4 Kasım 2020 23:43

TEMSA işçisi yazdı: Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana ama muhtaç eden devlet

"Biz işçiler gittikçe daha çok çalıştırılıp daha fazla hak gasbına uğruyoruz. Devlet bizi kuru soğana mecbur etmişken şimdi kıdem tazminatı ve emeklilik hakkımıza göz dikiyorlar..."

TEMSA işçisi yazdı: Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana ama muhtaç eden devlet

Fotoğraf: Hasret Gültekin Kozan/Evrensel

TEMSA işçisi
Adana

Merhaba Evrensel okurları;

Geçtiğimiz günlerde komisyondan geçen ve Meclise sunulan torba yasayı ve bütçeyi değerlendirmek istiyorum. Bir işçi olarak şunu görüyorum. Emeklilik haklarımız ve kıdem tazminatlarımız hedefte. Yapılan düzenlemelerin bizim için değil patronlar için olduğu apaçık ortada. Ben 20 yılı geçti Temsa’da çalışmaya başladım. O zaman da işçiydim şu an da işçiyim. O dönemler bugüne nazaran daha demokratikti ve işçi olarak bir takım haklarımız vardı. Amerika, Avrupa ve Afrika yine şu anki yerindeydi. O günden bugüne çağ atlayan bir Türkiye denmesine rağmen bizim haklarımız hep eridi. Emekli maaşları ve asgari ücret eridi. 2 bin 400 TL aylık maaşla çalışarak 65 yaşında emekli olunca, o emekli maaşı neye yetecek? Böylesi bir dönemde insanların hayatı ve yaşam koşulları daha da kötüleşti. Artık işçiyi daha çok çalıştırıyorlar ama daha az hak veriyorlar.

Biz metal çalışanları nitelik açısından en iyi iş koluyuz ve en çok üyesi olan Türk Metal Sendikası ise asgari ücreti belirleyici olan sendikalardan biri. Son 15 yıldır üç konfederasyonda en çok üyesi olan Türk-İş belirleyici. Asgari ücretin böyle düşük oluşunun nedeni ise sendika başkanlarının neredeyse hepsini siyasete bulaşmış olması. Sendikalarda başkan olmak için siyasilerden izin almak gerekiyor. Sendikalar bağımsız değil. İşçiler bu ülkede ekonomik sitemi, hayatı, sendikaları, SSK’yi, sanayi odalarını, devleti ve iktadarı ayakta tutuyor. Ama kendi yaşantısını ayakta tutamıyor. Tamam nitelikli insan yetiştireceğiz ama bu şartlarda olmuyor. Ben kızımı dershaneye gönderemiyorum. Kömür vs. dağıtımları devletin ayıbı. Sadece sosyal devlet var demek için kullanılıyor bu yardımlar. Marketler bile sınıflandırmaya göre diziliyor.

BİZDEN 100 ALINIYOR 1 VERİLİYOR

T.C. vatandaşı olarak seçme ve seçilme hakkım ve ifade özgürlüğüm varsa ben üstüme düşeni yapıyorum. Ama benden 100 alınırken 1 veriliyor ve şükretmemiz bekleniyor. Doğrusu bu değil. Örneğin devletin eğitim yükünü elimizden alması gerekiyor. Rakamlar inandırıcı değil, gerçek enflasyon açıklanmıyor. Market fiyatları, sosyal giderler ve tüm giderler artıyor. Maaş hep sabit kalıyor. Sendikalar buna çanak tutuyor. Hiçbiri ses çıkaramıyor. Biz hakkımızı ödesin diye sendikamıza aidat ödüyoruz ama alınan büyük pasta iken verilen ekmek kırıntısı oluyor. Sendikalar burada görevini yapmıyor. Üyelerine yeteri kadar verimli değil

PETROL, GAZ BULUNUYOR AMA...

Çalışanla çalışmayan bir olur mu? Eskiden gerçek bal yapanla yapmayan arı kovanda ayrılırdı. İstikrarlı çalışan işçiler belli bir zaman sonra kıdemi olur ev alır, araba alırdı. İnsan ikinci çocuğu yapmaya korkuyor. Tek çocukla kalıyoruz bu şartlarda yoksulluktan dolayı ailelerde sinir krizleri artıyor. Benim arabam olmazsa ben yapılan o köprüden geçememki. Halkçı, üreten devlet ve eşit gelir dağılımı yok. Belediyelerin ekmek dağıtması bu ülkenin utancıdır. Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana ama muhtaç eden devlet. Bizim ülkemiz her açıdan verimli. Yönetenler halkı düşünüp onlara yönelik politika yapsa belki bu ülke bir yere evrilir. Petrol, gaz bir şeyler bulunuyor ama vatandaş belli bir bedel ödeyerek buna ulaşıyor. Aşağı taraf çok aşağıda üstteki çok üstte kalmış. Ankara’ya bakalım müsteşar çocukları devlete yapışmış her şeyden yaralanır olmuş, ben ise çocuğumu götürsem ücretsiz metroya binemiyoruz. Bunu herkes görmüyor.

İŞÇİLER HAREKETE GEÇSE BAKANLIK KARŞISINA ÇIKIYOR

EYT sorunu ile ilgili Ankara’da mitingler oldu zamanında. AKP ve MHP mitinglerinden 2 katı fazla insan toplandı. Ama karar merci onlar olduğu için şu an yapacak bir şey yok gibi. Bugün ise biz işçiler harekete geçecek olsak İçişleri Bakanlığı pandemi bahanesiyle engelleyecek. Benim sendikam (Hak-İş’e bağlı Özçelik-İş) var onun öncülük yapması gerekiyor. Ama yapmıyor. 2023 seçimlerinde belki oy kaybı görürse bu yasaları esnekleştirir. Tasarruf sürecinde emekçilerden tasarruf yaptırıyorlar. Türkiye’de yaşayanlar arasında bir kırmızı çizginin var olduğunu düşünürsek çizginin üstünde isen o ülke senin için cennet. Altındaysan 3 kere dünyaya gelsen yine de o dünyadan tat alamazsın.

Evrensel'i Takip Et