması yolunda mahkemeye başvurdu. Gerçekten de olayın orada düğümleneceği görülüyor. Onun için ABD'de seçimi kimin kazandığı, kazananın meşru konumda olup olmadığına ilişkin tartışma sürecek. Bu tartışmaların da sokağa yansıması, toplumdaki etnik, din temelli düşmanlıkları körüklemesi tehlikesini yüksek görüyorum.
EKONOMİK SONUÇLARI NE OLUR?
Belirsizlik ortamı ekonomide karar almayı zorlaştırıyor; salgının ciddi olarak etkilediği ABD'de işsizliğin artmasına, yatırımların durmasına, talebin yavaşlamasına yol açacak. Ekonomiyi olumsuz etkileyecek. Biden, Demokrat Parti’nin sağ kanadından olmasına rağmen bir anlamda bu dönemde burjuva rasyoneli temsil ediyordu. IMF ve Dünya Bankası raporlarında da görüldüğü gibi geçmişten farklı olarak kamunun ekonomideki rolünün artırılmasını, özellikle altyapı projelerine ağırlık verilmesini öngören, bütçeden en yoksul kesimlere belli kaynaklar aktarılmasını öneren, bunun da gelir ayağını vergilerin yükselmesine bağlayan bir anlayış var. Biden da bunu savunuyordu. Clinton ve Obama dönemlerine göre dahi hafif daha solda bir anlayışı savunuyordu. Trump ise klasik harcamaları kısmaya dayalı bir zihniyetin temsilcisi."
BERK ESEN: KORKULAN SENARYO GERÇEK OLUYOR
Sabancı Üniversitesi Siyaset Bilimi Bölümü’nden Dr. Berk Esen de “Oy sayımının önümüzdeki günlerde de devam etmesi bekleniyor” diyerek şu değerlendirmelerde bulundu:
“Dolayısıyla bu haftada ABD’de biraz sıkıntılı geçilecek. Çünkü bir çok eyalette, Donald Trump önde gözüküyor. Fakat yine seçim öncesi beklendiği gibi sayılmayan oylar var. Posta ile gönderilen oyların çoğunluğunun Demokrat Parti seçmenleri tarafından yollanmış olması ile bu farkın kapanması bekleniyor. Hatta bazı eyaletlerde Joe Biden’ın Trump’ın önüne geçebileceği düşünülüyor. Zaten bu ihtimal nedeniyle Trump, posta oylarına en başından itibaren karşı çıktı. Şimdi de posta oylarının kritik eyaletlerde sayılmasını engellemeye çalışacaktır. Bunun için de hukuki süreç başlatacağını söyledi. Ve yaptığı konuşmada seçimi kazandığını söyledi. Bu ABD açısından korkulan senaryoydu. Seçim akşamında sonuçların belli olmaması, birkaç eyalette sayımların devam etmesi ve bu sayımlar tamamlanmadan önce Trump’ın seçimi kazandığını ilan edip, ardından mahkemelere gitmesi. Bunun olacağı gözüküyor.
EYALET BAZINDA ŞİMDİLİK BÜYÜK SÜRPRİZ YOK
Eyalet bazında baktığımız zaman açıkçası şu noktada çok büyük sürpriz yok. Florida ve Teksas’ta beklendiği gibi Trump kazandı. Florida’daki farkın beni biraz şaşırttığını söylemek durumundayım. Sanırım Florida’da yaşayan; sol hükümetlerden, özellikle Venezuela ve Küba’dan kaçarak ABD’ye gelen ve daha sağ tandanslı olan seçmenin oylarını - rakibini sosyalist olarak lanse etmesiyle- Trump’ın büyük oranda aldığını görüyoruz.
Biden’ın seçimi kazanması için alması gereken iki tane kritik eyalet bulması lazım. Bu noktada oyların hangi bölgeden geleceğini biraz tahmin ederek ben Michigan ve Georgia’da Biden’ın kazanabileceğini düşünüyorum.
Açıkçası Ohio benim için sürpriz oldu. Pensilvanya ve Michigan’da Trump arayı biraz açmış görünüyor. Bunlar geleneksel olarak Demokrat Parti’ye oy veren, destekleyen işçi seçmenlerin yoğun yaşadığı eyaletler. Başka ülkelerde de gördüğümüz gibi Donald Trump otoriter yanları olan sağ popülist bir lider olarak aslında kültürel anlamda muhafazakar işçilerin en azından bir miktarının oylarını almış görünüyor.
SENATO VE TEMSİLCİLER MECLİSİNDE DURUM
Kısaca Senato ve Temsilciler Meclisine bakarsak; Temsilciler Meclisinde çoğunluk Demokratlardaydı. Ben yine çoğunluğu ellerinde tutacaklarını tahmin ediyorum. Fakat 2018’de çok büyük bir seçim başarısı kazanmışlardı. 2020’de benzer bir mavi dalga yaşanmadığını görüyoruz. Dolayısıyla Temsilciler Meclisinde Demokratların çoğunluğu biraz azalabilir. Senato hala belirsiz. Bu seçim döneminde senatonun üçte biri yenileniyordu. Ve seçimlerin yenilendiği bölgelerin çoğunluğu Cumhuriyetçi senatörlerin bulunduğu bölgelerdi. Dolayısıyla Cumhuriyetçiler biraz savunma pozisyonundaydı. Açıkçası buna rağmen Demokratların fazla sayıda senatörü Cumhuriyetçilerin elinden alacağını düşünmüyorum.
BIDEN UCU UCUNA KAZANABİLİR
Ben bu akşamı eğer bütün posta oylar sayılırsa Biden’ın ucu ucuna kazanabileceğini düşünüyorum. Eğer bir eyalette oy sayımı durursa Trump’ın şansının yüksek olduğunu düşünüyorum. Senatoda da büyük bir ihtimalle demokratlar 49 senatörde kalacak. Dolayısıyla Demokratlar açısından biraz hayal kırıklığı yaratmış bir seçim gibi görünüyor. Daha kaybetmiş değiller ama beklenen başarıyı da kazanamadılar.