4 Kasım 2020 11:27
/
Güncelleme: 15:43

Çiğlili depremzedeler: Çadırlar kurulmuş olsaydı eve girmezdik

Aliye CEYLAN
Sinem KILIÇKAYA
İzmir

Ege Denizi’nde meydana gelen ve İzmir’de de şiddetli bir şekilde hissedilen depremin ardından Çiğli halkı ile deprem sonrasında yaşananları ve yerel yönetimlerden beklentilerini konuştuk. Depreme iki çocuğuyla Çiğli Egekent’teki evlerinde yakalanan Aysun Arslan, çok korktuklarını ve yaşanan artçı sarsıntılarla korkularının devam ettiğini söyledi. Evine girmek zorunda kalan Arslan, “Çiğli’de deprem toplanma alanlarında kalamadık çünkü bomboş, hiçbir şey yoktu. Eğer belediye mahallelerde çadır kurmuş olsaydı evlerimize girmezdik” dedi.

Aysun Arslan

Fotoğraf: Evrensel

Depremde yıkılan evlerde sorumluluğun müteahhitlerde ve merkezi yönetimlerde olduğunu belirten Arslan “Denetleme olması lazım binalarda ama olmuyor. Mesela imar aflarının yapılmaması gerekiyordu” dedi. Yaşananlarla ilgili gerekli denetimlerin ve hasar tespit çalışmalarının yapılmadığını söyleyen Arslan “Bugün ayaktayız, yaşıyoruz ama yarın öbür gün bizim başımıza da gelebilir. Eğer bugüne kadar denetimler ve hasar tespitleri yapılsaydı o kadar insan ölmezdi, can kaybı olmazdı. Çocuklarımın geleceği için endişeleniyorum tabii geleceği görebilecek miyiz o bile garanti değil” dedi.

‘HAVA SOĞUYUNCA EVİMİZE GİRMEK ZORUNDA KALDIK’

Ebru Akdeniz

Fotoğraf: Evrensel

Deprem anında iş yerinde olan Ebru Akdeniz deprem sonrasında yerel yönetimlerden hiçbir bilgi, yönlendirme gelmediğini ve kendi hallerine bırakıldıklarını söyledi. Yaşadıkları panik ile ne yapacaklarını bilemediklerini belirten Akdeniz, “Sonrasında nerede toplanmalıyız, evimize girmeli miyiz evimizde hasar var mı, görevliler gelecekler mi bunların hiçbirini bilmiyoruz. Bu yüzden kendi işimizi kendimiz görmek zorunda kaldık” dedi. Çocuğuyla gece yarısına kadar dışarıda beklemek zorunda kalan Akdeniz, “Hava soğumaya başlayınca evimize girmek zorunda kaldık. Eğer çadırlar kurulsaydı elbette orayı tercih ederdim” dedi.

‘SADECE MÜTEAHHİT DEĞİL, İZNİ VERENLER DE SUÇLU’

Dursune Kaya

Fotoğraf: Evrensel

Depreme iş yerinde yakalandığını söyleyen Dursune Kaya ise Çiğli’deki toplanma alanlarında çadır, gıda, ısınma gibi yardımların olmadığını, havanın soğuk olması ve pandemiden dolayı mecburen evlerine girmek zorunda kaldıklarını ifade etti. “Ne yerel yönetimden ne de merkezi yetkililerden bizlere ulaşan oldu. Sadece bulunduğumuz ilçede yıkılan bina olmadığı bilgisi verildi” diyen Kaya “Sadece müteahhit suçlu değil, ona izni verenler de suçlu. Bugün deprem toplanma alanları bile yapılaşmaya açılıyor. Hükümetin de, yerel yönetimlerin de bu çarpık yapılaşmaya izin vermemeleri gerekiyor” dedi.

“ÇİĞLİ’DE BİNALAR YIKILMADI AMA PSİKOLOJİMİZ YIKILDI”

Şahverdi Aydemir

Fotoğraf: Evrensel

20 yıldır Güzeltepe Spor ve Gençlik Kulübünde spor hocalığı yapan Şahverdi Aydemir halkın takımı olarak depremde halkın yanında olduklarını söyledi. Aydemir “Bizim sahamız müsaitti, buraya bir sürü çadır kurulabilirdi, evlerine giremeyen insanlar için. Deprem sonrası çocuklar geldiğinde tir tir titriyorlardı. Hemen top verdik ellerine oyalanıp streslerini atsınlar diye. Biz kendimiz ne yapabiliriz diye düşündük; dedik ki çay yapabiliriz, sandalyeleri çıkartıp insanların ısınmaları için ateş yakabiliriz. Sanırım Çiğli Belediyesi sadece bina yıkımı ve diğer şeylerle uğraştı ama biz psikolojik yıkımla uğraştık” dedi.

‘EMEKÇİLERE NE HUZUR NE DE GÜVEN ORTAMI DÜŞÜYOR’

Oturdukları bölgede evlerin yıkılmamış olduğunu ama insanların ruhsal olarak yıkılmış olduğunu söyleyen Aydemir “İnsanlarda öğrenilmiş bir çaresizlik var. Ayrıca bu pandemi döneminde her şey ekstra zorlaştı. Burada da devlet erkanının komple sınıfta kaldığını gördük. Süreci iyi yönetemediler ve hâlâ yönetemiyorlar. Biz bu durumu sokaktan anlayabiliyoruz. Emekçilere ne huzur ne güven ortamı düşüyor” dedi.

‘EVİNDE KALMAK İSTEMEYEN SOKAKTA NE YAPACAK?​’

Fidel Şanıkan

Fotoğraf: Evrensel

Çiğli merkezde tekel bayi işleten Fidel Şanıkan “Yakınımızda Harmandalı çöplüğü var patlama riski var. Bu depremden sonra sadece camiden anons geçildi. Toplanma alanları var güya ama yerinde otopark mı var ne var belli değil. İlla bir olay olduktan sonra mı düşünülecek bunlar?​” dedi. Yerel yönetimlerin hazırlıksız olduğunu düşünen Şanıkan insanların dayanışmayla bir şeyler yaptığını söyledi.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

‘Onaylamadığımız taslağı masaya koymayın’

‘Onaylamadığımız taslağı masaya koymayın’

Toplu sözleşme sürecinde olan kamu işçilerinin, Türk-İş ve Hak-İş yöneticilerinin üzerinde anlaştığı sözleşme taslağının kendilerinden gizlenmesine tepkisi büyüyor. Bu hafta hükümete sunulması beklenen taslağın onayları alınmadan masaya konmamasını isteyen işçiler, “Biz mücadele etmezsek sözleşmenin sonu belli” diyor.

72 bin 88 TL: Türk-İş’in yoksulluk sınırı

30 bin TL: Kamuda ortalama ücret

58 bin 200 TL: Türk-İş ve Hak-İş’in istediği zamlı ücret

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Erdoğan: Dünya bir imtihan yeridir, ekonomik zorluklar gelip geçer.

Evrensel'i Takip Et